Ali Kişmir'in Anayasa Mahkemesi'ndeki davası 4 Aralık'a ertelendi
Sosyal medya paylaşımı nedeniyle 10 yıl hapis istemiyle yargılanan Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’in davası, mahkemede görülen duruşma sonrası 4 Aralık'a ertelendi.
Sosyal medyada yer alan yazısı nedeniyle yargılanan Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı, gazeteci-yazar Ali Kişmir’in Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmeye başlanan davasının duruşması bugün saat 09.00’da başladı. Duruşma sonucunda mahkemenin 4 Aralık'a ertelenmesine karar verildi.
Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ başkanlığında gerçekleştirilen bugünkü duruşmada, Başsavcılığı temsilen Savcı Hasan Boşnak, Kişmir'i temsilen ise Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı ve Avukat Cemre İpçiler hazır bulundu.
Kişmir’in avukatı ilgili yasaya ve AHİM maddelerine işaret ederek soyal medyada Ali Kişmir’in kaleme aldığı yazının suç teşkil etmediğine yönelik savunma yaptı. Devlete hakaret suçunun 5 yıl ancak Güvenlik Kuvvetleri ile ilgişi yazıya 10 yıl hapis cezası isteminin izahı bulunamadığı söylendi
Mahkeme, davanın 4 Aralık'a ertelenmesine karar verdi. Mahkeme 4 Aralık’ta savcıyı dinleyecek.
HASAN ESENDAĞLI: YASADA ÖNGÖRÜLEN 10 SENELİK HAPİS İSTEMİ AŞIRI DERECEDE YÜKSEK
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı, ilk olarak mahkemeye emare sundu ardından hitabına başladı.
Kişmir’in ülkede tanınan bir gazeteci ve Basın-Sen Başkanı olduğunu kaydeden Esendağlı, uzun yıllar muhalif nitelenecek tarzda yazılar yazdığını ve gazetecilik faaliyetini sürdürdüğünü dile getirdi.
Müvekkilinin dava konusu köşe yazısının içeriğine ve davaya konu olan kısımlara değinen Esendağlı, söz konusu köşe yazısı üzerine ceza davası dosyalandığını belirtti.
Davayla ilgili temel iddialara değinen Esendağlı, yazının tamamen Kuzey Kıbrıs’taki siyasilere yönelik eleştiriler içerdiğini, yazıda asker, ordu yada GKK’nın adının geçmediğini dile getirdi.
Bir gazetecinin 10 yıl hapislik öngören bir düşünce yazısı nedeniyle yargılandığını dile getiren Esendağlı, ithamnamede yer alan bazı maddelere değindi.
Esendağlı, Askeri Suç ve Cezalar Yasası’nda "öngörülebilirlik" ve "anlaşılabilirlik" kavramlarının soyut ve belirsiz olduğunu, yasada öngörülen 10 yıl hapis isteminin aşırı derecede yüksek olduğunu, yasanın düşünce ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ve ilgili suçun askeri suç olarak nitelendirilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu savundu.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bazı kararlarına değinerek, atıfta bulunan Esendağlı, tüzel kişiliğin yasayla kurulabileceğini, manevi kişiliğin ise yasayla kurulamayacağını dile getirdi.
CEMRE İPÇİLER: YASADAKİ BAZI MADDELER, ANAYASA'DA YER ALAN DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI
Avukat Cemre İpçiler ise, hitabında ifade özgürlüğü konusunda AİHM’in bazı maddelerine ve kararlarına değinerek, atıfta bulundu.
Askeri Suç ve Cezalar Yasası'ndaki bazı maddelerinin, KKTC Anayasası ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan "düşünce özgürlüğüne" aykırı olduğunu savunan İpçiler, Anayasa’nın bazı maddeleri ile AİHM’in içtihatlarına da değindi.
Manevi şahsiyet kavramına değinen İpçiler, hitabında ifade özgürlüğü konusunda güncel bazı kararlara da atıfta bulundu.
İpçiler, Askeri Suç ve Cezalar Yasası'nın 26’ncı maddesinde yer alan “manevi şahsiyetin tahkir ve tezyifi” konusuna değindi.
İpçiler, yasadaki bazı maddelerin KKTC Anayasası'nda yer alan düşünce ve ifade özgürlüğünün yanı sıra basın özgürlüğüne de aykırı olduğunu ileri sürdü.
Anayasa Mahkemesi, savunma avukatlarının hitaplarının ardından davayı 4 Aralık Perşembe gününe erteledi.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.