DAÜ-KAEM’den 25 Kasım açıklaması: Ev içi şiddetle mücadelede ilerleme var, ancak yapılacak çok iş var
DAÜ Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi’nden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, “Ev içi şiddetle mücadelede bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da yapılması gereken çok iş vardır. Ev içi şiddeti ele alan yasaların bulunduğu 165 ülke arasında yalnızca 104’ü bu sorunu kapsamlı bir şekilde ele alan mevzuata sahiptir” denildi.
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi (KAEM), “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Dünya genelinde her üç kadından biri, genellikle bir yakın partner tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Bu çarpıcı istatistik, sınırları, kültürleri ve sosyoekonomik koşulları aşan küresel bir salgını gözler önüne sermektedir. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, yalnızca ciddi bir insan hakları ihlali değil, aynı zamanda hayatlarının her alanında yıkıcı sonuçlar doğuran bir sorundur. Bu şiddetin kısa ve uzun vadeli fiziksel, cinsel ve psikolojik etkileri son derece ağır olabilir; kronik sağlık sorunlarından travmaya, hatta en kötü durumda ölüme kadar uzanabilir.
Kadınlara yönelik şiddet yalnızca bireyleri etkilemekle kalmaz; onların gelişimini engeller, topluluklara tam katılım sağlamalarını ve topluma katkıda bulunmalarını zorlaştırır. Aileleri etkiler, toplulukları bozar ve ulusal ekonomiler üzerinde geniş çaplı sonuçlar doğurur. Sağlık hizmetlerine artan talepten hukuki maliyetlere, üretkenlik kayıplarına kadar uzanan bu durumun toplumsal ve ekonomik maliyetleri oldukça büyüktür.
Ev içi şiddetle mücadelede bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da yapılması gereken çok iş vardır. Ev içi şiddeti ele alan yasaların bulunduğu 165 ülke arasında yalnızca 104’ü bu sorunu kapsamlı bir şekilde ele alan mevzuata sahiptir. Ancak veriler net bir şekilde göstermektedir: Kapsamlı yasal çerçevelere sahip ülkelerde, yakın partner şiddeti oranları önemli ölçüde daha düşüktür (16,1% yerine 9,5%). Kıbrıs’ın kuzeyindeki istatistikler, günde ortalama 3 kadının şiddete maruz kaldığı için polisi aradığını ve bu şiddetin genellikle fiziksel, ardından sözlü şiddet şeklinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Kadınların şiddetten uzak bir yaşam hakkı, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme (CEDAW) ve 1993 tarihli Kadınlara Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair BM Bildirgesi gibi uluslararası anlaşmalarda güvence altına alınmıştır. Buna rağmen, engeller devam etmektedir. Şiddete maruz kalan kadınların yalnızca %40’ı yardım talep etmektedir. Bu durum, güvenlik, koruma ve iyileşmeye öncelik veren, kaliteli ve çok sektörlü hizmetlere erişimin genişletilmesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle, çoklu ayrımcılık biçimlerine maruz kalan kadınlar ve kız çocuklarına özel bir özen gösterilmesi, kimsenin geride bırakılmaması için kritik öneme sahiptir.
DAÜ-KAEM olarak, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti ele almak için çok yönlü bir yaklaşımın önemine inanıyoruz. Tüm çabaların merkezinde şiddetin önlenmesi yer almalıdır. Toplumsal cinsiyet odaklı erken eğitimi teşvik etmek, farkındalığı artırmak, kadınları güçlendirmek ve erkekler ile erkek çocuklarını şiddetsiz bir kültür yaratmada müttefik olarak sürece dahil etmek gerektiğine inanıyoruz. Bu çabalar, şiddetin kökenini ele alarak kalıcı değişim yaratmanın en sürdürülebilir yolu olduğuna dair inancımızı yansıtmaktadır.
Vizyonumuz, her kadının ve kız çocuğunun şiddetten uzak bir şekilde yaşayabileceği bir dünya yaratmaktır. Savunuculuk, önleme ve eğitim çalışmalarını birleştirerek bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için çalışıyoruz. Şiddeti sona erdirmek yalnızca etik bir zorunluluk değil; aynı zamanda daha adil ve eşitlikçi bir gelecek inşa etmek için elzemdir.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.