EĞİTİM
okuma süresi: 10 dak.

Maviş: Öğrencilerin yüzde 21’i konteyner sınıflarda,  yüzde 18’i inşaat halindeki okullarda ders alıyor

Maviş: Öğrencilerin yüzde 21’i konteyner sınıflarda,  yüzde 18’i inşaat halindeki okullarda ders alıyor

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, öğrencilerin yüzde 21’inin konteyner sınıflarda, yüzde 18’inin ise inşaat halindeki okullarda ders aldığını ifade etti.

Yayın Tarihi: 07/10/25 07:58
okuma süresi: 10 dak.
Maviş: Öğrencilerin yüzde 21’i konteyner sınıflarda,  yüzde 18’i inşaat halindeki okullarda ders alıyor

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Ulaş Barış’ın Kıbrıs Postası TV’de hazırlayıp sunduğu ‘Gündem’ isimli programa katıldı.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, günün anlam ve önemine dikkat çekti.

Maviş, 5 Ekim’in öğretmenler için uluslararası bir gün olduğunu belirterek, “1966 yılında kabul edilen ILO-UNESCO ortak sözleşmesine dayanarak öğretmenlere statü verilmiş ve 1990 yılından itibaren bu gün tüm dünyada kutlanmaya başlanmıştır” dedi.

Kıbrıslı Türk Öğretmenler Sendikası’nın 1974 öncesinde kurulan, kayıtlı bir sendika olduğunu hatırlatan Maviş, KTÖS’ün Avrupa Eğitim Sendikaları Komitesi üyesi olduğuna da vurgu yaptı.

Uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çeken Maviş, “Adanın kuzey ve güneyindeki sendikaların ortak dayanışma mesajı yayımlaması, Kıbrıs sorununun çözümüne dair iki toplumlu, iki kesimli federasyon vurgusunun yeniden yapılması açısından bizim için önemli günlerden biridir” ifadelerini kullandı.

Maviş, öğretmenler günü etkinliklerini öğretmenlerle birlikte kutladıklarını belirterek, “Bu günü kutlarken aynı zamanda sorunlarımızı dile getirip farkındalık yaratmak amacıyla bir gün olmasını sağladık” dedi.

Maviş, “Siyasete girmeyelim demiştik, çünkü önceliğimiz eğitim, sağlık ve sosyal sorunlar olmalı. Ancak bu ülkede neredeyse her yıl seçim oluyor. Sürekli seçim atmosferinde yaşıyoruz ve her gün yeni bir gündeme uyanıyoruz” dedi.

Okulların 15 Eylül’de açıldığını hatırlatan Maviş, Dünya Öğretmenler Günü etkinliğine katılan öğretmenlerin okullarında öğrencilerin  21’inin konteyner sınıflarda, yüzde 18’inin ise inşaat halindeki okullardan ders aldığını ifade etti ve öğretmenler içinde bu koşulların zor olduğunu vurgulayarak; ayrıca “kadro eksiklikleri, fiziksel ve teknolojik altyapı sorunlarının da  faaliyetleri sekteye uğrattığını ifade etti.

“500 ÖĞRENCİLİK ARTIŞ SÖZ KONUSU”

Eğitimdeki yapısal sorunlara değinen Maviş, “Geçen yıla göre 25 şubelik bir artış var, ancak veri fakiri bir ülkeyiz. Öğrenciler geldiğinde nereye geldikleri tespit edilemiyor. Özel okullardan kamu okullarına ciddi bir dönüş var. Geçen yıla göre 500 öğrencilik bir artış söz konusu olabilir. Yine de net rakamlar elimize ulaştığında paylaşacağız. Şu an tahminde bulunuyoruz. Ancak vatandaş olan ve olmayan öğrenci sayısını, çocukların durumunu bilmemiz gerekiyor. Eğitim bütçesi vatandaşlara göre hazırlanıyor, olmayanlarla bölüşülüyor. Okullarda ciddi bütçe ve kadro yetersizliği yaşıyoruz. Kayıtlar hâlâ bitmedi” şeklinde konuştu.

Maviş, eğitimdeki sorunların yeni olmadığını, 17 Ağustos 1951 tarihli Halkın Sesi Gazetesi’nde “Kıbrıs Türkünün yeni bir liseye ihtiyacı var” ve 2012 yılında “Öğretmen eksikliği var” haberlerinin yer aldığını hatırlatarak, “Bu ihtiyaçlar hâlâ devam ediyor” dedi.

“YABANCI ÖĞRENCİ ORANI YÜZDE 10’A YÜKSELDİ”

2007’de yabancı öğrenci oranının yüzde 1 olduğunu, ancak bugün bu oranın yüzde 10’a ulaştığını belirten Maviş, “45 farklı ülkeden öğrenci var ve bu öğrenciler kamu okullarında. Özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarına dair farkındalık artsa da okulların yüzde 47’sinde özel eğitim öğretmeni yok. Okulların %57’sinde PDR yok. Kalabalıklaşan bir toplumuz. İnsanlar Kıbrıs’ı seviyor; ev alıyor, hizmet sektöründe çalışıyor, çocuklarıyla geliyor. Sınır yok, ancak kamu bütçesi ve eğitim bütçesi bu yükü kaldırmıyor” dedi.

“SINIFLAR STANDARTLARIN ÜZERİNDE KALABALIK”

Maviş, okullardaki fiziksel altyapı sorunlarına da dikkat çekti: “27 okulda öğrenci sayısı 26 ile 35 arasında değişiyor. Standart bir rakam yok. Normalde bir öğrencinin sınıf içinde oturacağı alan 1,4 metrekare, ‘free’ alan ise 2 metrekare olmalı. Yani 48 metrekarelik bir sınıfa 24 öğrenci konulmalı. Ancak bizim sınıflarımızda 30-35 öğrenci var. Nitelikli hizmet için 10 okul daha inşa etmemiz gerekiyor. İlköğretimde 80, özel eğitimde 7, anaokullarında 23 okul var. Bu rakamlar, nüfus ve vatandaşlık politikasının olmamasıyla ilgili. Sistematik istatistik sıkıntısı var ve bu yük okullara biniyor.”

Maviş, ilkokul çağındaki öğrencilerin yüzde 18,5’inin özel okullarda olduğunu belirterek, “Dünyada bu oran yüzde 15’i geçmez, biz standartların üzerindeyiz. Kuzey Avrupa’da eğitime yatırım yapıldığı için özel okullar çok tercih edilmez. Ancak bizde enflasyonun yüksek olması, eğitimin aileler tarafından finanse edilmesine yol açıyor. Bu ciddi bir sorun” dedi.

“BAKANLIK AİLELERİ FAHİŞ FİYATLARDAN KURTARMALI”

Eğitim bütçesinin yetersiz olduğunu vurgulayan Maviş, “Anayasaya göre hak olan eğitim ve sağlık, neredeyse tamamen vatandaşlar tarafından finanse ediliyor. Eğitim Bakanlığı’nı yönetenlerin bu gerçeği görmesi ve fahiş fiyatlardan aileleri kurtarması gerekiyor” diye konuştu.

“KONTEYNER SINIFLAR EĞİTİM İÇİN ÜRETİLMEDİ”

Okullardaki altyapı sorunlarına örnek veren Maviş, “Konteynerler sınıflar eğitim ortamı için üretilmedi. Üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen doğal ışıklandırma, yalıtım, ısı ve ses kirliliği sorunları çözülmedi. Şu an bahçeye veya mandraya konteyner ihtiyacınız olsa,  aynı modeller var piyasada. Elektrikleri kesiliyor, klimalar çalışmazsa ne kışın ne yazın ders yapılabilir. Karakol İlkokulu’nda taşıma suyla çocukların ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor. Su sıkıntısı yaşanıyor” dedi.

Maviş, kaçmayı değil, sorunların içinde kalarak mücadele etmeyi tercih ettiklerini vurguladı: “Özel okula kaçmak kolaydı, ama bulunduğunuz alanı savunuyorsanız, orada kalmalısınız. 1974’ten beri toplum olarak kaçıyoruz; mahalle, okul, hastane değiştiriyoruz. Eğer durup sahip çıksaydık, sorunların yüzde 50’sini belki yaşamayacaktık. Ben de bir veliyim, oğlum da konteynerde okuyor. Veliler ses çıkarmalı. Şehit Yalçın İlkokulu’nun tadilatları iki günde bitti, çünkü baskı kurduk” dedi.

Maviş, “Bakanın ‘geçici’ dediği konteynerler kalıcı olma yolunda. Sayıları sürekli artıyor ve tadilat dışındaki okullarda da kullanılıyor. Konteynerlerin kurulduğu alanlarda çocukların oyun alanları daraldı. Okullar sadece akademik bilgi verilen yerleri değildir. Çocukların sosyalleştiği yerlerdir ayrıca. Nüfus arttıkça, branş odaları, laboratuvarlar, müzik odaları, spor alanları yok oluyor. Çocukların sosyalleşmesi için bu alanlar şart. Bakan, ‘Konteynerleri öğretmenler çok beğendi’ diyor, ama öğretmenler, konteynerlerin kaybettiklerini branş odası olarak kalmasını istiyor aslında.

“EĞİTİM SİYASETİN MALZEMESİ OLMAMALI”

Maviş, eğitimin ilkel sorunlarla boğuştuğunu ifade ederek, “Sanki eğitim yeni icat edilmiş gibi ilkel sorunları konuşuyoruz. Bu üzücü ve kayıp bir durum. Billboardlarda eğitimle ilgili afişler görüyorum. Madem hayalleriniz vardı, beş yılı neden geçirdiniz? Eğitim, cumhurbaşkanlığı seçimi vaadine dönüşmemeli. Eğitim siyasetin malzemesi olmamalı” dedi.

Suat Günsel İlkokulu örneğini veren Maviş, “Okul, ikişer şubeden (10 şube), dört branş odalı planlanmıştı, ama şu anda 20 şube var. Konteyner eklendi, branş odaları elden çıktı. Laboratuvar, kütüphane, müzik alanı sınıfa dönüştü. 24 kişilik sınıflar planlanmıştı, ama öğrenci sayısı 600’e yaklaştı. Yeni bir arazi bulundu, plan çiziliyor, ancak yetip yetmeyeceği belli değil” diye konuştu.

“TAM GÜN EĞİTİMDE PLAN VE PROGRAM ŞART”

Adanın güneyindeki tam gün eğitim modeline değinen Maviş, “Güneyde AB’nin fırsatları var, para değerli. Bu ayki enflasyon bizde yüzde 5.39 iken, orada eksi 0,70. 2006’da gönüllü bir projeyle başlayan tam gün eğitim, 2023’te sadece 14 okulda zorunlu oldu. Güneydeki tam gün okulunda bir gün geçirdik. Adanın güneyinin en kalabalık okullarından biri.  308 öğrencinin sadece 8’i yabancı. Okulda iki yemekhane var, aileler öğle yemeğini ödüyor, Bakanlık okul nüfusunun %20’si kadar bir katkı yapıyor. Bu katkı ihtiyaçlı çocuklar için kullanılıyor, öğretmenler çocuklarla yiyor. Branş odaları, asansör gibi imkanlar var. Bizde ise zenginleştirme olmadan, göz boyamayla ‘tam gün eğitim’ deniyor. Plan, program, niyet yoksa; çocuklar kahvaltı yapmadan geliyorsa, beslenme bütçesi okul nüfusunun sadece yüzde 5’ine yetiyorsa, bu sistem yürümez” dedi.

“EĞİTİM BAKANI’NIN İHMALİ, HAK İHLALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Maviş, kantin fiyatlarının Eğitim Bakanlığı’nın ve Eğitim Vakfı’nın ihalesiyle belirlendiğini, belirtti: “Kantin fiyatları dışarıdan pahalı olmamalı, gerekirse sübvanse edilmeli. Bir şişe suyu sağlayamıyorsunuz, ama çocuklar kantinden almak zorunda. Eğitim bir haktır. Eğer bir çocuk 15 yaşına kadar zorunlu eğitim kapsamındaysa, yemeğini, suyunu sağlamak zorundasınız. Eğitim Bakanı’nın ihmali, hak ihlaline dönüşmüştür” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.