İktisatbank piyasa analizi: Sikkenin metali eriyor; paranın 'ruhu' incelirken, yatırımcı altına kaçıyor

İktisatbank, 9 Ekim 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "İtibarlı paralarda 'çirkinlik' yarışması sürerken, güvenli liman talebi artıyor!" ifadeleri kullanıldı.

İktisatbank'ın 9 Ekim 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Tarihte “debasement of coin” dendiğinde, kralların mali sıkışıklık dönemlerinde, gümüş veya altın sikkelerin içindeki değerli metal oranını gizlice azaltmaları akla gelirdi. Yeni sikkelere aynı nominal değeri korurken, toplumun güveni eksilir, devletin hazinesi ise dolardı. İçinde bulunduğumuz ekosistemde, sahnede başka aktörler olsa da, hikâyenin temelinin değişmediğini görüyoruz. Sınırsız basılabilen kâğıt paralar, borçlanmanın devamını sağlayacak negatif reel faizlerle, modern dünyanın sikkesi olan kâğıt paranın da yavaş yavaş 'seyrelmesine' neden oluyor. Paranın içindeki 'metal' artık fiziksel olmasa da, değerini taşıyan güven, tıpkı o eski dönemlerdeki gibi 'inceliyor'.
Bugün yaşadığımız para düzeninin tarihin laboratuvarında defalarca test edildiğini ve her seferinde aynı sonuca varıldığının altını çizmem gerekiyor. Parayı para yapan insandır, ona biçtiği değerdir. Değerin temeli, mürekkepte değil, güvendedir. Tarihin tekerrür ettiğini bugünlerde, yatırımcılar, altın, gümüş, bitcoin gibi güvenli limanlara hucûm ederken, politika yapıcılara da çok net bir mesaj vermeye başladı: Metal erirse, güven erir; güven erirse, sistem sarsılır.
Yatırımcılar, ekonomik ve siyasi belirsizlikler, amiral gemi Fed'in bağımsızlığına yönelik endişeler, jeopolitik riskler nedeniyle oluşan güçlü güvenli liman talebi ile ışıldamaya devam ediyor. Altının ons fiyatı dün akşam saatlerinde 4,060 dolar seviyesine kadar yükselerek yeni bir rekor daha kırdı. Gözbebeğimiz gümüş, dün akşam benzer bir şekilde spot piyasada 49,57 dolar seviyesini test ederek neredeyse tüm zamanların zirvesine yükseldi. Bu sabah hafif de olsa kâr satışları ile altının 4,025 dolar, gümüşün ise 48,90 seviyelerine gerilediğini görüyoruz.
Merkez bankaları ardından bireylerden şimdi ise kurumlardan gelen altın talebini, hazine yöneten bir kişi olarak mütemadiyen gözlemlerken, pek çok yatırımcının ise yeni alım yapmak için sırada beklediğini görüyoruz. Bültenlerimizi takip eden yatırımcılar, gümüşü yıllardır büyük bir potansiyel barındırdığını söyleyerek ön plana çıkardığımızı bildikleri gibi, Mart 2024'ten bu yana daha fiyatı 2,200 dolar seviyelerinden beri altın için de alım yönünde pozisyon büyüttüğümüzü hatırlayacaklardır. Yakın vadeye konsantre olursak, teknik mânâda, Eylül ayı başında 3,400 dolar seviyesinin geçilmesi ardından süratla büyüttüğümüz altın uzun pozisyonlarımızın ilk hedefi 3,700 dolar seviyesinde gerçekleşirken, ikinci hedef seviyesi olan 4,200 - 4,250 dolar seviyesinin de artık çok da uzağında değiliz!
Gümüş cephesinde ise, 1980 yılındaki zirvenin bugünün fiyatları ile yaklaşık 196 dolar, 2011 zirvesinin ise yaklaşık 72 dolar seviyesine denk geldiğinin altını kalınca çizelim. Bir diğer deyişle, gümüş nominal olarak 50 dolar direncine artık iyice dayansa da, reel değer bakımından geçmiş zirvelerin hâlâ çok uzağında yer aldığını göz ardı etmeyelim. Bu minvalde, gümüşte 50 dolar zirvesinin öyle ya da böyle geçileceğini düşünüyoruz. Bu suya bu barajın dayanamayacağı görüşümüzü tekrar etmek isteriz.
Yılbaşından bu yana %70 yükselen gümüş ve %55 yükselen altının yolculuğunun henüz bitmediği kanaatindeyiz. Bu rallinin kuvvetle muhtemel yeni Fed Başkanının Mayıs 2026'da seçilmesine kadar da devam edeceğini düşünüyoruz. Trump'ın 'adamı' Miran'ın yeni başkan seçileceği ve faizlerin hızla düşürülmesi ile, 2026 yılının ikinci yarısının ise oldukça, kullanmayı çok sevdiğim bir kelime olmasa da, 'sıkıntılı' geçeceğini düşünüyoruz. Japonya'nın yeni başbakanının gevşek para politikasının devamına işaret etmesi, Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olan Fransa'da devam eden siyasi kriz, bunun yanı sıra kamu maliyesinin zorda olduğu İngiltere... Örnekler artırılabilir lâkin gerçek pek de değişmiyor. Dünya ciddi bir borç yükü ile karşı karşıya. Dünyanın toplam borcunun dünya milli gelirine oranı son 25 yılda 100 puan artarak %230’dan %325’e çıktı. ABD'nin kamu borcunun GSYH oranı %120, Japonya’nın ise %260! Borç, faizin yüksek seyrettiği dönemlerde daha fazla göze batıyor. Bu nedenle dünyada kamunun alt yapı, eğitim ve sağlık yani kalkınmaya daha az kaynak ayırmak zorunda kaldığını da zaten biliyor ve tecrübe ediyoruz.
Miran sonrası yeni dünya düzeninde, faizlerin hızla indirilmesi ile verim eğrisinin uzun tarafında getirilerin çok sert bir şekilde yükseleceğini düşünüyoruz. Uzun bir süredir jeopolitik risklere karşı miyoplaşan piyasaların, borç konusunun büyük bir siyah kuğu olarak önümüze çıkacağını yavaş yavaş görmeye başladığını düşünüyoruz. Mesela son on senede sıfıra yakın hatta negatif faizler ile uzun vadeli borçlanma imkânı bulan Japonya'da enflasyon yükseliyor ama zayıf büyüme nedeniyle faiz artırılamıyor! Piyasa faizlerinin süratle artması durumunda, Fransa, Japonya, İngiltere ve belki ABD gibi ülkelerin borçlarını çevirmekte zorluk yaşayacağını düşünüyoruz. Neredeyse 70'lerin ortasından bu yana geçerli olan parasal sistemin sorgulandığını göz ardı etmeyin!
2026 yılının ikinci yarısının oldukça zor geçmeye aday olacağını düşünüyoruz. Bir süre daha kâğıt para sistemine karşı başkaldıran piyasanın her kesiminden aktörlerin kıymetli metallere, fiziksel değeri olan gayrimenkule, hatta kripto paralardan hisse senetlerine kadar her şeye hücûm etmeye devam edeceklerini, lâkin 2026 yılının ikinci yarısında ise büyük çaplı bir kâr realizasyonunu yaşanacağını düşünüyoruz!
İsrail ve Hamas, ABD Başkanı Trump’ın iki yıldır süren Gazze savaşını bitirmeyi hedefleyen barış planının ilk aşaması üzerinde anlaşmaya vardığını bu sabah Reuters haberlerinde okuyoruz. Plan, ateşkes, esir değişimi ve İsrail ordusunun belirli hatlara çekilmesini içeriyor. Trump, tüm rehinelerin kısa süre içinde serbest bırakılacağını ve bunun “güçlü ve kalıcı bir barış” için ilk adım olduğunu açıkladı. Anlaşma, Mısır’daki dolaylı görüşmeler sonucunda sağlandı ve Katar, Türkiye, ABD gibi ülkelerin arabuluculuğuyla yürütüldü. İsrail Başbakanı Netanyahu da anlaşmayı onaylamak üzere hükûmetini toplayacağını duyurdu.
Tarafların anlaşması savaşın sonu için bugüne kadarki en somut umut olarak görülürken, kıymetli madenlerin hafif de olsa kâr satışlarına boyun eğdiği günde, jeopolitik risklerin bir nebze de olsun hafiflemesi,petrol fiyatlarını da aşağı çekti: brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 65 dolar seviyelerine geri çekildiğini görüyoruz. Bir süredir mercek altına aldığımız brent petrol, hatırlanacağı üzere, geçen hafta %8 değer kaybetmesi ardından 64 dolar seviyelerine kadar gerileyerek son dört ayın da en düşük seviyesini test etmişti. Altın petrol oranını bir uyarı niteliğinde okuyarak, düşen petrol fiyatlarının küresel ekonomiye olan güvenin zayıfladığını, yükselen altın fiyatları ise artan korku ve riskten kaçışı gösterdiğini savunmuştuk. Belki de 2026 yılının ikinci yarısı için favori enstrüman petrol olacaktır. Takip etmeye devam ediyoruz!
Dün akşam açıklanan Fed'in bir önceki toplantısına yönelik tutanaklar, istihdam risklerinin arttığına ancak enflasyon endişelerinin sürdüğüne işaret etti. Tutanakları, karar alıcılar arasında büyüyen bir görüş ayrılığına işaret etti. Yetkililer, istihdam piyasasındaki risklerin artması nedeniyle faiz indiriminin gerekli olduğu konusunda hemfikir olsa da, yüksek seyreden enflasyon endişesi nedeniyle temkinli bir yaklaşım benimsedi. Çoğunluk, faizlerin yıl sonuna kadar biraz daha düşürülmesinin uygun olacağını belirtirken, yeni üye Stephen Miran daha büyük, yarım puanlık bir indirim talep etti. Bazı üyeler ise para politikasının hâlâ çok sıkı olmadığını savunarak, aceleci adımlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı.
ABD borsaları, teknoloji devleri Nvidia ve Apple öncülüğünde yeni zirveler gördü. Nasdaq dün geceyi %1,1 yükselişle tamamlarken, milyarlarca dolarlık yeni yatırımlarla yapay zekâ (AI) temasının gücünü korumaya devam ettiğini görüyoruz. Yeni gün başlangıcında, Asya borsalarının da AI temalı hisselerin önderliğinde yükseliş geçtiğini görüyoruz. Japonya borsası %1,4 yükselerek rekor seviyelere yaklaşırken, Tayvan ve Çin borsaları da tatil sonrası %1'in üzerinde pozitif açıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkede haftalardır süren siyasi krizin ardından önümüzdeki 48 saat içinde yeni bir başbakan atayacağını söyledi. Hatırlanacağı üzere, iki yıl içinde beşinci başbakan olan Lecornu’nun kabinesi sadece birkaç saat dayanabilmiş, meclisten güvenoyu alamayınca istifa etmişti. Ortak para birimi EUR 1,1640 seviyelerinde yatay seyrettiğini not edelim.
Türkiye cephesinde ise Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Azerbaycan ziyareti dönüşünde basına yaptığı açıklama piyasada yankı buldu. Sayın Trump son telefon görüşmemizde 'Halk Bankası'nın problemi bizim için bitmiştir dediğini aktar Erdoğan'ın açıklaması ardından bir süredir tahterevalli tarzında işlem gören Halkbank hissesi dün günü %6'nın üzerine yükselişle tamamladı. Ekonomi ile ilgili olarak da "dönemsel dalgalanmalara değil, ekonomide tablonun tamamına odaklanmış durumdayız" demesi son açıklanan ve yüksek sonuçlanan enflasyona rağmen ekonomik programın uygulanmasında herhangi bir aksama olmayacağının teyidi şeklinde algılandı. Her ne kadar Erdoğan'ın açıklamalarını olumlu bulsak da -Halkbank'a rağmen- bankacılık endeksi günü %1,2 düşüşle tamamlarken, ana endeks ise %0,5 düştü. CDS risk primi 260 baz puan ile son dönemlerde olduğu üzere yatay bir seyir izlerken, USDTRY kuru ise otoritenin kontrolünde 41,70 seviyesinin üzerine yükseldi. Gram altın ise 5,400 TL'nin üzerinde rekorunu bir adım daha yukarıya taşıdı.
Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye'de sanayi üretimi, her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK'nın haftalık bültenleri takip edilebilir.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.