Nikos Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile gerçekleştireceği görüşmeden umutlu

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, 2 Nisan tarihinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile gerçekleştireceği görüşmeden olumlu sonuçlar çıkabileceği konusunda umutlu olduğunu söyledi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Rum basınına verdiği röportajda Cenevre Konferansı ve Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu.
Fileleftheros gazetesi röportajı, “Başkan Nikos Hristodulidis: Müzakerelerin Yeniden Başlaması Hedefiyle İlk Önemli Gelişmelerin Arifesindeyiz” başlığı altında verdi.
Gazete, Hristodulidis’in gayrı resmi Cenevre Konferansına ilişkin ilk analizini yaptığını ve Kıbrıs sorununa ilişkin ilk önemli gelişmelerin arifesinde olunduğunu söylediğini vurguladı.
Hristodulidis, Kıbrıs Rum tarafının hedef ve arzusunun Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin 2017 yılında kaldığı yerden yeniden başlaması olduğunu yineleyerek, Türk tarafının tutumu yüzünden Cenevre’de bunun mümkün olmadığını iddia etti.
Cenevre’de, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde ilk önemli adımın atıldığını, BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilci ataması ve Temmuz ayında yeni bir konferans gerçekleştirilecek olmasının bu ilk adımının en önemli unsurları olduğunu belirten Hristodulidis, ayrıca görüşülmek üzere uzlaşılan Güven Yaratıcı Önlemlerin (GYÖ) de Kıbrıs sorununun çözümüne ilerlenmesine katkı sağlayacağını vurguladı.
Hristodulidis, Cenevre konferansında, üzerinde uzlaşıya varılmış çözüm çerçevesi dışında kalan herhangi bir unsura, doğrudan veya dolaylı yoldan değinilmemiş olmasının da dikkate alınması gerektiğini, Türk tarafının, iki devletli çözüm tezlerinin inşa edilmeye başlanabilmesi için, toplantının bitişinin ardından çıkmazın ilan edilmesini ve çıkmaza dair ifadelerin dahil edilmesini istediğini savundu. Hristodulidis, BM Genel Sekreterinin özel temsilci ataması konusunda bile Türk tarafının olumsuz tutum takındığını iddia etti.
Hristodulidis, “karşı tarafın GYÖ’lere ilişkin talepleri dahi devletlerin egemenliklerine ilişkin konular dahilindeydi ve kabul görmedi” iddiasında bulunurken BM Genel Sekreteri, İngiltere Bakan Yardımcısı ve Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın uzlaşılmış çerçeveye yönelik bağlılıklarını açıkça dile getirdiklerini de savundu.
Hristodulidis: “Çabalar sona ermedi. Müzakerelerin yeniden başlamasını başarmak amacıyla değerlendirmeye çalışacağımız ilk önemli gelişmelerin arifesindeyiz” şeklinde konuştu.
BM Genel Sekreteri’nin “yeni bir atmosferin varlığından bahsettiğinin” hatırlatılması ve bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine ise Hristodulidis, Genel Sekreterin bu ifadeyle ilk olarak Konferansın sonuçlarına ve Türkiye’yle özlü bir görüşme gerçekleştirilmesine, görüş alış verişinde bulunulmasına atıfta bulunduğunu iddia etti.
Hristodulidis, Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir ortamın varlığı, Türkiye’nin AB’ye olan ilgisinin yeniden canlanması ve bölgede ve Ukrayna’daki yeni gelişmeler göz önüne alındığında “yeni bir ortamdan” ve “karşılıklı faydalardan” bahsedilebileceğini belirtirken Türkiye’nin AB katılımı konusundaki talepleri ve Kıbrıs karşısındaki yükümlülüklerini yerine getirmesinin gerektiğini de göz önüne alarak, Türkiye’yle doğrudan Güven Yaratıcı Önlemler görüşmeye hazır olduklarını yineledi.
Tüm bunlara karşın gerçekçi olmayı sürdürdüklerini de vurgulayan Hristodulidis, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye’nin “iki devletli çözüm” argümanından vazgeçmediklerini de gözlemlediklerini ifade etti.
Hristodulidis, özlü ilerlemenin, BM çerçevesine geri dönme ve müzakerelerin 2017 yılında Crans Montana’da kaldığı yerden, önceki müzakerenin kazanımlarını benimseyerek, yeniden başlamasıyla yaşanabileceği iddiasını yineledi.
Cumhurbaşkanı Tatar’la 2 Nisan tarihinde görüşme gerçekleştireceği hatırlatılarak bu görüşmeden ne beklediği sorulan Hristodulidis, “BM Genel Sekreteri önünde bazı taahhütler üstlenildiğini, Genel Sekreterle, GYÖ’lerin görüşülmesi ve müzakerelerin yeniden başlamasında ilerleme kaydedilmesi gibi uzlaşılan konularda yapıcı bir tutumla görüşmeye gideceklerini” belirterek bu görüşmelerin sonuçlarının herkesin BM Genel Sekreteri karşısındaki güvenilirliğinin belirleyicisi olacağını öne sürdü.
HOLGUİN KONUSU
Gazetenin, Maria Angela Holguin’in yeniden BM Genel Sekreteri’nin temsilcisi görevini üstlenmesi konusunda “ihtiyatlı mı olduğu” sorusuna da yanıt veren Hristodulidis; Holguin veya başka bir şahsiyete ilişkin herhangi bir ihtiyat hissetmediklerini, sadece Kıbrıs sorununa zaman ayırabilecek, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Brüksel’de sürekli temaslar gerçekleştirebilecek ve Temmuz ayında yapılacak bir sonraki konferans için yeteri hazırlık yapabilecek birini istediklerini ifade etti.
Temmuz ayına kadarki süre göz önüne alındığında, görevlendirilecek kişinin sadece bu işlerle uğraşması gerektiğini belirten Hristodulidis, bu görüşlerini BM Genel Sekreterine de ilettiklerini vurguladı.
Hristodulidis ayrıca, Holguin’in kalmasını ve görevine devam etmesini istediğini, Genel Sekreterin de arzusunun bu yönde olmasına karşın Türk tarafının reddetmesi sebebiyle bunun mümkün olmadığını savundu.
Kıbrıs Rum tarafının girişimleri sonrasında AB’nin Kıbrıs sorununa daha etkin müdahalesinin sağlandığını, bunun en büyük göstergesinin ise Cenevre konferansı öncesinde AB’nin en üst düzey iki yetkilisinin BM Genel Sekreterine, Kıbrıs sorununda arzu edilen çözüm çerçevesini dile getiren bir mektup göndermeleri olduğunu ileri süren Hristodulidis, KKTC ve Türkiye’nin gerçekten istemesi ve siyasi irade göstermesi durumunda olumlu adımların atılabileceği iddiasını dile getirdi.
“TATAR’LA GÖRÜŞMEDEN UMUTLUYUM”
Öte yandan gazete bir diğer haberinde ise, Hristodulidis’in dün Kıbrıs sorununa ilişkin yaptığı açıklamada, 2 Nisan tarihinde Tatar’la gerçekleştireceği görüşmeden olumlu sonuçlar çıkabileceği konusunda umutlu olduğunu söylediğini aktardı.
Hristoduldis, gayrı resmi konferansa katılan herkesin BM Genel Sekreteri karşısında sorumluluk üstlendiğini, kendisinin bunları yerine getirmeye hazır olduğunu belirtti.
BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilci ataması konusundaki bir soruya ise Hristodulidis, “BM’yle temas gerçekleştirdiği, atamanın ilerlemesi için gerekli prosedürlerini yapılmakta olduğu ve en geç bir hafta içerisinde BM’den açıklama geleceği” yanıtını verdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.