İskele ‘Cumhuriyeti'nde’ ceza davaları, bir yılda 2 katına çıktı!

Son yıllarda hızlı nüfus artışı ve yoğun yapılaşmayla dikkat çeken İskele bölgesindeki hukuk davalarındaki artış çarpıcı boyutlara ulaştı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Hukuk Dairesi (Başsavcılık) bütçesi görüşülürken paylaşılan veriler, ceza davalarının bir yıl içinde neredeyse iki katına çıktığını ortaya koydu.

Meclis’e yansıyan resmi bilgilere göre, geçtiğimiz yıl 12 ayda 54 bin 383 ceza davası açılırken, bu yıl henüz 11 ayda 50 bin 277 davaya ulaşıldı.

Başsavcılık yetkililerinin, yıl sonuna kadar bu sayının 60 bine yaklaşmasının beklendiğini ifade ettiği belirtildi.

Bu tablo, adalet sisteminin mevcut kapasitesi açısından ciddi bir baskıya işaret ediyor.

“OLAĞANÜSTÜ BİR YÜK”

Yetkililer, artan dava sayısının yalnızca rakamsal bir büyüme anlamına gelmediğine dikkat çekiyor. Mevcut durumun;

• mesai saatleri,
• zaman yönetimi,
• kırtasiye giderleri
• ve insan kaynağı açısından olağanüstü bir yük yarattığı ifade ediliyor.

DOSYA YÜKÜ CEZA DAVALARIYLA SINIRLI DEĞİL

Başsavcılığın yürüttüğü iş yükü yalnızca ceza dosyalarından ibaret değil. Son 10 ayda:

• Yüksek Mahkeme: 1.514 dosya,
• Kaza Mahkemeleri: 2.437 dosya,
• Taşınmaz Mal Komisyonu: 3.887 dosya

olmak üzere binlerce dosyada görev alındı.

Ayrıca bu süreçte 752 hukuki mütalaa ve 1.557 ceza mütalaası hazırlandı.

42 SAVCIYLA DEVASA YÜK

Tüm bu dosya trafiğinin yalnızca 42 savcı tarafından yürütüldüğü bilgisi, sistemin sınırlarına dayandığını ortaya koyuyor.

Hukuk çevreleri, mevcut tabloyla birlikte personel yetersizliği ve dava sürelerinin uzaması riskine dikkat çekiyor.

İSKELE’DE CEZA DAVALARI İKİYE KATLANDI

Bütçe görüşmelerinde söz alan CTP milletvekili ve avukat Ürün Solyalı, İskele özelinde çarpıcı bir veri paylaştı.

Solyalı’nın aktardığına göre, İskele bölgesinde ceza davaları bir yıl içinde iki katına çıktı.

Geçen yıl son 10 ayda yaklaşık 4 bin olan dava sayısı, bu yıl aynı dönemde 8 bine yükseldi. Bu artış, İskele’nin hızlı büyümesinin adli sisteme doğrudan yansıdığını gözler önüne serdi.

Ortaya çıkan tablo, sadece suç oranlarındaki artışı değil; plansız büyüme, nüfus yoğunluğu, denetim eksikliği ve kamusal kapasitenin zorlanmasını da gündeme getiriyor.

Hukuk çevreleri, mevcut eğilimin devam etmesi halinde adalete erişimde gecikmelerin kaçınılmaz olacağı görüşünde.