KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Erhalaç: Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, Mayıs Manşet programında Meltem Sakin’in konuğu oldu. Erhalaç, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla sendikanın kadına yönelik şiddete karşı mücadelesini vurguladı, okullarda giderek derinleşen sınıf mevcudu, öğretmen eksikliği ve ekonomik zorlukların çocuklardaki davranış bozukluklarına etkisine dair açıklamalarda bulundu.

25 KASIM MESAJI: KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSANLIK SUÇUDUR

Şener Erhalaç, programda konuşmasına 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’nün uluslararası önemine değinerek başladı. Kadına yönelik şiddetin bir ‘insanlık suçu’ olduğunun altını çizen Erhalaç, KTÖS olarak bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerini belirtti. Erhalaç, “Kadına yönelik şiddet maalesef sıklıkla görülüyor. Bu bir insanlık suçudur. KTÖS olarak biz bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bununla mücadele etmek hepimizin görevidir: Tüm sivil toplum örgütlerinin, tüm toplumun, tüm kadınların, tüm erkeklerin görevidir. Kadının erkekle birlikte yan yana, eşit yürümesi, eşit haklara sahip olması çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDE EN BÜYÜK SORUN KALABALIK SINIFLAR VE OKULLARDIR”

Erhalaç, eğitim sistemindeki en büyük sıkıntının kalabalık sınıflar ve okullar olduğunu dile getirdi. Sıklıkla okullara yeni sınıflar eklenerek çözüm üretilmeye çalışılmasının, okulların kapasitesinin üstünde kalabalıklaşmasına neden olduğunu ifade etti.

Bu kalabalıklaşmanın bir sonucu olarak, öğretmenlerin ve okul idarelerinin gücünün yetmekte zorlandığını belirten Erhalaç, 30 öğrencisi olan bir sınıfta, 40 dakikalık bir derste öğretmenin her çocuğa neredeyse birer dakika bile zaman ayıramadığını belirtti.

Yeterince ilgi ve zaman ayrılamayan çocuğun öfkelendiğini, kendini ifade edemediğini ve bu durumun zorbalığa, daha fazla yaramazlığa başvurmasına yol açtığını söyleyen Erhalaç, sınıf yönetimini kolaylaştırmak ve öğrenciyle birebir ilgilenmeyi artırmak için sınıf mevcudiyetlerinin acilen düşürülmesi gerektiğini vurguladı.

“ÜLKEDEKİ EKONOMİK ZORLUKLAR OKULA YANSIYOR”

Erhalaç, çocuklardaki davranış bozukluklarının bir diğer kaynağının ise ekonomik döngünün sıkıntıları olduğunu dile getirdi. Ailelerin yaşadığı ekonomik zorluklar, asgari ücretin yetersizliği gibi sorunların okullara yansıdığını ifade eden Erhalaç, “Çocuklarına harçlık veremeyen aileler vardır. Ne yazık ki, çocuklar birbirlerinden haraç toplama, birbirlerinin yiyeceklerini alma gibi yanlış davranışlara başvuruyorlar. Çocuk oldukları için anlayışımız fazladır, ancak bu yanlış davranışların önüne geçmek zorundayız.” dedi.

“REHBER VE ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ ATANMASINI İSTİYORUZ”

Erhalaç, öğrencilerin ihtiyaçlarına doğru şekilde cevap verilememesinin temelinde öğretmen eksikliği yattığını belirterek, özel eğitim vakalarında büyük bir artış yaşandığını, buna rağmen özel eğitim öğretmeni eksikliğinin sürdüğünü kaydetti.

Rehber öğretmen ihtiyacına da değinen Erhalaç, çok hareketli öğrencilerin ve ekonomik/sosyal sorunlarla boğuşan çocukların artmasıyla birlikte, rehber öğretmen eksikliğinin acil bir sorun haline geldiğini belirtti.

Erhalaç, her çocuğun özel eğitim ihtiyacı olsun veya olmasın, yeterli, eşit eğitime, eşit zamana ve eşit fırsatlara ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, bu ihtiyaçları yerine getirmenin ilgili kurumların sorumluluğu olduğunu belirtti ve daha fazla rehber ve özel eğitim öğretmeni atanması çağrısında bulundu.