İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

Yıkılmaya yüz tutmuş yapılar işçilerin barınağı oldu!

Yıkılmaya yüz tutmuş yapılar işçilerin barınağı oldu!

Tencere kaynıyor ama doyurmuyor; yatak var ama dinlendirmiyor. İşçiler, hem barınma hem beslenme hakkı için hayatta kalmaya çalışıyor. Atıl binalar, hijyenik olmaktan uzak alanlar “işçi yatı evi”ne dönüştü. Hükümetin yasa gücünde kararnamesiyle işverenlere tanınan kesinti hakkı, insanlık dışı yaşam koşullarını meşrulaştırdığı belirtiliyor.

Yayın Tarihi: 29/10/25 10:32
okuma süresi: 6 dak.
Yıkılmaya yüz tutmuş yapılar işçilerin barınağı oldu!

“Tencere, tavayı görürüz ama çalışanların yemeklerini göremeyiz. Kalori bakımından yeterli mi, besin değerlerini içeriyor mu bilemeyiz…'' bu ifadelere bir de 
''Nefes alamayan, hijyenik olmayan odalarda yenilen yemekler...'' ifadeleri eklenince birçok yabancı uyruklu işçinin ülkedeki hali akıllara geliyor. 

Hijyenik olmayan, yıkılmaya adeta yer arayan binalar işçilerin barındığı yerlere dönüştü.  Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada, bu çığlığın ardındaki karanlık tabloyu anlattı. Rahvancıoğlu,  atıl durumdaki yarı yıkık binaların ve mandıraların işçi yatı evlerine dönüştürüldüğünü belirtti.

Münür Rahvancıoğlu, hükümetin yasa gücünde kararnameyle işverenlere sağladığı kesinti hakkının insanlık dışı koşulları meşrulaştırdığını söyledi.

“ATIL DURUMDAKİ EVLER VE MANDIRALAR İŞÇİ YATI EVİ OLARAK KULLANILIYOR”

Rahvancıoğlu, Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yasa gücünde kararnameye dikkat çekerek, yabancı uyruklu çalışanı bulunan işverenlerin, konaklama ve yiyecek giderlerini karşılamaları halinde maaşlardan yüzde 40’a kadar kesinti yapabileceklerini hatırlattı. Bu uygulamanın, “atıl durumdaki yarı yıkık yerlerin barınma için kullandırılmasına” yol açtığını ifade etti.

“Kalacak yer konusu giderek insanlık dışı koşullara ilerliyor, bu gözle de görülür bir şey” diyen Rahvancıoğlu, “Tencere, tavayı görürüz ama çalışanların yemeklerini göremeyiz. Kalori bakımından yeterli mi, besin değerlerini içeriyor mu bilemeyiz” dedi.

Rahvancıoğlu, barınma ve yiyecek konusunun aslında doğrudan hükümetin sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak, bu konuda asıl denetim görevini Sağlık Bakanlığı’na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin üstlenmesi gerektiğini belirtti.

“Çalışma Bakanlığı’yla bağlantılı denir ama Temel Sağlık Dairesi’nin asıl bu konu ile ilgilenmesi gerekir. Barınma niteliğini veya yemeklerin besleyiciliğini sağlık dairesi değerlendirebilir. Çalışma Bakanlığı’nda o uzmanlık yok” dedi.

Rahvancıoğlu, söz konusu barınma yerlerinin farklı riskler de taşıdığına dikkat çekerek, “Yangın durumunda gerekli önlemler alındı mı, elektrik altyapısı uygun mu, KIB-TEK üzerinden bakımları yapıldı mı bunların da incelenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“BU KONU BİRÇOK BAKANLIĞI İLGİLENDİRİR”

İnsanın barınma ve gıda ihtiyacının temel haklar olduğunu hatırlatan Rahvancıoğlu, bu konunun çalışma hayatı ile bağlandığında birçok bakanlığı ilgilendirdiğini söyledi.

Rahvancıoğlu, “Zaten iç açıcı bir konu değildi. Emekçilerin kaldığı çeşitli kamplar geçmişte basına da yansımıştı. Şimdi işverenlerin maaştan indirim yapabilme hakkı kazanmış olmaları onları bu uygulamalara yönlendiriyor” dedi.

Dev-İş’in söz konusu yasa gücünde kararnamenin iptali için dava açtığını hatırlatan Rahvancıoğlu, “Dava hâlâ devam ediyor. Hızlıca sonuçlanması ve anayasamıza da uygun olmadığı yönünde bir karar çıkmasını bekliyoruz. Yakından takipçisiyiz” ifadelerini kullandı.

“KESİN ÇÖZÜM SENDİKALAŞMA”

Kesin çözümün işyerlerinde sendikalaşmadan geçtiğini vurgulayan Rahvancıoğlu, “Sendikasız işçi çalıştırmanın yasaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Karpaz’dan Yeşilırmak’a kadar köylerde her yerde işyerleri var. Bunların hepsini dışarıdan denetlemek mümkün değil. İşyerlerinde sendikalaşma hayata geçmelidir” dedi.

Rahvancıoğlu, son olarak Bağımsızlık Yolu olarak sendikasız çalışmanın yasaklanması ve “insan haklarına aykırı” yasa gücünde kararnamenin geri çekilmesi için mücadele ettiklerini vurguladı.

Maaşlardan yüzde 40'a varan kesintiler yapılmasına imkan veren yasa gücünde kararnamenin derhal geri çekilmesi gerektiğini belirten Rahvancıoğlu, partisinin önerilerini sıraladı: 

On kişi ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinin Sendikasız İşçi Çalıştırması Yasaklanmalı. Vatandaşlar arasında işsizlik %5'in altına düşene kadar, yeni çalışma izni verilmemeli. Üniversiteler öğrenci olarak getirdikleri kişilerin kayıt dışı çalışmaları durumunda cezai yaptırım almalı. Ülkeye girişte sıkı kontrol ve vize uygulanmalı. Kimlikle giriş kaldırılmalı. Kalacak yer, nakit para ve geri dönme motivasyonu kanıtlayamayanlar ülkeye alınmamalı. Kayıt dışı işçi çalıştıran işyerlerine, bir yıl boyunca ilgili işçiyi durdurma yasağı ve maaş ödeme zorunluluğu getirilmeli. Yasaya aykırı olarak işçilere iş, işverenlere işçi sağlayan ofisler kapatılmalı. Özel sektördeki istihdam, İş Yasası'nın emrettiği gibi tamamen kamu kontrolünde yürütülmeli.

NE OLMUŞTU?

Yasa Gücünde Kararname ile yabancı uyruklu işçilerin barınma ve yiyecek giderleri nedeniyle maaşlarından asgari ücretin yüzde 40’ına kadar kesinti yapılmasına izin verilmişti. 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.