Rum basınının Cenevre sonrası görüşü: Kıbrıs sorunu zirveden sonra da çıkmazda

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirilen gayri resmi beş taraflı konferansın ardından konuyla ilgili yorum haberler Rum basınında yer almaya devam ediyor.

HARAVGİ

Haravgi gazetesi “Kıbrıs Sorunu Cenevre’den Sonra Bile Çıkmazda Olmayı Sürdürüyor” başlıklı haberinde Cenevre’deki gayri resmi beş taraflı konferansta olumlu adımlar ortaya çıktığını, ancak gayri resmi bir konferans olduğu yani bağlayıcı bir yükümlülüğü olmadığının göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Kıbrıs sorunuyla ilgili gayri resmi konferans gerçekleştirilmesinin kendi başına bile olumlu bir olay olduğunu yazan gazete, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni kişisel temsilci atamasının kabulünün ise daha da olumlu olduğuna işaret etti.

Gazete Kıbrıs sorununun çözüm şekliyle ilgili taraflar arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden Kıbrıs sorununda çıkmaz ilan edilmesinden kaçınılmasına ikinci olumlu unsur olarak yer verdi. Haberde ancak tüm bu olumlu unsurların kelimenin tam anlamıyla ilerleme veya ileriye doğru bir hamle olarak addedilemeyeceği de belirtildi; müzakerelerin yeniden başlamasının sağlanmadığı ve Kıbrıs sorununun özüyle ilgili bir tartışma olmadığına da dikkat çekildi.

FİLELEFTHEROS

Fileleftheros gazetesinde yer alan “Hedef Başarıldı: Kıbrıs Sorununun Bitiş Düdüğü Çalmadı” başlıklı köşe yazısında ise Rum kesimi ile Atina’nın Cenevre’de gerçekleştirilen gayri resmi konferansın sonuçlarından büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade ettikleri belirtildi.

Kıbrıs sorununda çıkmaz ilan edilmemesi için özellikle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in zaman ve enerji harcadığı belirtilen yazıda, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs sorununun bitiş düdüğünü çalmaması için büyük bir diplomatik çaba harcandığı savunuldu.

Yazıda AB’nin BM Genel Sekreterine yönelik mektubu ile özellikle AB ilkeleri, değerleri ve mevzuatıyla ilgili noktaların da bir başarı olarak addedildiği belirtildi.

KATHİMERİNİ

Kathimerini gazetesinde yer alan yorum haberde ise Kıbrıs sorununda yeni bir sürecin başlaması halinde AB’nin Kıbrıs sorunundaki rolünün kaçınılmaz olduğu ifade edildi.

Brüksel ile BM’nin bu konudaki motivasyonunun genel uluslararası çerçeveden kaynaklandığını yazan gazete, Brüksel ile BM’nin yeni bir sürecin başlaması halinde AB’nin rolünün kaçınılmaz olduğunu düşündüklerini iletti.

Cenevre’deki gayri resmi konferansın birçok küresel krizin olduğu bir zamanda gerçekleştiğini yazan gazete, bu dönemin BM ile AB’nin, AB ile Türkiye arasında önemli bir anlaşmazlık noktası olan Kıbrıs sorununun kapanıp kapanmayacağını araştırması açısından mantıklı bir dönem olduğuna işaret etti.

Bir yandan BM’nin temmuzdaki yeni randevu göz önüne alındığında, olası adımları koordine edecek kişisel bir temsilci aracılığıyla taraflara yalnızca iş birliğini yollarını ve Güven Yaratıcı Önlemleri (GYÖ) incelemeleri için motivasyon sağlayabileceğini yazan gazete, diğer yandan AB’nin ise Türkiye-AB ilişkileri aracılığıyla Türkiye’ye Rum kesiminin de istediği gibi teşvikler verebileceğine işaret etti.

AB’nin Ukrayna meselesinde Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu kaydeden gazete, buna paralel olarak Türkiye’nin ise ekonomik ve diğer ilişkilerinin güçlenmesi için AB’ye ihtiyacı olduğunu ekledi.