Rum Dışişleri Eski Bakanı Kasulidis: Hristodulidis’in Kıbrıs sorununu hakkında sözleri eylemleriyle çelişiyor
![Rum Dışişleri Eski Bakanı Kasulidis: Hristodulidis’in Kıbrıs sorununu hakkında sözleri eylemleriyle çelişiyor](https://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/headline_mobile/news/v/v2/v2kasulidisss_1644307687.jpg)
Rum Dışişleri Eski Bakanı Kasulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs sorununu "iletişim yönetimi" olarak ele aldığını belirterek, sözlerinin eylemleriyle çeliştiğini ifade etti.
![Rum Dışişleri Eski Bakanı Kasulidis: Hristodulidis’in Kıbrıs sorununu hakkında sözleri eylemleriyle çelişiyor](https://ww2.kibrispostasi.com/imagecache/newsimage/news/v/v2/v2kasulidisss_1644307687.jpg)
Eski Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs sorununu “daha çok iletişim açısından yönettiğine” dikkat çekerek “ancak söz başka eylem başka” dedi.
Kasulidis haftalık Kathimerini gazetesine verdiği özel röportajda Cenevre’de gerçekleştirilecek gayriresmi nitelikli genişletilmiş konferansının, taraflara, konferansın başarısızlık olasılığını ortadan kaldıracak çerçeveye oturtacak bir yol haritası belirleme fırsatı vereceğini söyledi.
Kasulidis “Konferansın, ülkenin yeniden birleştirilmesi hedefli müzakerelerin yeniden başlamasının ilk adımı olacağı” görüşünü ortaya koydu.
Taraflardan biri iki devlet, öteki müzakerelerin Crans Montana’da koptuğu yerden devam etmesini isterken nasıl ortak zemin bulunabileceği sorulan Kasulidis “Türk tarafında ortak zemin konusunda değişiklik olacaksa, bunun süreç içinde olacağını” belirtti. Kasulidis, bu zemin değişikliğinin “başlamak için takip edilmesi gereken şartlar varmış gibi görünmesin diye peşinen ve a priori (önceden)" olmayacağını kaydetti. Kasuklidis, "aşama ve mekanizmalarla bir yol haritasına girilmesi ancak ortak zemin bulunduğunun önceden ilan edilmemesi gerektiğini” de söyledi. Kasulidis buna “taraflardan birinin ya da diğerinin çok önemli bir tavizi gibi görüneceğini” gerekçe gösterdi.
Hristodulidis’in, konferansın olumlu sonuçlanması için beş öneri sunduğu hatırlatıldığında “kendisinin de sürekli bilgi sızdıranların da dayanmasını ve önerileri açıklamamasını dilerim” diyen Kasulidis, iki taraf arasında kuşku bulunduğunu, birinin önerdiğini diğerinin reddettiğini söyledi.
Kasulidis Hristodulidis’in, önermek ya da süreç devam ederken pratikte uygulamak istediklerine genel bir atıf yapabileceğini ancak bunları öneri olarak sunmaması gerektiğini, aksi halde geçiş kapılarıyla ilgili görüşmede sunduğu öneri paketinin akıbetine uğrayacakları görüşünü ortaya koydu.
Gazetenin “sizce orada ne oldu” sorusuna karşın Kasulidis “Sayın Hristodulidis’in kaygı esas olması gerekirken yine iletişim yönetimi ön plana çıkardı. Sayın Tatar ile görüşme oldu ve Sayın Hristodulidis çıkıp bir öneri paketi sunduğunu söyledi ve ‘ya hep ya hiç’ dedi. Görüşmenin hedefi geçiş noktalarıydı o zaman neden başka konulara girildi? Çünkü iletişim ayağına önem veriyor” cevabını verdi.
“Başkan’ın Kıbrıs sorununda iletişim yönetimi görüyor musunuz” sorusuna “evet, ölçü pratik iken daha çok iletişim yönetimi yapıyor” cevabını veren Kasulidis şunları ekledi: “Fiili durumun kabul edilmez olduğu ve çözüm istediği açıklamaları ile sıyrılabileceğini zannetmesin. Söz başka eylem başka. İç cepheye hitap ederken iletişime büyük önem veriyor ancak bunları uluslararası unsur da işitiyor. Geçiş noktaları konusunun yönetilmesi örneğinde olduğu gibi iletişim sebebiyle birçok hata yapıldı”
Kasulidis, Hristodulidis’in Kıbrıs sorunundaki süreci yeniden canlandıran eylemlerin kendisine ait olduğunu söylediği hatırlatıldığında “gerçek öyle değil” dedi. Hristodulidis’in tavrının Genel Sekreter’i cesaretlendirdiğini ancak tek unsurun bu olmadığını kaydeden Kasulidis “Sayın Guterres yeniden aktifleşmeye Ankara’dan yeşil ışık, Yunanistan’dan da destek aldığı için karar verdi” dedi.
Bu şartlar altında Kıbrıs sorununda kabul edilebilir bir çözümün ne olabileceği sorulduğunda ise Kasulidis, “(DİSİ eski Başkanı) Averof Neofitu’nun dediği gibi, uluslararası egemenlik, uluslararası temsiliyet ve vatandaşlık için ortak bir çatı olacak ve bu çatı altında, her bir ev sahibinin kendi evini idare edeceği iki yarı müstakil (semi-detached) ev olacak” dedi.
Kasulidis, yukarıda tarif ettiği şeyin federasyon çerçevesinde mi olduğu sorulduğunda “Elbette. Cumhuriyet BM ve AB üyesidir ve bu örgütlerde ortak çatı tarafından temsil edilecek” dedi, “Türk tarafı böyle bir şeyi neden görüşsün ki” sorusuna da “çünkü iki devletten sonra tezinin bu olacağını düşünüyorum” cevabını verdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.