Yükseköğretimde Rum’un yapamadığını yapıyorlar!

Kamusal fayda ve toplumsal çıkarın savunulmasının suç muamelesi gördüğü bir ülke haline getirilmiş Kuzey Kıbrıs…

Denetimsizliğin zemin hazırladığı tehdit ve tehlikeler her alanda karşımıza çıkmakta.

Son örnek ise Rum tarafının gerek BM gerekse AB nezdinde girişim yaparak, kabul etmek zor da olsa başarılı olduğu, KKTC üniversiteleri insan kaçakçılığına zemin olarak kullanılan bir araç olarak çalıştığı iddiası üzerinden sürdürdüğü kara propaganda.

Kabul etmesek de aynaya bakmasak da Rum tarafının elindeki argümanı ve böylesi bir zemini, yasal boşlukları kapatmayarak, önlem almayarak, yasa dışına kayan kurumları kapatmayarak, özellikle Afrika ülkelerinden gelen ve gelecek olan öğrencilerin kabulü ve eğitim hayatlarını düzenleyecek yasal düzenlemeleri yapmayarak ve işin kolayına kaçıp dostlar alışverişte görsün popülizmi ile Devletimizi yönetmeye çalışarak siyaset ve bürokrasideki aktörler yani seçilmişler ve atanmışlar yarattı!

Daha açık bir ifade ile gelmiş geçmiş tüm Hükümetlerin basiretsizliği, popülizme esir düşmelerinin getirisi olarak bilinçli eylemsizlikleri tüm yaşananların tek nedeni olmasa bile en büyük sebebi…

Son yirmi yılda tüm partilerin, gelmiş geçmiş tüm Hükümetlerde görev yapan Başbakan ve görev alan bakanların hepsinin ne yazık ki çorbada tuzu var!

Üniversitelerimiz eğitim kaliteleriyle değil insan kaçakçılığı için bir araç olarak kullanılması propagandası karşısında bugünün yetkilileri tıpkı daha öncekiler gibi yine sus pus…

Dışişleri sessiz, Milli Eğitim sessiz, İçişleri keza öyle, YÖDAK ise acaba İktidar arkamızda duracak mı tedirginliği ile sesini yükseltmiyor, yükseltemiyor.

Başbakan Ünal Üstel, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu sus pus.

…

Sadece yaptıkları işin kolayına kaçarak polise her gelen Afrikalı öğrenciye suçlu muamelesi yapıp geri gönderin, ülkeye girişine engel olun talimatı vermek.

Gerek ülke güvenliği ile ilgili kurumların verdiği gerekse siyasi kanatın sorunu çözmeyen ve sadece iş yaptım görüntüsünden başka bir işe yaramayan talimatlar ile sap ile samanın ayrılmadığını görmekten uzak tüm yetkililer.

Ne yazık ki yetkililer, polis üzerinde baskı oluşturup neredeyse her gelen öğrencinin ülkeye girişini engellenmesine sebep olmak dışında bir rol üstlenmiyor.

Hükümet ortakları da sus pus…

Hükümet ortakları ve kabine üyelerinin hiçbiri de kral çıplak deme cesaretini göstermeyerek basiretsizliğe ortak olmaktan başka bir şey yapmıyorlar!

Önlem almaktan korkan bir basiretsizlik ortaya koyuyor KKTC Devletini yöneten iktidar…

…

Neden mi başlarını kuma gömmeyi tercih ediyorlar?

Çünkü yasaları uygulayıp denetim yaparak en az 5-6 tabela üniversitesi kapatmak ve belki bir o kadar da üniversitecilik oynayan bazı yapılara yaptırım uygulamak zorunda kalacak Hükümet olduğunu iddia edenler.

Devlet böyle yönetilmez ey efendiler.

Denetim yapılıp yasalar uygulanmaz ve çürük elmaları temizlemekten kaçarsanız eğer, Rum’un yapamadığını “eylemsizliğiniz” ile yapıp yükseköğretim alanının sonunu ellerinizle hazırlayacaksınız.

Asli görevinizi yapmadığınızdan dolayı ortaya çıkan boşlukların yasadışı amaçlar ile simsarlarca doldurulmasının sonucunun ne olduğuna dair küçük bir ipucu size.

Eğer anlamak isterseniz ya da anlayabilirseniz elbette.

…

Türk Hava Yolları (THY), Nijerya, Kamerun, Kongo, Sudan, Gana, Gambiya, Çad ve Fas başta olmak üzere birçok ülkeden KKTC’ye öğrenci taşımamaya hazırlanıyor.

Bir başka nokta ise bu ülkelerde KKTC’nin ve KKTC üniversitelerinin yaşadığı itibar kaybı!

Siz ebeveyn olsanız geri gönderileceğinden endişe edeceğiniz bir ülkeye öğrenim görmesi için çocuğunuzu gönderir misiniz?

Malta, Hindistan, Çin ve GKRY, Afrika’dan öğrenci alımını giderek artırdığı böylesi bir rekabet ortamında ortaya konan beceriksizliğin tek sonucu en basit ifade ile kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey değil.

KKTC Üniversitelerinde Nijerya, Kamerun, Kongo, Sudan, Gana, Gambiya, Çad ve Fas’tan 25 bine yakın öğrencinin halen öğrenim gördüğü ve 15 bine yakın öğrenci adayının da ülke üniversitelere gelmeye hazır olduğu gerçeği ey efendiler size durumun vahametini anlatıyor mu bilinmez ama Rum tarafının keyfinin yerinde olduğuna şüphe yok.

…

Neden mi?

Nedeni ne Rum tarafı ve Yunanistan ne de dış mihraklar.

Nedeni sizin basiretsiz iktidarınız ve Devleti yönetme anlayışınız.

UBP-DP-YDP Hükümetine soruyor ve cevap bekliyoruz.

Neredeyse her gelen gerçek öğrenciyi sınırdan geri çevirmek yerine 5-6 tabela üniversitesini kapatmak ve belki bir o kadar da üniversitecilik oynayan yapılara yaptırım uygulamaya yasal yetkisi olan YÖDAK’ın alacağı kararların arkasında duracak mısınız yoksa telefonlara sarılıp kriz üzerinden oy devşirmeye ve popülizme yasaları ve Devleti yine kurban mı edeceksiniz?

Eğitim izni olmayan kurumların uzaktan üniversitecilik oynamasına göz yumulmasına, 3-4 farklı işletmenin bir arada olduğu küçücük binaların birinci elden üniversite olarak gösterilmesine, dershaneden bozma binalarda batı usulü veya Avrupa modeli aldatmacası altında yükseköğretim yapılmasına izin verilmesine, yeterli öğretim üyesi olmayan hatta rektörü sadece kâğıt üstünde olan tabela üniversitelerin görmezden gelinmesi oyununa daha ne kadar sürdüreceksiniz?

Yasal boşlukları kapatacak tüzüklerin hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan geçmesini sağlayacak mısınız?

Devleti devlet gibi yönetmekten başka bir şansınız olmadığını size kim ve nasıl anlatsın artık.

…

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da sürece dahil olarak kriz masasını hemen toplayarak soruna kalıcı çözüm üretecek iradeyi ortaya koymalı, sürece liderlik etmeli.

Uluslararası öğrencilerin kabulü ve eğitim hayatlarını düzenleyerek denetim altına alacak tüzükler hemen geçmeli ve uygulanmalı.

Öğrenci getiren ajansların faaliyetleri ve akreditasyonları hemen yasal zemine bağlanmalı.

MEB izni ile faaliyet gösteren güzellik kursu, kasaplık kursu ve sözümüz ona daha nice ne olduğu belli olmayan kursları Bakanlık müfettiş atayarak kontrol altına alıp bu kurslara yurtdışından öğrenci alma izinlerini iptal etmeli.

Yanlış okumadınız kasaplık kursu!

Hodri meydan… Var mı cesaretiniz görelim.

Eğer bu toprakları zerre kadar seviyorsanız bedeli bir daha seçilmemek olsa bile bunları yapmak sizlerin görevi ey efendiler.

Başını kuma gömmek kolay...

…

Peki ya yükseköğretim alanında Rum’un yapamadığını yapanlar olarak tarihe geçmek sizleri hiç mi rahatsız etmiyor, bu kadar mı o koltukta oturmaya devam etme hırsı gözünüzü, vicdanınızı ve ülke ile vatan sevginizi köreltti.

Oldu olacak bu topraklara milyonlarca dolarlık yatırım yapan, akademisyenler başta olmak üzere birçok kesime istihdam sağlayan üniversite sahiplerini de Sarayönü’nde sallandırın ve olsun bitsin.

Rum tarafı da heykelinizi diksin meydanlara…

Belki bu sefere de Güney Kıbrıs’tan milletvekili seçilirsiniz, Kıbrıs Türkü de kurtulur.

Siyah ve beyaz kadar net olan iki seçenek karşınızda durmakta ey Efendiler; ya misyon sahibi olarak “bilinçli eylemsizliğin” esareti altında yükseköğretim için tehdit unsurlarına bilerek veya bilmeyerek zemin yaratmaya devam edeceksiniz ya da vizyon sahibi olarak ülke üniversiteleri için tehdit unsuru olan yapıları ortadan kaldırma cesaretini kararlılıkla ortaya koyacaksınız.

Gerisi sadece ve sadece teferruattır.