Menisküs yırtığı artık ameliyatsız şekilde tedavi edilebiliyor! yeni tedaviler
Menisküs yırtıkları her zaman ameliyat gerektirmez. Stabil, kilitlenme yapmayan yırtıklar biyolojik enjeksiyonlar ve fizyoterapiyle tedavi edilebilir. Modern tıp, menisküsü koruyan ameliyatsız yöntemlere odaklanıyor.
Spor yaralanmaları denildiğinde akla ilk gelen sorunlardan biri olan menisküs yırtığı, birçok kişi için doğrudan "ameliyat" kelimesiyle eş anlamlıdır. Oysa diz ekleminde uyluk ve kaval kemikleri arasında bir yastıkçık görevi gören bu C şeklindeki yapının her yaralanması cerrahi müdahale gerektirmez. Modern tıp, doğru hasta seçimiyle, menisküsü koruyan ameliyatsız yöntemlere odaklanıyor.
Peki, bir menisküs yırtığının ameliyat edilip edilmeyeceğine nasıl karar veriliyor?
AMELİYAT KARARINI BELİRLEYEN KRİTER: "KİLİTLENME"
Uzmanlara göre, tedavi planındaki en belirleyici faktör yırtığın "mekanik" bir soruna yol açıp açmadığıdır. Eğer yırtılan parça yerinden oynamıyor, stabil bir şekilde duruyorsa, hastanın şikayetleri genellikle ağrı ve şişlik ile sınırlıdır. Bu durumda dizde "kilitlenme" veya "takılma" hissi yaşanmaz.
İşte bu "stabil" yırtıklar, ameliyatsız tedavi için en uygun adaylardır. Günümüzde menisküs yırtığı için ameliyatsız tedavi seçenekleri sayesinde hastalar daha kısa sürede iyileşebiliyor. Bu yaklaşımda amaç, dizdeki inflamasyonu (yangıyı) kontrol altına almak ve vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını desteklemektir.
Buna karşılık, "kova sapı" yırtık gibi yırtık parça yer değiştirip eklem arasına sıkışıyorsa, dizde kilitlenmeye neden olur. Bu durumda hasta dizini tam açıp kapatamaz ve cerrahi müdahale genellikle en doğru seçenek haline gelir.
AMELİYATSIZ TEDAVİDE HANGİ YÖNTEMLER KULLANILIYOR?
Mekanik kilitlenmeye yol açmayan stabil yırtıklarda iki temel tedavi direği öne çıkıyor: Biyolojik enjeksiyonlar ve hedefe yönelik fizyoterapi.
- Ultrason Eşliğinde Biyolojik Enjeksiyonlar: Bu tedavilerde amaç, dizdeki yangıyı hızla baskılamak ve doku iyileşmesini teşvik etmektir. Hastanın kendi kanından hazırlanan ve ultrason rehberliğinde doğrudan eklem içine veya yırtık çevresine uygulanan bu yöntemler şunlardır:
- Sanakin (Otolog Şartlandırılmış Serum): Vücudun kendi iltihap baskılayıcı proteinlerini yoğunlaştırır.
- PRP / ACP (Trombositten Zengin Plazma): İyileşmeyi başlatan büyüme faktörlerini bölgeye odaklar.
- Alfa-2 Makroglobulin (A2M): Kıkırdak yıkımında rol alan enzimleri nötralize etmeyi hedefler.
Bu enjeksiyonlar, özellikle ağrı ve şişliği hızla azaltarak hastanın fizyoterapi sürecine çok daha konforlu bir şekilde katılmasını sağlar.
- Hedefe Yönelik Fizyoterapi: Enjeksiyonlar yangıyı söndürürken, tedavinin kalıcılığını sağlayan asıl unsur fizyoterapidir. Tedavinin omurgası, diz çevresi kaslarını (özellikle kuadriseps) güçlendirmek ve dizin biyomekaniğini düzeltmektir.
Ancak bu süreçte bilinçsizce yapılan hareketler durumu kötüleştirebilir. Örneğin, uzmanlar derin çömelme (deep squat) veya ani dönme hareketlerinin menisküs üzerindeki yükü artırabileceği konusunda hemfikir. Bu noktada Op. Dr. Utku Erdem Özer, menisküs yırtığı sonrası yapılmaması gereken egzersizler konusunda önemli uyarılarda bulunuyor. Tedavi, ağrısız hareket aralığında, kontrollü ve kademeli bir ilerleme ile planlanmalıdır.
ÖZETLE: ÖNCELİK MENİSKÜSÜ KORUMAK
Tıbbi yaklaşımda öncelik her zaman menisküs dokusunu korumaktır, çünkü bu yapı uzun vadede dizin kireçlenmesini önleyen en önemli amortisördür. Kilitlenme yapmayan, stabil yırtıkların büyük çoğunluğu, rehabilitasyon ve biyolojik enjeksiyonların birleşimiyle başarılı bir şekilde yönetilebilir.
Kaynak: www.utkuerdemozer.com
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.