DÜNYA
okuma süresi: 7 dak.

Görgü tanıkları, Yunan sahil güvenliğini Akdeniz'de çok sayıda mültecinin ölümünden sorumlu tutuyor

Görgü tanıkları, Yunan sahil güvenliğini Akdeniz'de çok sayıda mültecinin ölümünden sorumlu tutuyor

Görgü tanıkları, Yunan sahil güvenliğinin üç yıl içinde Akdeniz'de çok sayıda mültecinin ölümünden sorumlu olduğunu söylüyor.

Yayın Tarihi: 17/06/24 09:51
okuma süresi: 7 dak.
Görgü tanıkları, Yunan sahil güvenliğini Akdeniz'de çok sayıda mültecinin ölümünden sorumlu tutuyor

Görgü tanıkları, Yunan sahil güvenliğinin üç yıl içinde Akdeniz'de çok sayıda mültecinin ölümünden sorumlu olduğunu, mültecilerden dokuzunun kasıtlı olarak denize atıldığını söylüyor.

BBC'nin analizi, bu dokuz kişinin, Yunan karasularından çıkarılmaları ya da Yunan adalarına ulaştıktan sonra tekrar denize açılmaları sonucu öldükleri iddia edilen 40'tan fazla kişi arasında olduğunu ortaya çıkardı.

BBC'ye açıklama yapan Yunan sahil güvenliği, yasa dışı faaliyetlere ilişkin tüm suçlamaları şiddetle reddetti.

12 kişinin bir Yunan sahil güvenlik botuna bindirildikten sonra bir sandala aktarılarak terk edildikleri görüntüleri eski bir Yunan sahil güvenlik görevlisine gösterdik.Eski sahil güvenlik görevlisi, görüşmeye ara verildiğinde sandalyesinden kalkarak ve mikrofonu hala açıkken yanındaki kişiye Yunanca konuşarak bunun "açıkça yasa dışı" ve "uluslararası bir suç" olduğunu söyledi.

Yunan hükümeti uzun süredir insanları zorla, geldikleri ülke olan Türkiye'ye geri yollamakla suçlanıyor. Bu, uluslararası hukuka aykırı.

BBC ilk kez, Yunan sahil güvenliğinin eylemleri sonucu ölümlere yol açtığı iddia edilen olayların sayısını hesapladı.

23 Mayıs 2020 tarihli, 43 kişinin ölümüyle sonuçlanan 15 olayı analiz ettik. İlk kaynaklar öncelikle yerel medya, sivil toplum kuruluşları ve Türk sahil güvenliğiydi

Tanıklar sıklıkla ortadan kaybolduğu ya da açıkça konuşmaktan korktukları için bu tür olayları doğrulamak son derece zor. Ancak bu vakaların dördünde, görgü tanıklarıyla konuşarak ifadeleri doğrulayabildik.Vakaların beşinde mülteciler, Yunan makamları tarafından doğrudan denize atıldıklarını söylediler. Bu vakaların dördü, Yunan adalarına nasıl çıktıklarını ama avlandıklarını anlattılar.

Diğer birçok olayda mülteciler, motorsuz şişirilebilir lastik botlara bindirildiklerini ve daha sonra bunların havasının indiğini veya delinmiş olabileceklerini söylediler.

En tüyler ürpertici ifadelerden biri, Eylül 2021'de Sisam adasına ayak bastıktan sonra Yunan yetkililer tarafından avlandığını söyleyen Kamerunlu bir adama aitti.

Görüştüğümüz tüm kişiler gibi o da, sığınmacı olarak Yunanistan topraklarında kaydolmayı planladığını söyledi.

"Biz limana zar zor yanaştık, polis arkamızdan geldi. Siyah kıyafetli iki polis, sivil kıyafetli üç polis daha vardı. Maskeliydiler, sadece gözleri görülebiliyordu.”

Kendisi ve diğer iki kişi (biri Kamerun'dan, diğeri Fildişi Sahili'nden) bir Yunan sahil güvenlik botuna nakledildiler ve orada olaylar korkunç bir hal aldı:

“Kamerunluyla başladılar. Onu denize attılar. Fildişi Sahili'nden gelen adam 'Kurtarın beni, ölmek istemiyorum' dedi. Sonunda sadece eli suyun üstünde kaldı. Vücudu suyun altındaydı. Eli yavaş yavaş kaydı, su onu yuttu."

Görüştüğümüz kişi kendisini kaçıranların onu dövdüğünü söylüyor:

"Başıma yumruklar yağıyordu. Sanki bir hayvanı yumruklar gibi” dedi.

Daha sonra onu da can yeleği olmadan suya ittiklerini söylüyor. Kıyıya kadar yüzebilmiş ancak diğer iki kişinin (Sidy Keita ve Didier Martial Kouamou Nana) cansız bedenleri Türkiye'de kıyı şeridinde bulundu.

Hayatta kalanların avukatları Yunan makamlarından çifte cinayet davası açmasını talep ediyor.

Somali'den başka bir adam da BBC'ye, Mart 2021'de Sakız adasına vardığında Yunan ordusu tarafından nasıl yakalandığını ve daha sonra Yunan sahil güvenliğine nasıl teslim edildiğini anlattı.

Sahil güvenliğin onu suya bırakmadan önce ellerini arkadan bağladığını söyledi:

"BENİ DENİZİN ORTASINA BAĞLADILAR. ÖLMEMİ İSTEDİLER"

Ellerinden biri bağdan kurtulmadan önce sırt üstü durmaya çalışarak hayatta kalmayı başardığını söyledi. Ancak deniz dalgalıydı ve gruptaki üç kişi öldü. Röportaj yaptığımız kişi karaya çıkmayı başardı ve sonunda Türk sahil güvenliği tarafından fark edildi.

Eylül 2022'de meydana gelen ve en yüksek can kaybının yaşandığı olayda, 85 mülteciyi taşıyan tekne, Yunanistan'ın Rodos adası yakınlarında motorun arızalanması sonucu sorun yaşadı.

Suriyeli Muhammed bize, yardım için Yunan sahil güvenliğini aradıklarını, bir tekneye yüklendiklerini, Türk sularına geri götürülerek cankurtaran botlarına bindirildiklerini anlattı. Muhammed, kendisine ve ailesine verilen salın vanasının düzgün şekilde kapatılmadığını söyledi.

BBC'ye konuşan Muhammed, "Hemen batmaya başladık. Bizi gördüler, çığlıklarımızı duydular ama yine de bizi bırakıp gittiler" dedi ve ekledi:

"İlk ölen çocuk kuzenimin oğluydu…Sonra birer birer öldüler. Başka bir çocuk, başka bir çocuk daha...Sonra da kuzenim kayboldu. Sabah olduğunda, yedi ya da sekiz çocuk ölmüştü. Çocuklarım sabaha kadar ölmedi… sonra Türk sahil güvenliği geldi..."

Yunan yasaları, sığınma talebinde bulunan tüm mültecilerin, bazı adalarda özel kayıt merkezlerine kaydolmalarına izin veriyor.

Ancak mülteci destek kuruluşu Consolidated Rescue Group'un yardımıyla iletişime geçtiğimiz kişiler, bu merkezlere ulaşamadan yakalandıklarını söyledi. Onları yakalayanlar, görünüşe göre gizli görevde olan, üniformasız ve çoğunlukla maskeli olarak görev yapan kişilerdi.

İnsan hakları grupları, Avrupa'da sığınma başvurusu yapmak isteyen binlerce kişinin yasa dışı şekilde Yunanistan'dan Türkiye'ye geri gönderildiğini, onların uluslararası hukukta ve Avrupa Birliği hukukunda güvence altına alınan sığınma talebinde bulunma haklarının ihlal edildiğini iddia ediyor.

Avusturyalı aktivist Fayad Mulla, geçen yıl Şubat ayında Yunanistan'ın Midilli adasında bu tür operasyonların ne kadar gizli olduğunu kendi gözleriyle gördüğünü söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.