İktisatbank piyasa analizi: Fed sonrası risk iştahı güçlendi. CDS düşüyor, Türk varlıklarına ilgi artabilir!

İktisatbank, 18 Eylül 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "Fed sonrası risk iştahı güçlendi. CDS düşüyor, Türk varlıklarına ilgi artabilir!” ifadeleri kullanıldı.

Fed, işgücü piyasasındaki zayıflamanın artan işsizlik riskine dönüştüğünü belirterek Aralık 2024’ten bu yana ilk kez politika faizini 25 baz puan düşürdü ve yıl sonuna kadar iki indirim daha yapılabileceğinin sinyalini verdi. Başkan Powell, faiz aralığını %4,00–4,25’e çeken kararın ardından yaptığı açıklamada, zayıflayan istihdam piyasasına dikkat çekti. Ancak enflasyonun yıl sonunda %3 seviyesinde kalacağı öngörüsünün sürdüğünü vurgulayarak, kararların toplantı bazında değerlendirileceğini söyledi.
Karara siyasi boyutun da damga vurduğunu not etmemiz gerekiyor. Trump'ın Beyaz Saray’daki ekonomi kurulundan izne çıkardığı Stephen Miran, Fed Guvernörü olarak katıldığı ilk toplantıda 50 baz puanlık indirim yönünde oy kullanan tek isim oldu. Trump'ın görevden almak istediği Guvernör Lisa Cook ise yargı kararına dayanarak toplantıya katıldı ve indirim lehine oy verdi. Miran dışında kalan diğer 11 üye, aralarında daha önce Trump'ın atadığı Bowman ve Waller’ın da bulunduğu çoğunluk 25 baz puanlık indirimde birleşti. Powell, farklı görüşlerin doğal olduğunu vurgularken, kararın yüksek bir birlik içinde alındığını söyleyerek Fed’in bağımsızlığına dair kaygıları yatıştırmaya çalıştı.
Yeni yayımlanan projeksiyonlarda enflasyon beklentisi %3 seviyesinde sabit kalırken, büyüme tahmini %1,4’ten %1,6’ya yükseltildi, işsizlik beklentisi ise %4,5’te bırakıldı. Bu tablo, Fed’in istihdam risklerini daha fazla ön plana alarak daha gevşek bir para politikasına yöneldiğini gösteriyor. Nitekim vadeli işlemler piyasası yılın kalan iki toplantısında da faiz indirimi ön görürken, Ekim toplantısına yönelik indirim ihtimali %99’a çıkmış durumda. Ancak her ne kadar Fed faiz indirimine gitse de, Powell’ın basın toplantısındaki tonu kısmen “şahince” oldu. Fed’in dual mandate’i gereği hem fiyat istikrarını hem de tam istihdamı gözetmesi gerekirken, dün akşam istihdamdaki bozulmaya tepki verip indirime giderken, 2026 enflasyon tahminini %2,4’ten %2,6’ya yükseltmesi dikkat çekti. Yani istihdam zayıflarken enflasyonun artması bekleniyor ki, ekonomi literatüründe bunun adı stagflasyon. Powell bu terimi kullanmasa da, bu riske imâda bulunması, bir nebze de olsun keyifleri kaçırdı.
Piyasalar da stagflasyon endişesini bizim gibi okumuş olmalı ki, basın toplantısı ardından 10 yıllık gösterge tahvil faizi bir miktar satış baskısı ile karşı karşıya kalırken, ilk nazarda 1,1918 seviyelerine yükselen EURUSD paritesi, basın toplantısı sırasında yönünü aşağıya çevirerek 1,18 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Dolar endeksi (DXY) de 2014 yılından gelen teknik mânâda önemle seviyeyi test etse de, aşağı yönlü geçemedi. Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere, DXY cephesinde 96 seviyesinin altında olsa bir haftalık kapanışta, dolar cephesinde daha derin bir değer kaybı görebileceğimizi düşünüyoruz. Ya da düzeltme zamanı mı geldi, onu da hep birlikte tecrübe edeceğiz. Hâliyle, bugünden sonra enflasyona dair açıklanacak veriler oldukça önemli olacak. Başkan Powell'ın endişelerini destekleyecek veriler, mevcut iyimser havayı sekteye uğratabilir. Büyük resimde ise Fed'in faiz indirim döngüsünde olduğunu unutmamak gerektiğinin altını kalınca çizelim!
Fed’in dokuz ay sonra yaptığı ilk faiz indirimi küresel piyasalarda dün akşam temkinli bir havaya yol açsa da, yeni gün başlangıcında iyimser bir tablo görüyoruz. ABD borsaları dün akşam karar sonrası karışık bir seyir izledi. S&P 500 ve Nasdaq hafif düşerken bu sabah Pasifik'in diğer ucunda iyimser bir seyir olduğunu görüyoruz. Güney Kore, Tayvan ve Japonya endeksleri %1'in üzerinde yükselişle başı çekerken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise benzer bir şekilde %0,6 civarında yükselişler görüyoruz. Para birimleri cephesinde, yukarıda da dikkat çektiğimiz üzere, DXY, karar sonrası 3,5 yılın en düşük seviyesinden toplarken, Euro 1,19 seviyesini gördükten sonra yeniden 1,18’e geriledi; sterlin ise benzer bir şekilde dolar karşısında hafif değer kaybetti. Bank of Canada’nın da 25 baz puanlık faiz indirimi dikkat çekerken İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) bugünkü toplantısında politika faizini %4 seviyesinde sabit bırakmasını bekliyoruz. Enflasyonun Eylül’de %4’e ulaşması beklenirken, bankanın faiz indirimi konusunda aceleci davranmayacağı öngörüyoruz.
Kıymetli madenler cephesinde ise, soluksuz bir yükseliş kaydeden altın, dün karar ardından ilk nazarda 3,707 dolar seviyesine yükselerek yeni bir rekor kırdı. Akabinde ise, Powell'ın açıklamalarına paralel kâr satışlarına boyun eğerek 3,660 dolar seviyelerine kadar geriledi. Son günlerde bültenlerimizde ilk hedef seviyesi olarak ön plana çıkardığımız 3,700 doların gerçekleşmesi ardından bir miktar soluklanma, enerji biriktirme isteğinin sağlıklı olacağını, ana trendin bozulmayacağını, bir sonraki hedef seviyesinin ise 4,250 dolar olacağını belirtmiştik. Düşüncemiz şimdilik doğru çıktı. Gümüş ise bir önceki gün, gün içinde 43 dolar seviyesine kadar yükselerek son 14 yılın yeni en yüksek seviyesini test etmesi ardından kâr satışlarına paralel 41,50 dolar seviyelerine kadar geri çekildi. Anlamlı her geri çekilmenin alım fırsatı doğuracağını düşünüyoruz. Petrolün varil fiyatı %1 kadar gerilerken, dijital altın bitcoin ise ons altının gerilemesi ile 118bin dolar seviyelerine kadar yükseldi.
CHP kararının ertelenmesi ile birlikte konunun gündemdeki ağırlığını yitireceği beklentisi öne çıkarken, Türkiye'nin yabancı yatırımcı gözündeki risklerini yansıtan CDS primi 240 baz puanla son beş yılın, hatta pandemi sonrası dönemin en düşük seviyesine geriledi. Enflasyon eğilimindeki düşüşün sürmesi, bütçe verilerinin iyileşmeye başlaması ve bunun da para politikasına destek vereceği beklentisi, ayrıca dolarizasyon eğiliminde bozulma olmaması ve TCMB'nin net döviz pozisyonunun son türbülansın ardından toparlanmaya başlaması, iyimser görünümü pekiştiriyor. Fed’in faiz indirim döngüsüne girmesi gelişmekte olan ülke varlıklarını desteklerken, uzun süredir negatif ayrışan Türk hisse senetlerinde alım iştahının artacağını, gerileyen risk primi ile birlikte TL tahviller ve eurobondlara da girişlerin hızlanacağını öngörüyoruz. Kur tarafında ise otoritenin sıkı duruşu sayesinde yükselişin bebek adımlarıyla kontrollü biçimde devam edeceğini not etmek gerekiyor. Ezcümle, siyasi risklerde yaşanan yumuşama ve beraberinde son dönemde açıklanan güçlü makro ekonomik veriler, Türk varlıklarına yönelik talebi artırabileceğini düşünüyoruz.
Her hafta perşembe günü olduğu üzere, Türkiye cephesinde TCMB ve BDDK'nın haftalık verilerini, ABD'de ise haftalık işsizlik maaşı başvurularını takip edeceğiz.
İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 18 Eylül Perşembe
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.