İsrail’e savaş kargosu taşıyan geminin Larnaka Limanı’na gidecek olması kaygı ve tepki yarattı

İsrail’e götürmek üzere en az 23 konteynır askeri malzeme taşıdığı bildirilen Antigua ve Barbuda bandıralı “HC Opal” isimli yük gemisinin, bugün (Pazar) Larnaka’ya ulaşacak olması endişe tepkilere neden oldu.

Haravgi “Cyprus Mail” isimli İngilizce sözlü gazeteyi kaynak gösterdiği haberinde, varış noktası İsrail olan “HC Opal” gemisinin Larnaka Limanı’nı ara istasyon olarak kullanması olasılığının Rum toplumunda, Güney Kıbrıs’ın Orta Doğu’daki askeri operasyonlara kolaylık sağlama rolü oynuyor olabileceği kaygısı yarattığına işaret etti.

Habere göre, AKEL, İsrail’e ait askeri malzeme üretiminde kullanılan hammadde taşıyan geminin Larnaka Limanı’na uğrayacağı bilgilerin doğruluğu hakkında net cevap vermesi konusunda Rum yönetimine çağrı yapıp, niyetini sordu.

AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Kukumas, Astra radyoya yaptığı açıklamada, hükümetin, insanlık suçlarında olası iş birliği durumlarında sadece siyasi veya ahlaki değil hukuki sorumluluğuna işaret etti. Kukumas, BM’nin Soykırım sözleşmesi ve Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bilirkişi görüşü tahtında bütün devletlerin uluslararası hukuku ihlal anlamına gelebilecek askeri operasyonlara kolaylık sağlamama yükümlülüğü olduğuna dikkati çekti.

Cyprus Mail Alman “International Maritime Management” şirketine ait Norveç Grand firmasının sigortaladığı ve hizmet sağlayıcısı Danimarka’nın Ocean 7 Project firması olan “HC Opal”in taşıdığı askeri malzemenin gemiye Hindistan’ın Çennai kentinde yüklendiğini yazdı.

Taşıdığı 23’ten fazla konteynırda, top mermileri ve MK84 gibi havadan karaya bomba yapımında kullanılan hammadde olduğuna işaret edilen HC Opal’in Cuma sabahı Girit’in güneyinde konumlandığı ve bugün (Pazar) Larnaka Limanı’na yanaşmasının söz konusu olduğu bilgisi verildi.

KATHİMERİNİ: RUM YÖNETİMİNDEN İSRAL'E AB'DE DE MÜKEMMEL DESTEK

Haftalık Kathimerini “Lefkoşa’dan AB İçerisinde İsrail’e Mükemmel Destek” başlıklı haberinde, AB Daimi Temsilciler Komitesi’nin (COREPER) Siyaset ve Güvenlik Komitesi ve Dış Konular Konseyi’nin 13-20 Mayıs döneminde peş peşe gerçekleştirdiği toplantılarda Rum yönetiminin, Hollanda’nın AB-İsrail Katılım Sözleşmesi’nin gözden geçirilmesi önerisine üç kez şiddetle karşı çıktığını yazdı.

Rum yönetiminin Hollanda’nın önerisine “Gazze’nin İsrail saldırıları ve savaş aracı olarak açlığı dayatması yüzünden girdiği trajik duruma rağmen” karşı çıktığına dikkat çeken gazete, “Dışişleri Bakanlığı’nın AB içerisindeki bütün tartışmalarda yaptığı açıklamalarından, Lefkoşa’nın ‘AB-İsrail Katılım Sözleşmesi’nin bütün imkanlarla korunması’ ifadesini kullanarak Netanyahu rejimine diplomatik ve siyasi düzeydeki desteğinin önceden hazırlanmış ve yapısal olduğu kolayca anlaşılıyor.” ifadesine yer verdi.