10 devletin Filistin'i tanıma kararı İsrail'de nasıl yankılandı? Avrupa'nın uyarısı tartışılıyor

BM Genel Kurulu’nda açıklamalar yapan Fransa, İngiltere, Avustralya, Portekiz, Kanada, Monako, Lüksemburg, Belçika, Malta ve Andorra, Filistin’i bir devlet olarak tanıdığını duyurdu. Kararlar, Gazze’deki çatışmalar sürerken İsrail üzerinde uluslararası baskının artmasına işaret ediyor ve iki devletli çözüm tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor.

Fransa ve İngiltere başta olmak 10 ülkenin liderleri, Filistin'i bir devlet olarak tanıdığını ilan etti.
ABD'nin New York kentinde düzenlenen 80'inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bu anlamda bir Filistin zirvesine dönüştü. İngiltere, Avustralya, Portekiz ve Kanada zirveden bir gün önce kararlarını ilan etmişti.
Genel kurul sırasında ise Fransa, Monako, Lüksemburg, Belçika, Malta ve Andorra Filistin'i devlet olarak tanıdığını açıkladı. Bu adımlarla birlikte, 193 BM üyesi ülkeden, Filistin Devleti'ni tanıyanların sayısı 156'ya yükselmiş oldu.
Bu adım, Filistin ve Ortadoğu için tarihi bir ilerlemeye işaret ediyor. İki devletli çözümün önemine dikkat çeken liderlerin hamleleri, şu an için sembolik düzeyde kalsa da Gazze'de soykırım savaşını sürdüren İsrail'in üzerinde uluslararası baskının önemli ölçüde arttığına işaret ediyor.
Peki bu tarihi kararlar İsrail için ne anlama geliyor?
İSRAİL TERÖR İDDİASINA SIĞINIYOR
İsrail'in Gazze'de yürüttüğü savaşı destekleyen azınlık, Filistin'in bir devlet olarak tanınmasının, Hamas'a “ödül” ve daha fazla "terör eylemi" gerçekleştirmeye teşvik olarak nitelendiriliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Batılı ülkelerin Filistin devletini tanımasına İsrail'in vereceği yanıtın, önümüzdeki hafta ABD'den döndükten sonra kararlaştırılacağını söyledi.
Netanyahu, şunları söyledi: “Ülkemizin kalbinde terör devletleri kurma girişimlerine verilecek yanıt, ABD'den döndükten sonra açıklanacak. Ürdün Nehri'nin batısında Filistin devleti kurulmayacak.”
Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett de Filistin devletinin tanınmasının “tam anlamıyla bir terör devleti”nin kurulmasına yol açacağını iddia etti.
"RADİKALLEŞMİŞ AZINLIKLAR" SAVUNUSU
Bennett, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail işgali ve Filistin halkına karşı on yıllardır sürdürdüğü zulme karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu'na işaret etti. Bennett'e göre İsrail'in 7 Ekim'de yaşadıkları, gelecekte yaşanabileceklerin bir öncüsü.
Bennett, Fransa'da “radikalleşmiş Müslüman azınlıklar” olduğunu, bunun Avrupa'da son zamanlarda görülen aşırılıkçılığın artmasının habercisi olduğunu iddia etti. "Bugün Filistin, yarın Paris" ifadesini kullandı.
İsrail basını, İsveç'in Filistin'i tanıyan ilk büyük Avrupa Birliği ülkesi olduuğunu, bu "jest"in müzakereleri teşvik etmek ve sabırsızlığı göstermek amacıyla yapıldığını hatırlattı, "Ancak çatışmayı bir milim bile ilerletmedi" dedi.
Ancak tanıma kararları, ülkelerin niyetlerini ve neye inandıklarını netleştirmesi açısından önemli. Tam anlamıyla bir devlet kurulana kadar uluslararası forumlarda Filistin'e bazı haklar verebilir.
SINIRLAR TARTIŞMASI: İŞGALİN KABULÜ
İsrail'de tanımaya karşı çıkan kesimin en büyük argümanı ise sınırlar. İsrail'e göre Filistin devletinin net sınırları yok. Çünkü İsrail, kendi varlığını Filistin toprakları üzerinde işgalci bir devlet olarak sürdürüyor. Filistin devletinin kurulmasını engellemeye çalışmasındaki en temel etken de Tel Aviv'in kendisine atfettiği toprakları korumak istemesi.
Filistin'de seçimlerin yıllardır yapılamaması ve "güvenlik güçlerinin siyasallaşmış durumda olması" da İsrail'e göre diğer önemli noktalar.
"İNKÂRIN GECİKMİŞ BİR DÜZELTMESİ"
Diğer yandan İsrail basını, şunu da kabul ediyor: "Filistinliler ise bunu (tanınmayı) çok uzun süren bir inkârın gecikmiş bir düzeltmesi olarak algılıyor. Onur önemlidir, her millet bunu bilir. Tehlike, yerine getirilmeyen beklentilerdir. Aynı kapalı kapıyla karşılaşan yükselen umutlar genellikle öfkeye dönüşür ve öfkenin kendi politikası vardır."
Jerusalem Post'un haberi, şöyle devam ediyor: "Bunların Filistinliler için anlamı nedir? Cevap en düşündürücü kısımdır. Hebron'daki bir baba, elektriğin kesilip kesilmeyeceğini ve çalışmak için izin belgesinin zamanında gelip gelmeyeceğini önemsiyor. Bethlehem'deki bir anne, klinikte ilaç olup olmadığını önemsiyor. Nablus'taki bir genç, mezuniyet belgesinin kontrol noktasının ötesinde bir değeri olup olmadığını önemsiyor."
İLHAK TEHDİDİ VE AVRUPA'NIN YANITI
Ülkelerin Filistin'i bir devlet olarak tanıma kararı, bunları bir gecede değiştirmeyecek ancak değişim bir başlangıç görevi görecek.
İsrail'in bu toprakları "kontrol ettiğini" ve askerlerini çekmedikçe, herhangi bir Filistin'in ortaya çıkmayacağını öne süren savaş destekçileri, bu değerlendirmelerle işgalin varlığını kabul ediyor.
İsrail'in de Filistin topraklarından ne şimdi ne gelecekte askerlerini çekmeyeceği dile getiriliyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Filistin Devleti'nin tanıması kararlarına karşı, işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak etme tehdidinde bulundu. Filistin devletinin kurulmasını yıllardır engellediklerini ve bunun olmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Netanyahu, Filistin toprakları üzerinde askeri güçle kurulan Yahudi yerleşimlerinin sayısını iki katına çıkardıklarını ve bu yolda devam edeceklerini dile getirdi.
İsrail'İn Kanal 12 televizyonu, bu açıklamaların üzerine Avrupalı yetkililerin, İsrail'e sert bir mesaj ilettiğini aktardı.
Habere göre Avrupa, "Eğer Netanyahu ve hükümeti Ortadoğu’da inşa edilen her şeyi yıkmak istiyorsa bunun sonuçlarına katlanacak" uyarısında bulundu. Bu uyarıların Netanyahu ve aşırı sağcı hükümeti üzerinde yaratacağı etkinin BM Genel Kurulu'nun ardından alınacak kararlarda ortaya çıkması bekleniyor.
Kaynak: NTV
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.