Selma Eylem: Mesele başörtüsü değil, yeni bir toplum modeli oluşturma çabasıdır

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle ortaya farklı amaç koyulduğuna vurgu yaptı; “Mesele başörtüsü değil, yeni bir toplum modeli oluşturma çabasıdır” ifadelerini kullandı. Eylem, sorgulamayan, biat eden ve kolay yönetilebilen bir toplum yaratılmak istendiğini söyledi.

-
“Yaşananları siyasi rant elde etme çabası olarak görüyorum”
-
"Toplum mühendisliği yapılmak isteniyor"
-
“Mesele başörtüsü değil, yeni bir toplum modeli oluşturma çabasıdır”
-
“Halkının sesine kulak tıkayan hükümet bu halkı temsil etmiyor”
-
“Bizim derdimiz kız çocuklarımızın bedenleri üzerinden yapılan siyasal İslam dayatmasıdır”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, kız çocuklarımızın bedenleri üzerinden yapılan siyasal İslam dayatmasının kabul edilmez olduğunu belirtti. ‘Disiplin Tüzüğü dayatmasına’ karşı mücadeleyi sürdüreceklerini kaydeden Eylem, halkının sesine kulak tıkayan hükümetin bu halkı temsil etmediğine dikkat çekti.
Sadece eğitim değil; ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda da bir toplum mühendisliği yürütüldüğünü ifade eden KTOEÖS Başkanı Eylem, Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle meselenin başörtüsü meselesi olamadığına, yeni bir toplum modeli oluşturmak için bir çaba sarf edildiğine vurgu yaptı.
Eylem, öğretmen sendikalarının söz konusu tüzüğün iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne dosyaladığı davayla ilgili olarak ise, “Avukatlarımız tüzüğün Anayasa’ya aykırı olduğu düşüncesinde” açıklamasında bulundu. Sendikanın bundan sonraki süreçte izleyeceği yol haritasına da değinen Eylem, 15 Mayıs’ta gerçekleşecek duruşmaya yoğunlaştıklarını, Bekirpaşa Lisesi'ndeki öğretmenlerin mücadelesinin devam ettiğini belirtti.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, okullarda başörtüsüyle derslere girilmesine olanak sağlayan, toplumun büyük bir kesimi tarafından tepkiyle karşılanan Disiplin Tüzüğü değişikliği ve sonrasında yaşanan uzun soluklu eylem sürecine ilişkin Kıbrıs Postası’na çok özel açıklamalarda bulundu.
KTOEÖS Başkanı Eylem, türban tartışmalarıyla gündeme gelen İrsen Küçük Ortaokulu’ndaki süreci detaylarıyla anlatarak, yaşananların bireysel bir kararın ötesinde, siyasi bir proje olduğunu vurguladı. Eylem, söz konusu öğrencinin iki buçuk yıl boyunca saçı açık şekilde okula geldiğini, ancak Şubat tatili sonrası türban takmaya başladığını hatırlattı. Öğrenci ve ailesiyle yapılan görüşmelere rağmen ilk etapta sessiz kalındığını kaydeden Eylem, ardından Disiplin Tüzüğü’nde değişiklik yapıldığını belirtti.
“YAŞANANLARI SİYASİ RANT ELDE ETME ÇABASI OLARAK GÖRÜYORUM”
Bu sürecin tesadüfi olmadığını düşündüğünü kaydeden Eylem, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) KKTC temsilcisinin siyah Vito marka araçla okula gelerek öğrenciyle görüştüğü ve telkinlerde bulunduğu yönündeki bilgilerin basına da yansıdığına dikkat çekti. Türkiye'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yaşanan süreci anımsatan Eylem, “Türkiye’deki olayların etkisini düşürüp gündemi Kıbrıs’taki okullarda türban meselesine döndürme girişimi yapıldı. Yaşananları AK Parti’nin siyasi rant elde etme çabası olarak görüyorum” dedi.
Kız çocuklarının bedeni üzerinden dayatmalarda bulunulmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Eylem, toplumun bu konuda son derece hassas olduğuna vurgu yaptı; diğer örgütlerle birlikte düzenledikleri eylemlerin, laik eğitim ve yaşam biçiminden taviz verilmeyeceğinin kanıtı olduğunu dile getirdi. Türban meselesinin gündeme geldiği İrsen Küçük Ortaokulu ve Bekirpaşa Lisesi’ndeki öğretmenlere teşekkür eden Eylem, diğer öğretmenlerin de bu mücadeleyi sürdürerek kararlılıklarını gösterdiklerini ifade etti.
"TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ YAPILMAK İSTENİYOR"
Ülkedeki diğer sorunların Disiplin Tüzüğü eylemlerine etkisini de değerlendiren Eylem, sadece eğitim değil; ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda da bir toplum mühendisliği yürütüldüğünü söyledi. Ekonomik alanda halkın fakirleştirilmesinin hedeflendiğini belirten Eylem, bir yandan sermayeye teşvik verildiğini ve aflar getirildiğini, diğer yandan ise halkın satın alma gücünün giderek düştüğünü kaydetti.
Ada yarısının uluslararası hukuk dışında bırakılması ve yasa dışı politikaların sürdürülmesiyle birlikte mafya-devlet-tarikat üçgeni içinde rüşvet, torpil ve sahtekarlıkların yaşandığını ifade eden Eylem, üst düzey siyasilerin de bu durumlara dahil olduğunu öne sürdü. Eğitimde ise Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin açılmasıyla başlayan sürecin, tarikat örgütlenmeleriyle devam ettiğine dikkat çeken Eylem, 2023’te kitap içeriklerinin AK Parti ideolojilerine göre değiştirildiğini söyledi. Eylem, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kitaplardan çıkarıldığını, Atatürk ile ilgili görsellerin azaltıldığını, evrim teorisinin yer almadığını belirtti.
“MESELE BAŞÖRTÜSÜ DEĞİL, YENİ BİR TOPLUM MODELİ OLUŞTURMA ÇABASIDIR”
Meseleyi sadece başörtüsü ve özgürlükler üzerinden değerlendirmenin eksik olacağını vurgulayan Eylem, “Yeni bir toplum modeli oluşturma çabası var. Sorgulamayan, biat eden ve kolay yönetilebilen bir toplum yaratılmak isteniyor. Türkiye, KKTC’yi alt yönetimi haline getirdi. Bu doğrultuda asimilasyon ve entegrasyon politikaları yürütüldü. Şu an da kadrolaşmayla kolonizasyon politikaları devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
MAHKEME SÜRECİ VE YOL HARİTASI
Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişikliğe karşı dava açtıklarını hatırlatan Eylem, avukatların tüzüğün Anayasa’ya aykırı olduğu görüşünde olduklarını söyledi. KTOEÖS Başkanı Eylem, Anayasa Mahkemesi'ne açılan davanın 15 Haziran'daki duruşmasına yoğunlaştıklarını kaydetti.
“HALKININ SESİNE KULAK TIKAYAN HÜKÜMET BU HALKI TEMSİL ETMİYOR”
Bundan sonraki süreçte izlenecek yol haritalarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Eylem, ülkedeki siyasilerin birer kukla haline geldiğini ifade ederek, “Alınan kararlar kukla siyasetçilerin talimatla aldıkları kararlardır. Eylemlerimizde on binlerce kişi meydanları doldurdu. Halkının sesine kulak tıkayan hükümet bu halkı temsil etmiyor. Bir an önce istifa etmeleri gerekiyor” dedi.
“BİZİM DERDİMİZ KIZ ÇOCUKLARIMIZIN BEDENLERİ ÜZERİNDEN YAPILAN SİYASAL İSLAM DAYATMASIDIR”
Farklı din ve etnik kökenden bireylerle bir sorunlarının olmadığını vurgulayan Eylem, “Biz farklılıklara rağmen birlikte yaşamayı başarmış bir toplumuz. İsteyen istediği dine inanabilir, istediği gibi giyinebilir. Bizim derdimiz kız çocuklarımızın bedenleri üzerinden yapılan siyasal İslam dayatmasıdır” ifadelerini kullandı.
Bekirpaşa Lisesi’nde tüzük dayatmasının devam ettiğini, öğretmenlerin ders yapmayı reddettiğini kaydeden Eylem, hükümete bir kez daha seslenerek tüzüğün geri çekilmesini talep etti. Selma Eylem, Bekirpaşa Lisesi'ndeki öğretmenlerin mücadelesinin devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.