İktisatbank piyasa analizi: ABD-Çin tarife ateşkesi piyasaları soluklandırdı, gözler ABD enflasyonunda

İktisatbank, 12 Ağustos 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "ABD-Çin tarife ateşkesi piyasaları soluklandırdı, gözler ABD enflasyonunda” ifadeleri kullanıldı.

İktisatbank'ın 12 Ağustos 2025'e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
ABD ile Çin, karşılıklı olarak devreye girecek üç haneli gümrük vergilerini önlemek amacıyla 90 günlük ek süre konusunda uzlaştı. Bu adım, özellikle yıl sonuna doğru artan ithalat talebi ve Noel dönemi öncesinde düşük vergi oranlarının korunmasına imkân tanıyacak. Mevcut durumda ABD, Çin’den gelen ürünlere %30; Çin ise ABD mallarına %10 vergi uygulamayı sürdürecek. Trump, bu sürenin ticarette karşılıklı adımların atılması ve Xi Jinping ile olası bir yıl sonu zirvesine zemin hazırlayacağını belirtti. Karar, iki ülke arasında kapsamlı bir ticaret anlaşması için zaman kazandıracak önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
ABD ile Çin arasında uzatılan tarife ateşkesinin yarattığı iyimserlikle bu sabah Asya borsalarında yeşil rengin genel hatları ile hâkim olduğunu görüyoruz. Tatilden dönen gösterge endeks Japonya borsası Nikkei, %2,5 yükselişle ve teknoloji hisselerinin önderliğinde tüm zamanların rekor seviyesine yükselirken, Avustralya borsası da merkez bankasının faiz indirimine gideceği beklentisi ile tarihi zirve seviyelerini gördü. Çin ve Hong Kong borsaları ise daha sakin bir seyir izlediğini not edelim.
Her ne kadar bu sabah ABD ile Çin arasında ticaret savaşına yönelik iyimser beklentiler fiyatlansa da, piyasalar günün ikinci yarısında ABD'de açıklanacak ABD enflasyon verisini büyük bir merakla takip ediyor. Hatırlanacağı üzere, her ayın ilk cuması açıklanan ve ABD ekonomisinin sağlığı açısından bir numaralı veri olarak takip edilen resmî istihdam raporu beklentileri karşılayamazken, geriye dönük verilerin de aşağı yönlü revize edilmesi, kanunen fiyatı istikrarını (enflasyon) temin etme görevinin yanı sıra tam istihdam görevi olan Fed'in eleştirinin odağına yerleştirmişti. Başkan Trump Fed'e yüksek perdeden seslenirken, istatistik kurumu başkanını da sağlıklı makro ekonomik veri üretmekye yetersiz olduğu için görevden almıştı.
Özellikle istihdam verisinin hayal kırıklığı yaratması ardından faiz indirim beklentileri artarken, yıl içinde iki veya daha fazla faiz indirimin gelebileceği beklentisinin de korunduğunu görüyoruz. 17 Eylül olağan faiz toplantısına yönelik 25 baz puan faiz indirim beklentisinin bu sabah %89 ihtimalle fiyalandığını not edelim. Bugün açıklanacak enflasyon verisi bu minvalde piyasalara önemli bir ipucu sağlayacağını düşünüyoruz. Reuters anketine göre aylık TÜFE'nin %0,2 artması ve yıllık manşet enflasyonun ise %2,8 seviyesine yükselmesi bekleniyor. Çekirdek verinin ise aylık %0,3 yıllık olarak ise %3,0 artış göstermesi bekleniyor.
Bir tarafta Trump’ın ithal altın külçelerine ek vergi koymayacağını açıklaması diğer tarafta ise 15 Ağustos tarihinde Alaska'da düzenlenecek Trump-Putin zirvesi öncesinde jeopolitik risk algısının yönünü bir nebze de olsun aşağı çevirmesi ile altın fiyatları dün %1,5 düşüş kaydetti. Alaska zirvesinden büyük bir anlaşma çıkmasını beklemesek de, jeopolitik tonda olası değişimlerin emtia ve gelişen ülke varlıklarını sınırlı da olsa etkileyebileceğini düşünüyoruz. Çok uzun bir süredir olduğu üzere altın uzun pozisyonlarımızı korurken, teknik mânâda aşağıda 3,300 dolar seviyesini ilave alım için kollamaya devam edeceğiz. Bugün beklentilerin altında gelecek özellikle çekirdek enflasyon, faiz indirimi ihtimalini daha da güçlendirerek altına destek verebileceğini düşünüyoruz. Faiz indirimi beklentilerinin güçlü kalması, düşük faiz ortamında altın için pozitif bir zemin oluşturduğunu yeri gelmişken bir kez daha not edelim.
Dün altın cephesinde yaşanan satış baskısı hâliyle gümüş fiyatları üzerinde de baskı kurdu. Gümüşün ons fiyatı günü %1,9 düşüşle tamamlarken, bugün kayıpların bir nebze de olsun telafi edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının ise son bir hafta neredeyse %8 gerileyerek 66 doların diplerine kadar ulaşması ardından gelişmeleri takip etmek üzere 66-67 dolar bandında yataylaştığını görüyoruz. Hâliyle, mevcut gelişmeler doların işine yararken, dün DXY altı günlük düşüş ardından bir miktar da olsun değer kazandı. EURUSD paritesi hafif de olsa geri çekilirken, ABD borsaları dün geceyi sınırlı da olsa değer kaybı ile tamamladı. Bank of America’nın anketine göre, rekor seviyede (%91) fon yöneticisi ABD hisselerinin aşırı değerli olduğunu düşünürken, gelişmekte olan ülke hisse senetlerinin ise tam aksi yönde %49 değersiz olduğunu okuyoruz. Yeni gün başında da ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hafif de olsa kırmızı rengin göze çarptığının altını çizelim.
Dönelim Türkiye cephesine. Dün MHP lideri Bahçeli'nin yargı mesajı kulisleri bir miktar da olsa hareketlendirdi. Türkiye, belediyeler başta olmak üzere hukukî davalardan süratle kurtulmalıdır diyen Bahçeli, yazılı bir açıklamayla yargıya yönelik kritik mesajlar verdi. MHP lideri adli tatil sonrası yargıda süren tartışma ve sürtüşmelerin bitirilmesi, belediyeler başta olmak üzere pek çok alana yayılan davaların hızla sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. Aslında Bahçeli'nin açıklamaları yeni bir haber ya da Cumhur İttifakında bir çatlak olarak okumamak gerekiyor. Bahçeli'nin gündeminde süratla terör meselesinin bitmesinin yattığı düşünülürse, bunun önündeki tüm engellerin de hâliyle çözümlenmesini talep ediyor. Bahse konu davaların CHP'nin sürece dahlini engellediğini düşünüyor, ki bu da sürecin ilerlemesini aksatıyor.
MHP'nin çıkışını bir kenara bırakırsak, Türk mali piyasalarının dün günü yine sakin ve yaz rehavetinde geçirdiğini söyleyebiliriz. USDTRY kuru kendi dünyasında yavaş yavaş 40,70 seviyesine gelirken, tahvil ve CDS cephesinde ise önemli bir hareket olmadı. TL REF %42,70 seviyelerinde kalırken, BIST100 endeksi günü %0,6 artışla 11bin endeks seviyesinin hemen üzerinde tamamladı. Söz konusu seviye 19 Mart tarihinde Türkiye'de siyasi ikliminin değiştiği tarihten sonra en yüksek seviye olarak okunabilir. Her ne kadar borsanın yükseldiğini söylesek de, geçen yıl bu zamanlar endeksin 11,250 seviyesinde olduğunu düşünürsek, bir senedir hisse senedi yatırımcısını ne kadar zorlandığını çok daha rahat anlayabiliriz. Yine de, TÜİK'in açıkladığı Temmuz ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları raporuna göre, uzun bir süredir negatif ayrışan hisse senetler yatırımcısını Temmuz ayında ilk kez memnun etmiş: TÜFE bazlı endekse göre hisse senedi yatırımcısının reel getirisi %8,4. Bank of America'nın fon yöneticiler anketini bu noktada bir kez daha hatırlatmış olalım.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada reel sektöre kulak verdik, KOBİ tanımını güncelledik derken, Türkiye'de Haziran ayında sanayi üretimi yıllık %8,3, aylık olarak %0,7 büyüdü. Sanayiden yükselen sorunlara rağmen verinin ters yöne işaret etmesini biraz da olsun garip karşıladık. Her ne kadar gözler ABD enflasyon verisine çevrilse de, TCMB bugün Haziran ayı ödemeler dengesi raporunu açıklayacak. Bugün ayrıca Hazine'nin tahvil ihraçları ve iç siyasi gelişmeleri takip edeceğiz. ABD enflasyon verisine kadar bekle ve gör stratejisi, devamında ise verinin işaret ettiği yöne doğru bir hareket bekliyoruz.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.