Sınıftan uzak ama öğretmekten değil: Emekli öğretmen Hüseyin Baybora’nın bitmeyen eğitim tutkusu
Emekli ilkokul öğretmeni Hüseyin Baybora, öğretmenliğe adım attığı 1960’tan emekli olduğu 1978’e kadar aradan geçen onca yıla karşın öğretmenliğe ve öğretmeye duyduğu sevgiyi kaybetmedi. “Dünyaya yeniden gelsem yine öğretmen olurdum” diyen Baybora, zor zamanları öğreterek aşmaya çalıştı. Baybora, genç öğretmenlere “Mesleğinizi ve çocukları sevin” mesajı verdi.
Emekli ilkokul öğretmeni Hüseyin Baybora, Kıbrıs Postası’na 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlik yaşamını, mesleğe bağlılığını ve yıllara yayılan eğitim serüvenini anlattı. Baybora’nın hayatı, Kıbrıs’ın en zorlu dönemlerinde dahi sınıfından, öğrencilerinden ve meslek aşkından kopmayan bir öğretmenin hikâyesi…

Baybora, öğretmenliğe 1960 yılında bir yıllık geçici görevle adım attığını, 1961’de Öğretmen Koleji’ne girip, iki yıllık eğitimini tamamlayarak 1963’te mezun olduğunu ve aynı yıl kadrolu öğretmen olarak tayininin çıktığını anlattı.
Geçitkale’ye 7-8 kilometre uzaklıktaki karma bir köyde göreve başlayan Baybora, “20 öğrencim vardı ve 1’den 6’ya kadar tüm sınıfları ben okuturdum” dedi.
“Tek öğretmenli okulda çalışmak öğretmenliğin en fazla beceri isteyen konumudur” diyen Baybora, sabah sınıfa girdikten sonra öğleye kadar dışarı çıkmadan tüm sınıflarla ilgilendiğini anlattı.
Aralık 1963 olaylarının başlamasıyla köyün boşaldığını anlatan Baybora, “Köylü Geçitkale’ye göç etti, ben de kendi köyüme döndüm. 1967’ye kadar orada görev yaptım” dedi.

Aynı yıl evlenerek Ötüken köyüne geçtiğini kaydeden Baybora, 42 öğrencinin tek öğretmeni olarak görevine devam ettiğini dile getirdi.
Dört yılın sonunda Taşkent’e nakil istediğini söyleyen emekli öğretmen Baybora, 1974’e dek burada öğretmenlik yaptığını söyledi.
Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde de görevde olan Baybora, bir yıl sonra ailesine daha yakın olabilmek ve köyünden kopmamak için yeniden nakil talebinde bulundu.
Baybora, son görev yerinin Çamlıca olduğunu belirterek, 1978’de bazı zorunlu sebepler nedeniyle emekliye ayrıldığını söyledi.

“Tam 47 yıl önce emekli oldum” diyen Baybora, öğretmenliğin hayatındaki yerini şu sözlerle anlattı:
"MESLEĞİMİ HEP BÜYÜK BİR HEYECANLA YAPTIM, O HEYECANIM HİÇ GİTMEDİ"
“İlkokul öğretmenliği tüm mesleklerin en güçlü halkasıdır. Hepsi kutsaldır ama ilkokul öğretmenliği hepsinin anasıdır. Mesleğimi hep büyük bir heyecanla yaptım, o heyecan hiç bitmedi. 6 yaşında küçücük bir çocuk gelir, ona sevgiyi verirsin, onunla büyük bir dünya kurarsın, biraz daha büyüklerle oyunlar oynarsın… Bundan büyük mutluluk olur mu? Dünyaya kaç kere gelsem yine öğretmen olurdum.”
Öğrencileriyle her zaman sevgiye dayalı güçlü bir bağ kurduğunu söyleyen Baybora, yıllar geçse de onların saygısını ve sevgisini kaybetmediğini vurguladı.
Baybora, “Öğrencilerim bugün 50 yaşında ama hâlâ bana saygıda kusur etmezler. Bu, bir öğretmenin yaşayabileceği en büyük mutluluktur” dedi.
Teknolojinin ve sosyal hayatın değişmesiyle öğretmenlik algısının da farklılaştığını belirten Baybora, “Eskiden bir köye öğretmen gittiğinde insanlar onu baş üstünde tutardı. Şimdi öğretmenler normal karşılanıyor. Oysa öğretmenler bizim baş tacımızdır” ifadelerini kullandı.

Öğretmenler Günü’nün kendisi için Atatürk’ün öğretmenlere verdiği değerin hatırlandığı özel bir gün olduğunu dile getiren Baybora, genç öğretmenlere de şu tavsiyelerde bulundu:
"GENÇLERE TAVSİYEM HOŞGÖRÜLÜ OLMALARI, ÇOCUKLARI SEVMELERİDİR"
“Her şeyden önce mesleğini sevmek, çocukları sevmek… Sevecen, hoşgörülü, sabırlı olmak gerekir. Öfkeli olmamak, bağışlayıcı olmak… Gençlere tavsiyem budur.”
"UZUN YILLAR OKULLAR AÇILACAĞI ZAMAN İÇİME BİR BURUKLUK ÇÖKERDİ, DÜNYAYA KAÇ KERE GELİRSEM YİNE DE ÖĞRETMEN OLURDUM"
Hüseyin Baybora,“Son görev yerim Çamlıca’ydı. Ayrılırken büyük hüzün yaşadım. Uzun yıllar her Eylül’de okul açılacağı zaman içime bir burukluk çökerdi. Ben hayatımda çok iş yaptım ama hiçbir şey öğretmenliğin yerini tutamadı. Dünyaya kaç kere gelsem yine de öğretmen olurdum.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.