İktisatbank piyasa analizi: Büyük Uyanış; Fed bağımsızlığı sarsılırken altın ve gümüş sahnede!

İktisatbank, 1 Eylül 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "Büyük Uyanış; Fed bağımsızlığı sarsılırken altın ve gümüş sahnede!” ifadeleri kullanıldı.

İktisatbank'ın 1 Eylül 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Bir haftalık aradan ya da zihin yatırımı ardından önemli gördüğüm gelişmelerin üzerinden geçerek geniş bir açıdan gündemi yakalamaya çalışacağım. Son bir haftada küresel piyasalarda öne çıkan başlığın ana aktörleri pek de değişmemiş. Trump ile Fed arasındaki gerilim daha da artarken, Trump'ın, Fed yönetim kurulu üyesi Cook’u geçmişte mortgage suistimali yaptığına ilişkin iddialarla görevden alma girişimi, 111 yıllık Fed tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durum olarak ön plana çıktı. Bu adım, Fed’in bağımsızlığına dair ciddi soru işaretleri yaratırken, ABD’den gelen zayıf makro verilerin ise faiz indirimlerini gerekli kılması, piyasaların tepkisinin de hâliyle sınırlı kalmasına neden oldu. Powell’ın Jackson Hole konuşmasında “değişen risk dengesi” vurgusu yaparak daha güvercin bir ton benimsemesi de küresel risk iştahını destekledi.
Faiz indirim beklentisinin kuvvetlenmesi ile MSCI Dünya endeksi ve ABD borsaları yeni rekor seviyelere ulaşırken, Fed'in favori enflasyon verisi PCE'nin de haftanın son iş günü beklentiler paralelinde sonuçlanması, stagflasyon endişesi şimdilik rafa kaldırdı. Tahvil piyasasında ise ABD'de faiz eğrisi dikleşirken, 2 ile 30 yıl vadeli tahvil farkı geçen hafta 13 baz puana kadar genişledi. ABD’de uzun vadeli faizlerin kısa vadelilere göre daha hızlı yükselmesi, uzun vadede enflasyon/borçlanma risk priminin fiyatlandığını gösteriyor. Tahvil piyasasındaki gerilim aksine hisse senetlerini çok fazla etkilenmemesinin nedeni ise faiz indiriminin şirketler için olumlu olması olarak yorumluyoruz.
Biraz daha geniş açıdan bakıldığında, Trump'ın Fed’in bağımsızlığını zorlayarak faizleri hızlı biçimde indirmek istemesi, kısa vadede ucuz para seven piyasaları memnun etse de uzun vadede ekonomik dengeleri bozma riski barındırıyor. Netice itibariyle, parayı harcayan ile paranın maliyetini belirleyen otoritenin aynı olmaması gerektiğini unutmamak gerekiyor. Ayrıca, politika faizini indirmek tek başına uzun vadeli faizleri düşürmeye de yetmiyor. Nitekim Türkiye’de 2021-2023 yılları arasında TCMB faizleri indirirken piyasa faizleri yükselmeye devam etmişti. Bugün de Fed'den beklenen faiz indirimi hisse senetlerini destekleyebilir, fakat dolar üzerinde baskı oluşturma ihtimali küçümsenmemelidir. Trump’ın Fed içerisindeki karar alıcılar üzerinde nüfuzunu artırma çabası ise, küresel ekonomi açısından önümüzdeki yılların daha stresli, öngörülmesi güç ve dalgalı bir döneme sahne olabileceğine işaret ediyor.
New York Fed eski Başkanı Dudley'in gelişmeleri Fed’in bağımsızlığına yönelik gerçek bir saldırı olarak nitelendirmesi ve piyasanın bu konuda yeterince rahatsızlık göstermemesini "garip" bulduğunu dile getirmesini de önemli bulduğumuz not etmek isteriz. Gelişmeleri alt alta üst üste koyduğumuzda, Jackson Hole toplantısı ardından sert bir yükseliş kaydeden Bitcoin tüm kazançlarını geri vererek 107bin dolar seviyelerine kadar geri çekilirken, kıymetli madenlerin ise adeta şaha kalktığını görüyoruz. Bu gelişmeyi manşetimize Büyük Uyanış olarak taşıdık. Kıymetli madenler önceki paragrafta yazdığımız endişeyi fiyatlarken, fiat para sistemine de meydan okumaya devam ettiklerini düşünüyoruz. Altının ons fiyatı, üç aylık konsolidasyon sonrası, cuma gününü, 3,446 dolar seviyesinden kapatarak tüm zamanların en yüksek günlük, haftalık ve aylık kapanışına imza attı. Öte yandan, göz bebeğimiz gümüş de benzer bir şekilde 40 dolar seviyesine dayanarak son 14 yılın zirvesine yükseldi.
Bu sabah itibariyle, altının 3,475 gümüşün ise 40,45 dolar seviyesine yükseldiğini not edelim. Çok uzun bir süredir olduğu üzere, faiz getirisi olmayan kıymetli madenlerin etkileyici yükselişini devam ettireceğini düşünüyoruz. Gümüşte artık tüm zamanları zirvesi olan 50 dolar seviyesini beklemek pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Altında ise ilk etapta 3,700 dolar seviyesini devamında ise daha yüksek seviyeleri hedefliyoruz. Altın gümüş rasyosu hâlen daha altını desteklemeye devam ederken, gümüşün daha süratli koşabilmesi adına aşağıda 78 seviyesinin altına inmesi gerektiğini düşünüyoruz (bakınız grafikler.). Bitcoin cephesinde ise 125bin dolar seviyesindeki hedefimizin gerçekleşmesi ardından bir sonraki zirve için enerji biriktirme çalışmalarının bir süre devam edeceğini düşünüyoruz. Altın bitcoin rasyosu altını desteklemeye devam ederken, göz ucuyla takip ettiğiniz Ripple cephesinde ise teknik görünümün 2,80 dolar seviyesinin altında ciddi mânâda olumsuz göründüğünün altını çizelim!
Bir hafta izin döneminde pek çok gelişme olsa da, doların sepet bazında değerini gösteren DXY'nin zayıf seyrini korumaya devam ettiğini lâkin yeni bir dip yapmadığını da görüyoruz. Belki de Fransa'da yeniden patlak veren hükûmet krizinin de bu noktada bir payının olduğunu düşünüyoruz. Şöyle ki, Başbakan Bayrou, 8 Eylül'de güvenoyuna gideceğini duyurunca Fransız mali piyasalarında satış baskısı hâkim oldu: CAC 40 endeksi haftayı %4'e yakın düşüşle tamamlarken, Fransa 10 yıl tahvil faizi ile Almanya arasındaki fark 60 baz puana açıldı. FED riskine rağmen EURUSD paritesinin haftayı 1,17 seviyesinin altında tamamlamasını da buna bağlıyoruz.
Futbol takımlarımızın hafta içi başarısız sonuçlar alması ardından Fenerbahçe büyük beklentileri ile getirdiği Mourinho ile yollarını ayırırken, finansal piyasalar cephesinde ise genel hatları ile temkinli iyimserliğin korunduğunu gördük. BIST100 endeksi hafta içinde 11,600 seviyesini aşarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, haftanın son günlerinde kâr satışları ile hafif de olsa geriledi. Yine de, Ağustos ayını tüm zamanların zirvesinde tamamladığının altını çizmemiz gerekiyor. Bu noktada siyasi tansiyonun düşük kalması ve bu ay görülecek CHP Kurultay davasından bir karar çıkmayacağı görüşünün de ağır basmasının önemli bir unsur teşkil ettiğini düşünüyoruz. Yabancı indinden Türkiye'nin risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 265 baz puan ile son beş ayın en düşük seviyesine indi. TL tahvil faizleri gevşerken, USDTRY kuru 41 civarında dengelendi. TCMB’den haftaya düzenlenecek olağan PPK toplantısına yönelik 300 baz puanlık faiz indirimi beklentisi de bu süreçte belirleyici oldu. Neredeyse yerel seçimlerden (Nisan 2024) bu yana Türk Lirası pozisyonlarımızı korumaya devam ediyoruz. Risklerin belirgin derecede artmayacağı senaryosu ile carry trade eğiliminden faydalanmaya devam edilmesini hâlen daha makul buluyoruz.
Her hafta perşembe günü açıklanan haftalık TCMB ve BDDK verilerine de kısaca değinmek isteriz. 22 Ağustos ile biten haftada, parite etkisinden arındırılmış seriye göre yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 2 milyar dolar artış gösterdi. Detaylarda, yükselişin tamamının yine tüzel kişilere ait olduğunu görüyoruz. Gerçek kişilerde ise uzun bir süredir olduğu üzere anlamlı bir değişim göremedik. 2021 ve 2023 yılları arasında TCMB'nin faizi indirimleri enflasyonu ve kuru şirazesinden çıkardıktan sonra devreye sokulan KKM, kamuya büyük bir (kambur) yük getirmişti. Stok bakiyesinin 10,5 milyar dolara kadar gerilemesi ardından, beklentilere paralel KKM'nin 'fişi' TCMB tarafından çekildi. Ağustos 2023 ayında KKM bakiyesinin 127,5 milyar dolar seviyesi ile zirve yaptığını hatırlatalım.
Bir nevi yabancı para enstrümanı sayılabilecek KKM dâhil, yabancı paranın toplam mevduatlar içindeki payı uzun süredir %40 seviyelerinde yatay seyrediyor. Ancak son dönemde yatırımcı ilgisinin DTH yerine yatırım fonlarına yöneldiğini görüyoruz. Bu doğrultuda, TEFAS verilerini kullanarak yatırımcı eğilimlerindeki değişimi ve fonlardaki dolarizasyon eğilimini inceleyecek yeni bir çalışma yaptık. Aşağıdaki grafikten de izlenebileceği üzere, 19 Mart’ta patlak veren siyasi gelişmelerin ardından döviz kurlarında artan volatilite, menkul kıymet yatırım fonlarındaki döviz cinsi portföy büyüklüğünü yukarı taşıdı. Mart ortasında %30 seviyelerinde olan döviz payı, Nisan başında %37’ye kadar yükseldi. Son verilere göre ise %35 civarında dengelenmiş durumda. Bugün itibarıyla fonlardaki döviz cinsi portföy büyüklüğü yaklaşık 54 milyar dolar olduğunu görüyoruz.
Yurtdışı yerleşiklerin menkul kıymet pozisyonlarında ise net olarak önemli bir değişim gözlemedik. Hisse senetlerinde 90 milyon dolarlık artış yaşanırken, son 19 haftada toplam girişin 3 milyar dolara ulaştığı ve bu dönemin 18 haftasında kesintisiz giriş olduğunu altını çizmemiz gerekiyor. TCMB'nin net yabancı para pozisyonu (swap ve Hazine dövizleri hariç) 28 Ağustos itibariyle kademeli artışını sürdürerek 46,2 milyar dolar seviyesine yükseldi ve 20 Mart’tan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Hatırlanacağı üzere, siyasi iklimdeki değişim öncesinde söz konusu rakam 60 milyar dolara kadar çıkmış, ardından 8 milyar dolar seviyelerine kadar gerilemişti (bakınız grafik).
Makro cephede ise, sanayide işlerin iyi gitmediğini gösteren kapasite kullanım oranı %73,5’e gerileyerek pandemi sonrası en düşük seviyeye indi. Dış ticaret açığı Temmuz’da yıllık %11,8 daralırken, Avrupa'nın biraz da olsa toparlanması ve parite etkisinin Türk ihracatçısına destek verdiğini düşünüyoruz. İşsizlik oranı %8’e gerilese de, rakamları yorumlamakta biraz zorlandık! Öte yandan, Türk-İş verilerine göre açlık sınırı 27,111 TL, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı ise 88,309 TL oldu. Asgari ücretin 22,105 TL olduğunu düşünürsek, yetersiz kaldığını bir kez daha görüyoruz.
Yeni gün, hafta ve ay başlangıcında Asya piyasalarında karmaşık bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Tayvan ve Güney Kore borsaları %1 gerilerken, Japonya’nın gösterge endeksi Nikkei, teknoloji hisselerindeki sert satışlarla %2'nin üzerinde düşerek son üç haftanın en düşük seviyesine geriledi. Özellikle Nvidia tedarikçisi Advantest’in %9,1 kaybı, Wall Street’teki teknoloji odaklı satışlar ve Alibaba’nın Nvidia’ya rakip yeni çip haberi etkili oldu. Öte yandan, bu sabah açıklanan veriler, ABD’nin yüksek tarifelerinin Asya'da imalatı zayıflattığına işaret etti. Japonya, Güney Kore ve Tayvan PMI verileri daralma kaydederken, Çin'in özel sektör PMI verisi ise 50,5 ile sürpriz biçimde büyüme kaydetmesi ile Şangay borsası yükseldi. Artan tarifeler ve ucuz Çin ihracatının bölge ekonomileri üzerinde çift yönlü baskı oluşturduğunu görüyoruz.
Fed’in eylül toplantısında faiz indirimi yapıp yapmayacağına dair beklentilerin seyrini belirleyecek en kritik veri olarak, her ayın ilk cuması olduğu üzere bu hafta açıklanacak Ağustos istihdam raporu öne çıkıyor. Temmuz ayındaki zayıf rakamların ardından piyasalar eylül ayında 25 baz puanlık indirim ihtimalini %89 seviyesinde fiyatlarken, zayıf gelecek bir rapor ekonomik yavaşlama kaygılarını artırsa da daha agresif indirim beklentilerini güçlendirebilir. Yılbaşından bu yana %10 yükselen hisse senetleri rekor seviyelere yaklaşırken, yapay zekâ hisselerinde dalgalanma dikkat çekiyor: sektörün dev ismi Nvidia ise finansalların hayal kırıklığı yaratmasıyla son üç haftada %5 değer kaybetti. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde İTO enflasyon verisi ve büyümenin öncü göstergesi imalat PMI verileri bulunuyor. Resmî enflasyon verilerini çarşamba günü takip edeceğiz. Bugün ABD’de ve Kanada piyasaları Labour Day nedeniyle kapalı konumda olacak. İşlem hacminin düşük seyretmesi bekleniyor, dolayısıyla küresel piyasalarda da hareketler sınırlı kalabilir.
İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 1 Eylül Pazartesi
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.