İktisatbank piyasa analizi: Alaska’da gövde gösterisi; Washington’da zorlu barış pazarlığı

İktisatbank, 18 Ağustos 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "Alaska’da gövde gösterisi; Washington’da zorlu barış pazarlığı” ifadeleri kullanıldı.

İktisatbank'ın 18 Ağustos 2025'e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Alaska'da ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna savaşına dair olası bir barış anlaşması masaya yatırıldı. Sızan bilgilere göre Putin, işgal ettiği küçük bazı bölgeleri bırakabileceğini, ancak bunun karşılığında Ukrayna'nın doğusunda (Donetsk ve Luhansk) geniş ve stratejik bir alanı Rusya'ya bırakmasını istedi. Trump ise bu öneriye sıcak bakarak önce ateşkes olmadan doğrudan bir barış anlaşmasının yapılabileceğini savundu. Ancak bu yaklaşım, hem Kiev hem de Avrupalı müttefikler için ciddi endişe yarattı çünkü Rusya hâlihazırda Ukrayna topraklarının yaklaşık beşte birini kontrol ediyor. Ayrıca, ABD ve Avrupa’nın gündeme getirdiği NATO dışında “5. madde” benzeri bir güvenlik garantisi önerisi tartışılıyor olsa da, bunun uygulamada ne kadar caydırıcı olacağı belirsiz.
Alaska görüşmesi sembolik ve medyatik anlamda da oldukça yoğundu. Putin’i ABD topraklarında, Alaska’daki askeri üsse davet eden Trump, onu zırhlı başkanlık aracı The Beast'e bindirdi. Üstlerinde B-2 bombardıman uçakları ve F-22/F-35 savaş jetleri uçarken verilen görüntü, Trump’ın hem Rusya’ya hem de dünyaya “güç bende” mesajı olarak yorumlandı. Trump, Putin'i törenle karşılarken, kırmızı halı sermesi ve alkışlaması dikkat çekti. Diplomatik manevra açısından, her ne kadar Putin geri adım atmasa da, samimi bir görünümle Trump’ı kalıcı bir diyalog vaadiyle Moskova'ya davet etti. Bu davet, siyasi arenada hem prestij kazanma hem de süreci kendi lehine şekillendirme çabası olarak yorumlandı. Bir diğer dikkat çekici anekdot ise zirvenin ardından Putin’in yaptığı açıklamada geçti: Putin, ABD Başkanı Biden yerine Trump'ın o koltukta olsaydı savaşın başlamayacağını öne sürerek, hem kendi stratejisinin haklılığına vurgu yaptı hem de Trump’a diplomatik bir destek mesajı yolladı.
Yedi yıl sonra ilk kez gerçekleşen Trump-Putin zirvesinden şimdilik bir sonuç alınamasa da, tünelin ucundan bir ışık görünüyor olması bile bardağın dolu tarafı olarak ön plana çıktı. Görüşme ardından Trump, Almanya, Fransa ve İngiltere'ye telefon ile bilgi verirken, sürecin bu noktaya kadar ilerlemesine ciddi bir emeği olan Türkiye'ye ise Rusya dışişleri bakanı Lavrov'un bilgi verdiğini okuyoruz. Rusya'ya yönelik olası bir yaptırım meselesinin şu aşamada gündemden düştüğünü düşünmekle birlikte, konunun ana meselesinin toprak olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Alaska zirvesinin ardından Trump, Zelenskiy ile telefonda görüşerek Putin'in taleplerini aktardı. Şimdi gözler Zelenskiy’nin ABD ziyaretine çevrildi. Ukrayna lideri, Trump ile Oval Ofis’te bir araya gelecek ve masada güvenlik garantilerinden yaptırımların sürdürülmesine kadar kritik başlıklar olacak. Çaylak bir siyasetçi olan Zelenskiy'nin Oval ofiste geçen sefer düştüğü hataya düşmemesi adında, Almanya, Fransa, İngiltere ve Avrupa Komisyonu yetkilileri, Zelenskiy’ye destek vermek için Washington’a gidiyor. Ukrayna’nın yalnız bırakılmaması ve hızlı bir barış baskısı yerine daha dengeli bir çözümün sağlanması murad ediliyor.
Zirve sonrası, yeni haftanın ilk işlem saatlerinde bültenimizi kaleme alırken, petrol fiyatları ile güvenli liman altın ilk baktığımız enstrümanlar arasında oldu. Haftanın son iş gününü %1,5 kayıpla tamamlayan kuzey denizi petrolü Brent, Ağustos ayının neredeyse ilk üç haftasında %10'a yakın gerilediğini hatırlatalım. Rusya'ya yönelik ek enerji yaptırımlarından şimdilik geri adım atılması arz endişelerini hafifletirken, Brent cinsi petrolün varil fiyatı bu sabah da hafif bir düşüşle 65 dolar seviyelerinde kalmaya devam etti. Altın ons fiyatı jeopolitik gelişmelere şimdilik bekle ve gör tarzında bir tepki vererek 3,345 dolar seviyesinde yatay bir seyir izledi. Öte yandan uzun bir süredir sabırla takip ettiğimiz gümüş, her ne kadar sene başına göre %32 yükselişle ön plan kalsa da, 35 dolar seviyesindeki güçlü barajın aşılması sonrası son altı haftadır 38,30 dolar üzerinde haftalık kapanış yapmakta zorlandığını görüyoruz. Bir sonraki adım için, gümüşün bu seviyenin üzerinde haftalık kapanış yapıp yapamayacağını takip edeceğiz.
Kripto para cenahında ise teknik seviyeler sonrasında kâr satışları ön plana çıktı. Ether 4,800 dolar seviyesindeki zirvesini geçen hafta beklentimize paralel test ederken, Bitcoin de benzer bir şekilde uzun bir süredir ön plana çıkardığımız 125bin dolar teknik seviyesini test etmesi ardından sağlıklı bir şekilde kâr satışlarına paralel geriledi. Para birimleri cephesinde ise, Trump bir taraftan faiz indirimi için bastırsa da, enflasyon beklentilerinde yaşanan bozulmaya paralel ABD tahvil faizlerindeki artış Fed’in faiz indirimi beklentilerini bir miktar sınırladı. Dolar endeksi (DXY) geride bıraktığımız haftayı baskı altında kapatması ardından yeni hafta başlangıcında yatay bir seyir izlediğini görüyoruz. EURUSD paritesi 1,17 seviyelerine yükselirken, teknik bir bakış açısı ile daha da 1,1750 seviyesini yukarıda takip etmeye devam ediyoruz. Seviyenin aşılması durumunda uzun, test edilip aşılamaması durumunda ise dar stop (zarar kes) stratejisi ile kısa pozisyon deneyeceğiz. Barış umudu ile bu yıl %30 değer kazanan Rus Rublesi, yeni güne hafif de olsa değer kaybı ile başladığını not edelim.
Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarının haftaya olumlu bir başlangıç yaptığını not edelim. Gösterge endeks Tokyo borsası ve Tayvan endeksi rekor seviyelere ulaşırken Çin'in mavi çip hisseleri %1,5 yükselişle son on ayın zirvesini test etti. S&P 500 ve Nasdaq vadeli işlemleri de tarihi zirvelere yakın seyrederken, güçlü bilançolar özellikle teknoloji hisselerini desteklemeye devam ediyor. Hafta genelinde veri takviminin çok da yoğun olmadığını görüyoruz. FED'in son toplantı notlarını takip edeceğiz.
Türkiye cephesinde ise geçen hafta Beyoğlu Belediye Başkanı'nın gözaltına alınması sonrası siyasi risk algısında yeniden bir miktar artış yaşanmıştı. Hafta sonu gündemin sessiz kaldığını görüyoruz. USDTRY kuru yukarı yönlü hareketini sürdürerek 40,90 seviyesine gelirken, CDS risk primi 270 baz puan ile 19 Mart sonrası dönemin en düşük seviyelerinde yer almaya devam ettiğini görüyoruz.
Alaksa toplantısı sonrası gözler merkez bankacıların toplantısı olarak yakından takip edilen ve para politikası hakkında önemli mesajları verildiği Jackson Hole toplantısına çevrildi. Ana gündem maddesi değişen işgücü piyasası olacak. Hatırlatma yapmak gerekirse, 2010 yılında düzenlenen Jackson Hole toplantısında konuşan dönemin Fed Başkanı Bernanke, ekonomik toparlanmanın zayıf olduğuna dikkat çekmiş ve gerektiğinde ek parasal genişleme (QE) adımlarının gündeme alınabileceğini söylemişti. Bu mesaj, piyasalar tarafından QE2 (ikinci parasal genişleme programı) için güçlü bir sinyal olarak yorumlanmıştı. O konuşmadan bu yana, Jackson Hole toplantıları önemle takip ediliyor. Eğer merkez bankalarını bir uçağa benzetirsek, bu uçağın kokpitinde de FED'in oturduğunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Bu minvalde, piyasa aktörleri, Başkan Powell’ın konuşmasından faiz indirim sürecine dair net sinyaller arayacağını iddia etmek çok da yanlış olmayacaktır.
Hatırlanacağı üzere, son dönemde açıklanan tüketici enflasyonu beklentiyi karşılayamayarak faiz indirim beklentlerini desteklerken, hemen akabinde açıklanan kuvvetli üretici enflasyonu ise iyimser fiyatlamayı törpülemişti. Bu sabah itibariyle, vadeli kontratlar, Eylül ayında 25 baz puanlık bir indirime %84 ihtimal tanırken, sene sonuna kadar iki kez 25 baz puan faiz indirimi fiyatlanıyor. Powell’ın konuşmada ön plana çıkacak en büyük riskin, piyasalarda hâkim olan ve bizce biraz da fazlaya kaçmış iyimserliğin tersine dönmesi olacağını düşünüyoruz. Geçen hafta bültenimizde, hisse senetlerinden, kripto paralara hatta kıymetli madenlere kadar hâkim olan zirve seviyelerine karşı, konforlu ve kalabalık bir işlem hâline dönüşen 'dolar sat da korkma' eğilimini sorgulamıştık. Powell'ın enflasyon riskine değinmesine rağmen buna karşılık, ekonominin ne aşırı ısındığını ne de resesyona girdiğini vurgulayan dengeli mesajları ön plana çıkarması durumunda ise piyasaların mevcut hâlini koruyabileceğini düşünüyoruz.
*TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi
TCMB, 68 kişinin katıldığı piyasa katılımcıları anketinin Ağustos ayı sonuçlarını açıkladı. Buna göre, yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisi %29,66'dan %29,69'a sınırlı da olsa yükselirken, 12 ay sonrasına ilişkin beklenti %23,39'dan %22,84'e geriledi. Yıl sonu USDTRY kuru beklentisi 43,72'den 43,96'ya yükselirken, anketin 12 ay sonrası beklentisi 47,70'ten 48,36'ya yükseldi. Piyasalar TCMB'nin Eylül toplantısında politika faizini 300 baz puan düşürerek %40 seviyesine getireceğini tahmin ederken, sene sonu tahmini ise %35,6 seviyesinde yer aldı. Diğer detayları aşağıdaki grafikten görebilirsiniz. Genel hatları ile, 19 Mart sonrası Türkiye'nin siyasi ikliminde yaşanan bozulmanın kademeli bir şekilde düzelmeye devam ettiği yorumuna varıyoruz. Bizim tahminlerimiz de büyük ölçüde anket ortalamaları ile uyumlu olduğunu not edelim.
İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 18 Ağustos Pazartesi
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.