EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 11 dak.

İktisatbank piyasa analizi: Piyasaların gözü Fed'de, bölünmüş FOMC, zayıf dolar, güçlü risk iştahı

İktisatbank piyasa analizi: Piyasaların gözü Fed'de, bölünmüş FOMC, zayıf dolar, güçlü risk iştahı

İktisatbank, 8 Aralık 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "Piyasaların gözü Fed'de, bölünmüş FOMC, zayıf dolar, güçlü risk iştahı" ifadeleri kullanıldı.

Yayın Tarihi: 08/12/25 07:54
okuma süresi: 11 dak.
İktisatbank piyasa analizi: Piyasaların gözü Fed'de, bölünmüş FOMC, zayıf dolar, güçlü risk iştahı

İktisatbank'ın 8 Aralık 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:

Son dönemlerde piyasaların gündemini meşgul eden üç ana başlıktan birinin bu hafta artık netleşeceğini söylememiz gerekiyor. Bir yanda teknoloji hisselerinde balon mu değil mi tartışmaları sürerken, diğer yanda carry trade’in temel direği olan Japon yeni cephesinde faiz artırımı beklentileri fiyatlamaları belirliyor. Tüm bunların üzerine, yılın son olağan toplantısında Fed’in faiz indirip indirmeyeceği sorusu da belirsizliği artırıyor. Bu çerçevede, Çarşamba akşamı sonuçlanacak Aralık ayı Fed toplantısının son yılların en tartışmalı toplantılarından biri olmaya aday olduğunu düşünüyoruz. 

Politika yapıcılar arasında faiz indirimi konusunda belirgin bir görüş ayrılığı bulunurken, yatırımcılar hem bu bölünmenin boyutunu hem de Başkan Powell’ın vereceği mesajları dikkatle takip edecektir. En az iki üyenin faiz indirimine karşı çıkmasını ve 19 üyeden yalnızca çok küçük bir çoğunluğun  indirimin uygun olduğunu meşhur nokta grafiğe işaretlemesini bekliyoruz. Fed’in bir toplantıda üç veya daha fazla üyenin karşı yönde oy kullanması 2019 yılından bu yana hiç yaşanmazken, 1990 yılından bu yana ise sadece dokuz kez gerçekleştiğini de not edelim. Bizim düşüncemiz, Fed'in hem Aralık hem de Ocak ayında faiz indireceği yönünde. 

Tüm finansal varlıkların değerinin Amerikan doları ile ölçüldüğü günümüzde, doların 'ölçme' yetisini Trump sonrası dönemde kaybetmeye başlamasının ardından, hemen hemen tüm varlıklarda değer artışlarının yaşandığını görüyoruz. Daha basit bir anlatımla, Trump'ın dolara bilinçli bir şekilde değer kaybettirmek istemesi ile tartının diğer tarafında yer alan varlık değer kazanarak tepki veriyor. Bunun da en bariz örneğini, tarih boyunca korunma denince akla gelen altın ve gümüş cephesinde yaşandığını görüyoruz. Altın tüm zamanların zirvesinin kıyısında yer alırken, gümüş ise 1979’dan bu yana ilk kez yıllık bazda %100’ün üzerinde değer artışıyla yılı kapatmaya hazırlanıyor! Bunu normal bir durum ya da 'normal' piyasa koşullarında pek de rastlayabileceğimiz bir durum olarak görmemek gerekiyor. Bu minvalde, altın gümüş rasyosu (bir ons altın ile kaç ons gümüş eder) son dört yılın en düşük seviyesine gerilerken, gümüş de haftanın son iş günü 59,30 dolar seviyesini test ederek tüm zamanların zirvesini bir adım daha yukarıya taşıdı. Teknik mânâda altında zirve seviye olan 4,385 doların yakında tekrar test edileceğini, gümüşte ise teknik hareketin 62-63 dolar seviyelerine kadar devam edeceği yönünde görüşümüzü bir kez daha not edelim. 

En büyük 500 şirketi çatısı altında barındıran ABD'nin S&P 500 endeksi yılbaşından bu yana %17'ye yakın yükselmesine rağmen, Fed’in Çarşamba günü atacağı adımdan ziyade asıl odağın 2026’nın ikinci yarısında Powell sonrası dönem olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar Fed'in başına gelecek olan muhtemel ismin Hassett olmasına artık kesin gözüyle bakılırken ve bundan sonra yapılacak faiz indirimlerinin ekonomik sebepler yerine tamamen siyasi nedenlerle devam edeceği düşünülürse, dolarda cephesinde değer kaybının devam edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Dolar endeksinin (DXY) sene başına göre %9'a yakın değer kaybettiğini de hazır yeri gelmişken hatırlatalım. Hassett'in faiz indirimleri ile büyümeyi savunan hükûmet politikalarını benimseyeceğini, devamında ise likidite koşullarının da bol ve elverişli olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, Hassett riskine rağmen, ABD borsalarının 2026 yılında da getiri anlamında çift haneli seviyelere imza atma ihtimalinin azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu, kıymetli madenlerin yükselmeye,  doların ise irtifa kaybetmeye devam edeceğini düşünüyoruz. 

Özellikle,teknoloji tarafında yapay zekâ temasının küresel verimliliği artıracağını, ara ara görülecek kâr satışlarının sağlıklı ve gerekli olduğunu, böyle durumlarda karşı kampta yer alanların seslerinin yükseleceğini, daha sonrasında ise kısılacağını düşünüyoruz. Mesela, bültenlerimizi yakından takip eden okurlarımızın demografiye ne kadar önem verdiğimiz pekâlâ biliyorlardır. Nüfusun süratle yaşlandığı, doğum oranlarının sert bir şekilde -Afrika hâriç- düştüğü bir ekosistemde, yaşlı nüfusa bakacak yeteri kadar genç nüfus olmadığı gibi devletlerin de bütçe açıklarının hızla artmaya devam edeceğini düşünüyoruz.  

Demografinin küresel ölçekte en kritik başlıklardan biri hâline geldiği bugünlerde, insanların daha sağlıklı yaşaması ve çalışma hayatında daha uzun süre verimli kalması artık bir tercih değil, zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Yapay zekâ etrafındaki “balon mu değil mi?” tartışmaları sürerken, kanser, Alzheimer, diyabet ya da obezite gibi hastalıklara gerçek bir çare bulunması hâlinde ilaç sektöründe oyunun tamamen değişeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, söz konusu alanlarda faaliyet gösteren şirketleri ve ABD’de işlem gören IBB ile XBI gibi biyoteknoloji ETF’lerini daha yakından ve fırsat odaklı bir gözle takip etmek gerektiğine inanıyoruz. The Economist’in yeni yıl kapağındaki ilaç şırıngalarını da belki bu perspektifle okumak gerekiyor. 

Türkiye cephesinde geçtiğimiz hafta en dikkat çekici gelişmesi CDS risk priminde yaşandı. Beş yıl vadede Türkiye'nin riskleri 227 baz puana gerileyerek 2018 Mayıs’tan bu yana en düşük seviyeye indi. Enflasyonda düşüş beklentilerinin yeniden canlanması faiz indirimi ihtimalini güçlendirirken, asıl etkinin ABD-Türkiye ilişkilerindeki belirgin iyileşmeden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu noktada, küreselleşmenin ve kurumsallığın Trump sonrası dönemde geri plana itilmesi ile ikili ilişkileri de daha belirleyici bir faktör hâline geldiğini unutmamak gerekiyor. Bu çerçevede, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Türkiye’nin S-400 füzelerinden çıkış niyetine ve Rus petrolüne bağımlılığı azaltma isteğine dikkat çekmesi, ilişkilerdeki yumuşamayı destekleyen önemli bir sinyal niteliği taşıyor. ABD ile ilişkilerin güçlenmesinin sermaye girişlerini hızlandırdığı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın CAATSA yaptırımlarının çok yakında kaldırılması konusunda Washington’la ortak çalışıldığını açıklaması da bu olumlu havayı tamamlayan bir unsur olarak ön plana çıkıyor. Büyükelçi Barrack’ın Kıbrıs meselesini “sağlıklı vücuttaki apse” olarak nitelendirmesi ve Trump’ın Doğu Akdeniz’de yeni bir düzen istediğini söylemesi Atina ve Güney Kıbrıs'ta yeni bir plan hazırlığı olduğu endişesini artırdı. Trump'ın ilk kez büyükelçisi üzerinden adaya mesaj göndermesi ise bölgedeki diplomatik hareketliliği yeniden canlandırmış durumda.

Türkiye cephesinde geride bıraktığımız hafta ön plana çıkan manşeti iyi (son dört yılın en düşük enflasyon rakamı) detayı ise olumsuz (tabanda fiyat katılıkları devam ediyor) enflasyon verisi ardından, Fed toplantısının hemen sonrasında, Perşembe günü, yılın son olağan toplantısında TCMB PPK'nın 150 baz puan faiz indirimine gitmesini bekliyoruz. Faizin inecek olmasını para politikasında gevşeme olarak düşünmemek gerekiyor keza makro ihtiyati tarafta sıkılık devam ediyor. Haftanın son iş gününü BİST100 endeksi %0,8, lokomotif bankacılık endeksi ise %2,6 yükselişle tamamladı. CDS risk priminde iyileşmeye paralel, kur tarafı sakin kalırken, TL tahvil faizlerinde ise anlamlı bir değişim olmadı.  

Fed'den beklenen 25 baz puan faiz indirimi ile uyumlu, Fed'in favori enflasyon endeksi PCE'nin haftanın son iş günü yıllık bazda %2,8 artışla piyasa beklentileri ile uyumlu sonuçlandığını gördük. ABD borsalar haftanın son iş gününü ılımlı yükselişler ile tamamlaması ardından, yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsalarında temkinli iyimser bir seyir görüyoruz. Çin'in ihracat verilerinin tahminleri aşması bölge borsalarını desteklerken, gösterge endeks Tokyo borsası, yapay zekâyla ilişkili teknoloji hisselerine yönelik aşırı değerleme endişeleri nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Para birimi Yen'in ise son dönemdeki hareketliliğinden kurtularak daha istikrarlı bir seyir izlemesi, genel hatları ile piyasayı destekledi. Bültenimizin giriş kısmında da belirttiğimiz üzere, piyasaların gündemini meşgul eden ana gündem maddelerinin pek de değişmediğini görüyoruz.  

Önümüzdeki hafta sonuçlanacak BoJ olağan faiz toplantısında 25 baz puan faiz artırımına vadeli kontratlar %80 ihtimal verdiğini görüyoruz. Bu hafta sonuçlanacak Kanada, İsviçre ve Avustralya merkez bankalarının ise faizi sabit tutması öngörülüyor. BoJ toplantısı öncesinde piyasada yatay ve temkinli seyrin sürmesini bekliyoruz. ABD’de Oracle ve Broadcom'un açıklayacağı sonuçların yapay zekâ temalı hisseler için yön belirleyici olmasını bekliyoruz. 

Haber akışında, Tayland, Kamboçya’nın ateşkesi ihlal ettiğini öne sürerek sınır bölgesinde hava saldırıları başlattığını okuyoruz. Temmuz’daki çatışmalar sonrası Trump ve Malezya lideri Anwar İbrahim’in arabuluculuğunda sağlanan ateşkesin fiilen çöktüğünü, Tayland 385 binden fazla sivili tahliye etmeye başladığını görüyoruz. Öte yandan, Çin'in  uçak gemisi, Japonya yakınlarında yoğun tatbikat yaparken iki ülke arasında tansiyonun yeniden yükseldiğini not etmemiz gerekiyor. Japonya, Çin savaş uçaklarının kendi devriye uçaklarını hedef alıyormuş gibi radara kilitleyerek tehlikeli bir hareket yaptığını söyleyip Pekin’in büyükelçisini çağırdığını görüyoruz. Hatırlanacağı üzere, gerginlik, Tokyo’nun Tayvan’a yönelik olası bir Çin müdahâlesinde Japonya'nın güvenliği tehdit edilirse karşılık verebileceği yönündeki açıklamaların ardından ivme kazanmıştı. Bölge, hem Çin-Tayvan geriliminin hem de Japonya'nın Okinawa’daki güçlü ABD askeri varlığının etkisiyle hassasiyetini koruyor. Brent cinsi petrolün varil fiyatı ise jeopolitik risklerin etkisiyle hafif de olsa yükselişle 64 dolar seviyesine yaklaşarak son altı haftanın zirvesine yükseldi. 

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 8 Aralık Pazartesi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.