EĞİTİM
okuma süresi: 12 dak.

Cemal Özyiğit: Devlet okullarında bir an önce tam gün eğitime geçilmeli

Cemal Özyiğit: Devlet okullarında bir an önce tam gün eğitime geçilmeli

Eski Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, devlet okullarında bir an önce tam gün eğitime geçilmesi gerektiğini söyledi. Özel okul harçlarına uygulanan fahiş zamları da değerlendiren Özyiğit, “Eğitime ticari zihniyetle bakılmasını asla kabul etmiyorum. Devlet bu ücretlere müdahale etmelidir” dedi.

Yayın Tarihi: 08/05/23 14:30
Güncelleme Tarihi: 08/05/23 14:49
okuma süresi: 12 dak.
Cemal Özyiğit: Devlet okullarında bir an önce tam gün eğitime geçilmeli

Eski Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, eğitimde yaşanan sorunları ve sorunların çözümüne yönelik atılması gereken adımları Kıbrıs Postası’na değerlendirdi.

Dörtlü Hükümet döneminde Eğitim Bakanı olarak görev yapan Özyiğit, tam gün eğitim konusunda açıklamalarda bulundu.

“DEVLET OKULLARINDA BİR AN ÖNCE TAM GÜN EĞİTİME GEÇİLMELİ”

Devlet okullarında bir an önce tam gün eğitime geçilmesi gerektiğine işaret eden Özyiğit, “Başbakan Ünal Üstel’in açıkladığı kamuda tek tip mesai düzenine geçilmesi yönünde atılan adım tam gün eğitim için bir şanstır” dedi.

Özyiğit, 2007 yılında Şehit Ertuğrul İlkokulu’nun müdürü olduğu dönemde 2 buçuk yıl boyunca tam gün eğitimi denediklerini kaydetti.

O dönem ders bitiş saatini 15.30 olarak belirlediklerini, öğrenci yemeklerini de okul olarak kendilerinin yaptıklarını hatırlatan Özyiğit, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Hiç yağda kızartma yapmadan ve tamamen hijyenik şekilde çocukların öğlen aralarında sağlıklı beslenmelerini sağlıyorduk. Velilerden sadece cüzi miktarda yemek parası alıyorduk. Öğretmenlerin fazla çalıştığı saatleri de devlet karşılıyordu. Bu uygulamayı 2 buçuk yıl sürdürdük. Daha sonrasında gelen hükümet bu işe sıcak bakmadı. Bizi özel dersçilerle özel okullara kurban ettiler. Bizim Şehit Ertuğrul İlkokulu’nda uyguladığımız program bugün ülkemizde gözde bazı özel okullarda aynen uygulanıyor.”

“TAM GÜN EĞİTİM UYGULAMASINI HAYATA GEÇİRME KARARLILIĞI İLE SİYASETE ATILDIM”

Cemal Özyiğit, Şehit Ertuğrul İlkokulu’nda hayata geçirdiği tam gün eğitim uygulamasının engellenmesinin ardından çok sevdiği mesleğine henüz 50 yaşında nokta koyduğunu ifade ederek, “Siyasete de bu uygulamayı yapma kararlılığı ile atıldım” ifadelerini kullandı.

Bütün siyasi partilerin seçim döneminde tam gün eğitimden bahsettiklerine değinen Özyiğit, “Fakat iş uygulamaya gelince hep yan çiziyorlar. Burada net bir adım atmamız gerekiyor” diye konuştu.

Özyiğit, tam gün eğitim konusunda gerekli adımların atılması durumunda bütün bilgi birikimini paylaşmaya hazır olduğunu vurgulayarak, “Bu uygulama çok rahat yapılabilir. Yeter ki niyet olsun” açıklamasında bulundu.

Hükümetin, sendika ve ilgili bütün çevrelerle bir araya gelerek tam gün eğitimi hayata geçirmesi gerektiğini söyleyen Özyiğit, “Bunun yanında devlet okullarında tek mesai kavramına bağlı çalışma saatleri de gündeme getirilmelidir” dedi.

“EĞİTİM BAKANIYKEN TAM GÜN EĞİTİMİ UYGULAMAK İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATMIŞTIK”

Özyiğit, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olduğu dönemde tam gün eğitim konusunu programlarına koyduklarını dile getirerek, “Tam gün eğitimi uygulamak için çalışma başlatmıştık” ifadelerini kullandı.

Özel eğitim okullarında 2019-2020 ders yılında tam gün eğitime geçileceğini açıkladıklarını, 2021 yılının Eylül ayında da bütün devlet okullarında tam gün eğitime geçmeyi hedeflediklerini belirten Özyiğit, “Maalesef müdahalelerle hükümet bozuldu ve bu planımızı yapamadık” diye konuştu.

Özyiğit, öğretmen haklarına dokunulmadan, planlı ve programlı bir şekilde tam gün eğitime geçilmesi gerektiğine işaret ederek, “Her şeyden önce öğretmen haklarına ben dokundurmam. Mücadele edilerek kazanılan hakları elimin tersiyle itmem” açıklamasında bulundu.

Özel okulların belirlediği yüksek eğitim ücretlerine de değinen Özyiğit, “Öğrencilerin gittiği etüt merkezlerinde fahiş fiyatlar alınıyor. Özel derslerde de aynı durum söz konusudur” dedi.

“EĞİTİME TİCARİ ZİHNİYETLE BAKILMASINI ASLA KABUL ETMİYORUM”

Özyiğit, özel okulların da, Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybını fırsat bilerek bunu kazanca çevirmeye çalıştığını, astronomik rakamlar belirlediklerini kaydederek, “Eğitime ticari zihniyetle bakılmasını asla kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

Eğitim Bakanı iken 2018’de döviz patlaması olduğu zamanlarda özel okulları ve üniversiteleri toplantıya çağırdığını aktaran Özyiğit, "İlgili kişilere, velilerin bu fiyatları karşılayamayacağını ve tedbir alınması gerektiğini söylemiştim. Bu fiyatlarla bu sistemin yürüyemeyeceğini kendilerine iletmiştim” diye konuştu.

Özyiğit, “O dönemde bizim de uyarılarımızla özel okul harçları Türk Lirası’na çevrildi. Sorunu bu şekilde çözmüştük” açıklamasında bulundu.

Devletin, özel okul harçlarına, sabit kur uygulaması veya başka bir yöntemle müdahale etmesi gerektiğine vurgu yapan Özyiğit, “Şu anda hükümet yetkililerinin müdahale edememelerinin sebebi okul sahiplerinin seçimde desteğini istemeleridir” dedi.

“HÜKÜMET, KOLTUKLARINI KAYBETME PAHASINA ÖZEL OKUL HARÇLARINA EL ATMALIDIR”

Cemal Özyiğit, hükümetin, koltuklarını kaybetme pahasına da olsa özel okul harçlarına el atması gerektiğini söyledi.

Devlet okullarının eğitim kalitesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Özyiğit, “Devlette çalışan öğretmenin niteliğine yüzde yüz inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Özyiğit, devlet okullarında olanakların her sene artırıldığını ifade ederek, “Bu olanakların nasıl ve ne şekilde kullanıldığı da önemlidir” diye konuştu.

Avrupa Birliği (AB) ile 2018-2019 eğitim döneminde devlet okullarına laboratuvar yapılabilmesi için 5 milyon Euro değerinde anlaşma yaptıklarını belirten Özyiğit, “Bu anlaşmada Eğitim Bakanı olarak benim imzam var. Attığımız adımın uygulamaya girmesi beni ayrıca mutlu etti” açıklamasında bulundu.

“DEVLET KENDİ OKULUNUN REKLAMINI YAPABİLMELİDİR”

Cemal Özyiğit, okul tanıtımlarının kritik bir öneme sahip olduğunu, devletin kendi okulunun reklamını yapabilmesi gerektiğini belirtti.

Kolejler ve söz konusu kolejlere giriş sistemiyle ilgili de konuşan Özyiğit, “Kolejlere giriş sistemi tekrardan düzenlenmelidir” dedi.

Özyiğit, kolejlere giriş sınavının test usulü olmaması gerektiğine işaret ederek, “Öğrencinin, o yıla kadar olan başarısına göre koleje girip giremeyeceği belirlensin. Çocukların bilgisi ve başarısı ölçülsün” ifadelerini kullandı.

Kolejlerde, öğrencilerin yurt dışındaki okullarda eğitim görmesine olanak sağlayan IGCSE sitemi yanında Bakalorya sisteminin de uygulanması gerektiğini aktaran Özyiğit, “Eğitim literatürümüze bu sistemi de almalıyız” diye konuştu.

“KENDİ EĞİTİMİMİZİ BÜTÜNÜYLE YENİDEN ŞEKİLLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”

Özyiğit, geniş düşünüp dünyadaki eğitimi takip etmenin önemine vurgu yaparak, “Kendi eğitimimizi bütünüyle yeniden şekillendirmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Okullarda yabancı uyruklu öğrencilerin yaşadığı dil sorunuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Özyiğit, “Bakan olduğum dönemde yaptığım çalışmaya göre, bu ülkede 150 farklı dilden ve ülkeden çocuk var” dedi.

Özyiğit, Eğitim Bakanı olduğu dönemde ana dili Türkçe olmayan öğrencilere yönelik bir sistem hazırladıklarını hatırlattı.

Söz konusunu sistemin 2019 Şubatı’nda uygulamaya hazırlandığını kaydeden Özyiğit, “Bu sistemin ders yılı başında uygulanmasının daha sağlıklı olacağını düşündüğümüz için 2019 Eylül’e ertelemiştik” ifadelerini kullandı.

“ANA DİLİ TÜRKÇE OLMAYAN ÖĞRENCİLERE YÖNELİK HAZIRLADIĞIMIZ SİSTEM UYGULANMALIDIR”

Cemal Özyiğit, “Biz 2019’un Mayıs ayında hükümetten gittiğimiz için bizden sonra uygulanmadı. Bu programın çalışması şu anda Milli Eğitim Bakanlığı’nda duruyor. Bu çalışma uygulanmalıdır” diye konuştu.

Ülkeye gelen ve suça bulaşan öğrencilerle ilgili de konuşan Özyiğit, “Biz hükümetteyken öğrenci kayıt-kabul tüzüğünü hayata geçirmiştik” dedi.

Özyiğit, şimdiki İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in söz konusu tüzüğün paydaşlarından biri olduğunu kaydederek, “Ziya Öztürkler, Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü olarak bu çalışmayı yapmıştı” ifadelerini kullandı.

Yurt dışından gelen bazı öğrencilerin ülkede kriminal olaylarla bulaştığına değinen Özyiğit, “Biz bunu önlemek için öğrenci kayıt-kabul tüzüğünü hayata geçirmiştik” diye konuştu.

“BİZDEN SONRA ÖĞRENCİ KAYIT-KABUL TÜZÜĞÜ UYGULANMADI”

Özyiğit, kendi dönemlerinde öğrenci kayıt-kabul tüzüğü sayesinde yurt dışından gelen öğrencilerin takibinin yapılabildiğini söyleyerek, “Bizden sonra bu uygulama uygulanmadı” açıklamasında bulundu.

İki toplumdan öğrencileri bir araya getiren Imagine Eğitim Programı’nın (Imagine Projesi) tek taraflı olarak ertelenmesini de değerlendiren Özyiğit, “Imagine Projesi konusunda açıkça ayrılıkçı bir tutum izlendi. Bu yapılan barış düşmanlığıdır” dedi.

Özyiğit, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin, Güney Kıbrıs’tan buraya gelen insanların yaptığı alışveriş çerçevesinde şekillendiğini dile getirerek, “O yüzden iki toplumlu ilişkileri geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

“İnsanlarımızın, Kıbrıslı Rumlar ile doğru iletişimi sağlayabilecek şekilde eğitilmesi gerekiyor” diyen Özyiğit, Imagine Projesi’nin de buna olanak sağladığını kaydetti.

“IMAGİNE PROJESİ GERÇEK ANLAMDA BARIŞ İÇİN HAYATİDİR”

Özyiğit, Imagine Projesi’nin, ileride bu ülkede birlikte yaşayacak iki toplumun birbirini daha iyi anlaması ve kaynaşması için son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gerçek anlamda barış için bu proje hayatidir. Bir an önce bu projenin yeniden uygulanması gerekiyor” diye konuştu.

2023 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü kapsamında Gazimağusa’ya yapılması planlanan ilahiyat koleji hakkında konuşan Özyiğit, “Eğitim bakanıyken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile anlaşamadığımız temel nokta ilahiyat koleji konusundaki tutumumuzdu” açıklamasında bulundu.

Özyiğit, ilahiyat kolejleri konusunda Türkiye’de rejimle uyuşamadıklarını kaydederek, “O dönemde bizim ilahiyat koleji ile ilgili tutumumuz, belki de hükümetten gitmemize mal oldu” dedi.

Kıbrıslı Türklerin Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılarak bugünlere geldiğini belirten Özyiğit, “Dolayısıyla Atatürk ilke ve devrimleri bizim için bağlayıcıdır” ifadelerini kullandı.

“BU ÜLKENİN İHTİYACI İMAM HATİP LİSESİ VE İLAHİYAT KOLEJİ DEĞİLDİR”

Özyiğit, ülkede imam hatip sistemine ve ilahiyat kolejlerine ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, “Bizim ihtiyacımız, çağdaş eğitim sistemidir” diye konuştu.

Ülkede ilahiyatlara değil, yüzünü batıya dönecek eğitim sistemlerine ihtiyaç olduğunu dile getiren Özyiğit, “Atatürk’ün 100 yıl önce attığı adımdan sapmamalıyız” açıklamasında bulundu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.