Münür Rahvancıoğlu: Cumhurbaşkanlığı, atamaları sorgulamadan imzalayan bir makam olmamalı
Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın görevden alma sürecinde bilgilendirildiğini ancak toplumun bilgilendirilmediğini belirterek, atamalardaki suskunluğun ciddi bir sorun olduğunu söyledi.
“Cumhurbaşkanlığı görevden alma konusunda bilgilendirilmiş ama toplum bilgilendirilmedi. Buradaki suskunluk bir sıkıntı.” ifadelerini kullanan Rahvancıoğlu, bakanlık kadrolarının da sürekli değiştirildiğine dikkat çekti.
Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Kıbrıs Postası’nda Erçin Şahmaran'ın sunduğu, Objektif programının konuğu oldu.
“PLANSIZ BİR YAPIDA OLDUĞUMUZ İÇİN YAĞMUR SEL FELAKETİNE DÖNDÜ”
Rahvancıoğlu, yaşanan sel felaketinin iklim değişikliği ile bağlantılı olduğunu belirterek Kıbrıs’ın iklim değişikliği ve çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Uzun ve orta vadeli plansız bir yapıda yaşadığımız için memnuniyet yaratması gereken yağmurun sel felaketine dönüştüğünü ifade eden Rahvancıoğlu, yaşanılanları kısır döngü olarak değerlendirdi. Rahvancıoğlu, yaşanılan sorunda herkesin birbirini suçladığını belirterek taşkın yaşanabilecek yerlerin belli olduğunu kaydetti. Marifetin felaket olduğunda değil olmadan planlama yapmakta olduğunu ekledi.
“CUMHURBAŞKANLIĞI, ATAMALARI SORGULAMADAN İMZALAYAN BİR MAKAM OLMAMALI”
Cumhurbaşkanlığı makamının iki ayakta değerlendirmek gerektiğini ifade eden Rahvancıoğlu, bunları Kıbrıs sorunu ve hükümet, iç meseleler olarak açıkladı.
Rahvancıoğlu, iç meseleyle ilgili olarak “Mağusa’ya yapılması planlanan İlahiyat Koleji’nin Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini olumlu değerlendiriyoruz. Fakat Çalışma Bakanlığı müsteşarının görevden alınmasıyla bir polemik başladı. 3’lü kararnameyle atandığın biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı, atama yazısını noter gibi sorgulamadan imzalayan bir makam olmamalı” şeklinde konuştu.
Rahvancıoğlu, her alanda yolsuzluk yaşandığının altını çizerek toplumun bu konuda çok duyarlı olduğunu söyledi.
“Cumhurbaşkanlığı görevden alma konusunda bilgilendirilmiş ama toplum bilgilendirilmedi. Buradaki suskunluk bir sıkıntı.” ifadelerini kullanan Rahvancıoğlu, bakanlık kadrolarının da sürekli değiştirildiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı’nın, Çalışma Dairesi ne yapmışı ve müsteşarı neden görevden alınmışı sorgulaması gerektiğini ekledi. Rahvancıoğlu konunun takipçisi olacaklarını belirterek “zırt pırt 3’lü kararname ile yapılan atamaların değiştirilmesini doğru bulmuyoruz.” dedi.
“MAĞUSA’DA VE LİMASOL’DA YAŞAYAN İNSANIN DA SESİ, DİLİ OLMAK LAZIM”
Rahvancıoğlu, Kıbrıs sorununu daha olgunlaşmamış ve uluslararası olarak değerlendirerek diyaloğun ve temasın kesilmemesi gerektiğini söyleyerek, son 5 yıl boyunca yürütülen politikanın bizi çok geriye götürdüğünü ekledi.
Barış dilinin oluşmasını desteklediklerini ifade eden Rahvancıoğlu, Türkiye ve Kıbrıs’ın güneyiyle ile ilgili kapsayıcılık anlamında denge sağlanması gerektiğine işaret etti.
Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak federasyonu savunduklarını anımsatarak Cumhurbaşkanı Erhürman’ın tavrını olumlu olarak değerlendirdi. Hristodulidis’in İsrail ile flört ettiğini, kendi halkıyla bile çatıştığına dikkat çeken Rahvancıoğlu, bu anlamda barış dilinin oluşmasını önemine değindi.
Rahvancıoğlu, “Yöneticilerle toplumları birbirinden ayırabilmeliyiz. Eğer Kıbrıs’ı birleştirmek istiyorsak Girne’de yaşayan, Mağusa’da yaşayan Limasol’da yaşayan insanın da sesi, dili olmak lazım. Genelleme yapılmamalı, aynısını Türkiye için de söylüyoruz. Türkiye insanı başkadır, iktidarı başkadır…” dedi.
“MÜCADELE KÖKENE GÖRE DEĞİL SİYASİ OLARAK YAPILMALI”
Göçmenlere karşı solun daha farklı politikalar geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Rahvancıoğlu, “Bağımsızlık Yolu’nun, bu anlamda yıllardır hem pratik öneriler hem de felsefik düzeyde eleştiri ve önerileri söz konusu” dedi. Sağ siyaset içinde de Kıbrıs Milliyetçiliği olduğu için YDP gibi bir parti kurulabildiğine dikkat çeken Rahvancıoğlu, YDP yönetiminde Türkiyeli Kıbrıslı ayrımından beslenen bir damar olduğunu söyledi.
Rahvancıoğlu, Kıbrıs sorununa bakış açısından Türkiye kökenli insanları solun duruşunu değerlendirerek, “istenilen yönde oy kullandıklarında bütünleşiyoruz, kullanmadıklarında “bunlardan bir şey olmaz” diyoruz. Bütünleşmeyi oya indirgemek çok sıkıntılı. Bu kesim seçim zamanında suçlayacak yer olarak yedekte tutuluyor. Türkiye kökenli insanlar oy verme oranları üzerinden değil aidiyet bağı üzerinden değerlendirilmeli. Mücadele kökene göre değil siyasi olarak yapılmalı” dedi.
“ASGARİ ÜCRET EN DÜŞÜK KAMU MAAŞINA EŞİTLENMELİ VE ALIM GÜCÜ ARTIRILMALI”
Münür Rahvancıoğlu, asgari ücreti belirlemek için aslında geç bile kalındığını söyleyerek insanların alım gücünün her geçen gün düştüğüne dikkat çekti. Patron ayrımını 50 ve üzeri çalışanı olanlar, 10 ve altı çalışanı olanları ise esnaf olarak gördüklerini ifade eden Rahvancıoğlu, patronların ücretleri baskılama telaşı içinde olduğunu söyledi.
Asgari ücret tartışmalarının önüne geçmenin yolunun asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinden geçtiğini vurgulayan Rahvancıoğlu, ocaktan bugüne asgari ücretin enflasyon karşısında bir maaş kaybettiğine de dikkat çekti.
Rahvancıoğlu, 10 ve 20 çalışanı olan işletmelerin rahatlıkla desteklenebileceğini ifade ederek “devletin patronlara verdiği teşvik ve muafiyetleri buralara vermesi lazım. Bu destek verildiği takdirde esnaf açısından asgari ücretteki artış sıkıntısı da ortadan kalkar” dedi.
Bu çözümlerin kısa vadeli olduğunun altını çizen Rahvancıoğlu, sadece ücret atışının yeterli olmadığını alım gücünü yükseltmek gerektiğini söyledi.
Rahvancıoğlu, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin denize düşen birine atılan can simidi olarak nitelendirerek uzun vadede hayatı ucuzlatma adımlarının belli olduğuna dikkat çekti. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi temel giderlerin ucuzlatılması gerektiğini ekledi.
“ÖZEL SEKTÖRDE SENDİKALAŞMA VE SERVET VERGİSİ GÖRÜNDÜĞÜ KADAR RADİKAL DEĞİL”
Özel sektörde sendikalaşmanın ve servet vergisinin radikal olmadığını dünyada çeşitli örnekleri olduğuna değinen Rahvancıoğlu, hükümet olmanın iktidar olmak anlamına gelmediğini söyledi. Rahvancıoğlu, “ulaşımda, sağlıkta, eğitimdeki iktidar odakları belli” diyen Rahvancıoğlu, toplumun bilinçlendirilerek özne olması gerektiğine dikkat çekti. Hiç kimsenin kendi ve çocuğunun geleceğini bir partiye emanet etmemesi gerektiğini söyledi.
“BAĞIMSIZLIK YOLU KADROSU VE PROGRAMIYLA SEÇİME HAZIR”
Rahvancıoğlu, son olarak erken seçimle ilgili değerlendirmelerde bulunarak 2026 yılının yaz ayında bir seçim öngörüldüğünü söyledi. Bağımsızlık Yolu olarak bütün kadro ve programlarıyla olası bir seçime hazır olduklarını belirtti. Ayrıca Rahvancıoğlu, bütün programlarının yazılı olduğunu da ekledi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.