Cansu Nazlı: İlahiyat koleji halkın ihtiyacı değil, gerici dayatmanın parçası

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, neredeyse 10 yıldır “gerici dayatmaların söz konusu olduğunu” vurgulayarak, okullardaki eksikliklere dikkat çekti. Nazlı, konteyner sınıflar mevcutken ilahiyat kolejinin açılmasının “halkın ihtiyacı olmadığını” söyledi.

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, Kuzey Kıbrıs TV’de Melis Günel’in sunduğu “Son 24 Saat” programının konuğu oldu.

“ERHÜRMAN SEÇİM SÜRECİNDE MUĞLAK BİR TAVIR SERGİLEDİ”

Hükümetin meşruiyetini kaybettiğini ifade eden Nazlı, “Cumhurbaşkanlığı makamının sorumluluğunun gerektirdiği görevleri yerine getirmezken sergilemiş olduğu tutum ters tepti. Samimi bir şekilde iki devletliliği savunanlar bile oy vermedi” dedi.

Nazlı, Bağımsızlık Yolu olarak federasyon savunmalarına rağmen “KKTC’yi tanıtmak için ne yaptınız?” sorusunu en az iki kez Ersin Tatar’a yönelttiklerini belirterek, buna rağmen yanıt alamadıklarını ifade etti. Nazlı, seçim sonucunu “KKTC’yi tanıtma vaadinin altının doldurulmadığı, siyasi görüşünün takdir görmediği bir sonuç” olarak değerlendirdi.

Bağımsızlık Yolu’nun “Ersin Tatar’ın karşısında Erhürman’ın ensesindeyiz” açıklamasının çok tartışıldığını belirten Nazlı, “Çözüm konusunda Erhürman, hangi noktada durduğuyla ilgili muğlak bir pozisyondaydı. Kimden oy almak için bu pozisyonda olduğu bizim için bir muammaydı. Masaya oturmasının kendisini bile şarta bağladığı durumda muğlak tavrın federasyonculara mı olmayanlara mı olduğu belirsizdi” dedi.

“HER İKİ ADAY DA PROPAGANDASINI TÜRKİYE’YE YÖNELİK YÜRÜTTÜ”

Nazlı, propaganda döneminde her iki adayın da halka değil Türkiye’ye yönelik vaatlerde bulunduğunu söyleyerek, “Halka yönelik değil, Türkiye’nin menfaatini nasıl gözeteceğiyle ilgili vaatlerde bulunuldu” dedi.

“ÇOCUK, SİYASİ PROPAGANDA MALZEMESİ OLMAMALI”

Nazlı, Tufan Erhürman’ın seçim kampanyasında çocuk imgesini kullanmasını eleştirerek, çocuğun siyasi propaganda malzemesi olmaması gerektiğini vurguladı. “Çocukları bir araç olarak kullanmak, çocuk haklarını ihlal eden bir boyuttur” diyen Nazlı, partilere bu konuda hassasiyet çağrısında bulundu.

“ÇOCUKLARIN BESLENMESİNİ SAĞLAMAKTAN DEVLET SORUMLU”

Tam gün eğitimle ilgili tartışmalara değinen Nazlı, düşük gelirli ailelerin çocuklarının öğle aralarında yeterli beslenemediğini söyledi. “Çocukların sağlıklı beslenmesi en temel çocuk haklarından biridir. Devlet, öğleden sonra okul olmasa bile bunu sağlamakla yükümlüdür” dedi.
Nazlı, okullarda açlıktan bayılan öğrenciler olduğunu belirterek bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.

“MEVCUT HÜKÜMETTEN AHLAKİ SORUMLULUK BEKLEMİYORUZ”

Nazlı, “Mevcut hükümetten ahlaki bir sorumluluk gösterip istifa edecekleri ya da seçim sonucunu tahlil edip öz eleştiri yapacakları yönünde hiçbir şey beklemiyoruz” ifadelerini kullandı. Bakanların “yarın yokmuşçasına hareket ettiğini” söyleyen Nazlı, halkı karşılarına almaktan çekinmediklerini kaydetti.

“ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINI ÖNLEMEK İÇİN PROGRAM YOK”

Nazlı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’yı eleştirerek, “Erhan bey ulaşım dışında her şeyi konuşuyor” dedi. Sistematik olarak ölümlü kazalar yaşanıyorsa bunun yalnızca sürücülerin suçu olamayacağını ifade eden Nazlı, “Ölümlü trafik kazalarını önlemek için ne yaptınız?” sorusunu yöneltti.

“MAĞUSA’DAKİ İLAHİYAT KOLEJİ GERİCİ DAYATMANIN PARÇASI”

Disiplin Tüzüğü’nün çocuk haklarını ihlal ettiğini belirten Nazlı, Mağusa’da yapılması planlanan İlahiyat Koleji’nin “gerici bir dayatmanın parçası” olduğunu söyledi.
Nazlı, “Konteyner sınıflar mevcutken ilahiyat kolejinin açılması halkın ihtiyacı değildir. Kıbrıslı Türk halkı, dini bir dayatma olarak gördüğü bu projeye karşı sokağa çıkarak iradesini göstermiştir” dedi.

“DAYATMALARA KARŞI ERHÜRMAN’IN NE YAPACAĞININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Cumhurbaşkanlığı makamında yaşanan değişimin ne getireceğini görmek gerektiğini belirten Nazlı, geçmişte “Koordinasyon Ofisi” sürecinde verilen demokratik mücadeleyi hatırlattı.
Nazlı, İlahiyat Koleji ile ilgili uluslararası bir protokol bulunduğunu ifade ederek, “Benzer bir süreç burada da yaşanacak mı, göreceğiz. Cumhurbaşkanının bu konuda kendi yetkileri çerçevesinde ne yapıp yapmayacağının takipçisi olacağız” dedi.