Rum AP üyeleri Türkiye’nin Ortak Avrupa Savunma Politikası'ndaki rolünden çekinceli

Rum Avrupa milletvekilleri AB’de ortak bir savunma politikası oluşturulmasını değerlendirirken planlamalarıyla ilgili beklenti ümit ve çekince dile getirdi.

Haravgi, Rum Avrupa milletvekillerinin Ortak Avrupa Savunma Politikası oluşturulması planlamasını Rum Haber Ajansı’na (KİPE) değerlendirirken, Türkiye’nin rolünün daha da güçlenmesi ihtimaline ve ortak AB savunma politikasının “Kıbrıs’ı” da kapsayıp kapsamayacağına ilişkin çekincelerini dile getirdiğini yazdı.
Avrupa Parlamentosu’nun Perşembe günü tamamlanan Strazburg’daki Genel Kurul toplantısında Avrupa savunmasını güçlendirme planlamasının onaylandığını hatırlatan gazeteye göre Rum Avrupa milletvekilleri, konunun tartışmaya açıldığı Salı günü Türkiye’nin AB dışındaki benzer fikirdeki ortaklara dahil edilmesiyle ilgili kaygılarını dile getirdi.
Habere göre DİSİ Avrupa Milletvekili ve Avrupa Halk Partisi üyesi Lukas Furlas Türkiye’nin, Avrupa jeostratejik mimarisindeki rolüyle ilgili soru işaretleri bulunduğunu öne sürerek “Türkiye’nin yeni Avrupa güvenlik mimarisinde hiçbir yeri yok. Herhangi bir katılımı ya da müdahiliyeti kabul edilemez” dedi. Furlas bu konuda Fransa ve Almanya arasında ciddi anlaşmazlıklar olduğunu, Almanya’nın ekonomik ve jeopolitik çıkarları sebebiyle Türkiye’nin katılmasını istediğini söyledi. Lukas Furlas “AB, barışı ve üyelerinin toprak bütünlüğünü küçümseyen değil, uluslararası hukuka ve Avrupa ilkelerine saygı gösteren muteber ortaklarla iş birliği yaparak stratejik özerkliğini korumak zorundadır” ifadesini kullandı.
Savunma kalkanının ortak Avrupa politikası olmadığını, ulusal yetki olduğunu söyleyen DİSİ’li Avrupa Milletvekili Mihalis Hacipandela Güney Kıbrıs’ın, AB üyesi olarak Avrupa savunma politikasının “yarı işgal altındaki Kıbrıs’ı kapsaması ve Türkiye’ye yönelik güçlü bir caydırıcı unsur olması” beklentisini dile getirdi. “Türkiye’nin rolü güçleniyor diyemem, ötekileştirildiğini de düşünmüyorum” diyen Hacipandelas, “uygun planlamalarla, milli davamız olan istila ve işgali gelişmelere bağlamak için AB üyesi sıfatımızı değerlendirebiliriz.” İfadesini kullandı.
DİKO’lu Avrupa Milletvekili ve Kostas Mavridis, “özellikle Avrupa Birliği ile ilgili olarak, Türkiye’nin Avrupa savunmasındaki rolü Kıbrıs ve Yunanistan’ın tavrına bağlıdır. Veto hakkına sahip bu iki ülke, Avrupa savunmasındaki hayati çıkarlarını neo-Osmanlı Türkiye’ye karşı koruyamazsa, Bu iki üye ülke veto hakkını kullanırsa bu rasyonalizm ile izah edilemeyecek, korku yahut başka sebeplere dayalı başarısızlık olur” dedi.
“Türkiye’nin jeopolitik ağırlığı, neo-Osmanlı yayılmacı politikası yüzünden ve AB üyesi devletlerin onu ne kadar isteyip istemediği ölçüsünde güçleniyor.” İfadesini de kullanan Mavridis, savunma planlamalarına değinirken, “istenilen bir Türk-Avrupa savunması değil Avrupa savunmasıdır ve bu da Kıbrıs ile Yunanistan’ın tavrına bağlıdır” dedi.
AKEL’li Avrupa Milletvekili ve Avrupa Solu üyesi Yorgos Yeorgiu, “Avrupa kurumlarının tutumları, Kıbrıs ve Yunanistan’ın katılmadığı çeşitli toplantılarda Türkiye'yi 'en ayrıcalıklı muhatap' ve Erdoğan’ın, ülkesi olmadan Avrupa savunmasının düşünülemeyeceği nitelemesi ölçeğinde, gelecekte yapılacak Avrupa fonlarının potansiyel alıcısı haline getiriyor.” dedi.
“Avrupa güvenliğinin Avrupa toprağı olan Kıbrıs’ı yasadışı şekilde işgalinde bulunduran bir ülkeye dayandırılmasının saçma olduğunu” da savunan Yeorgiu KİPE’nin “Avrupa savunmasının ‘yarı işgal altındaki Kıbrıs’ı da kapsayıp kapsayamayacağı” sorusuna karşılık şunları söyledi:
“Türkiye, ülkemizim komşularıyla ve Avrupa Birliği ile bir iş birliği ve karşılıklı fayda ilişkisinin altını oyan, geniş jeopolitik bölgedeki istikrarsızlaştırıcı unsurdur. AB bu planlamalarla değerler ve beklentiler çıtasını çok düşürüyor.”
ELAM’lı Avrupa Milletvekili, Muhafazakarlar ve Reformistler Grubu üyesi Yeadis Yeadi, “Üniter savunma modelinin AB üyesi devletler arasında ve AB dışındaki, gerçek AB müttefiki bağışçıları iş birliğiyle inşa edilmesi gerektiği” görüşünü ortaya koyarak şunları söyledi:
“Türkiye dışarıda bırakılmalıdır ve Helenizm olarak bu yönde çalışmalıyız. Halen, Türkiye’nin Avrupa Birliği'nde, hele hele güvenliğinde, hiçbir söz ve rol sahibi olmaması gerektiğini Avrupa Parlamentosu’nda açıkça ortaya koyduk. Türkiye yarım yüzyıldır Kıbrıs’ta suç işliyor, Avrupa toprağını yasadışı şekilde işgalinde bulunduruyor, uluslararası hukuka karşı geliyor, Avrupa Birliği’ne hiçbir saygı göstermeksizin üye ülkelerinden birini tanımıyor.”
Türkiye’nin Avrupa savunma piyasasındaki ayak izini halen güçlendirdiğini, Baykar gibi şirketlerinin kısa süre önce Piaggio Aerospace ve Leonardo Aerospace ile anlaşmalar yaptığını söyleyen Yeadi, bu konuda Avrupa kurumlarına soru önergesi verdiğini kaydetti. Yeadi, “AB’nin askeri teçhizatını güçlendirme planlamalarının Türkiye olmadan ilerleyeceğini güvence altına almayı başarırsak bu Kıbrıs açısından büyük bir başarı olacak. Kıbrıs ve Yunanistan Avrupa’da Türk varlığı çabalarını her alanda kesmelidir.”
Bağımsız Avrupa Milletvekili Fidias Panayotu “bu yeni Avrupa askeri ittifakı kurulursa muhtemelen Rus korkusuyla ve ABD ile ittifakımızdaki istikrarsız ortamıyla güdülenecek. Kıbrıs sorununu etkileyebilir diyebilmemiz için henüz erken. Her halükarda Kıbrıs sorunu askeri açıdan göğüslenmemeli. Ancak diplomasinin gerçekten nihai çözüme götürebileceğine inanıyorum.” İfadesini kullandı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.