Federasyon yoksa kadife ayrılık baki!

Yayın Tarihi: 13/11/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Federasyon yoksa kadife ayrılık baki!

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın basın toplantısını izledim. Akıncı'nın sürecin bugüne kadar nasıl işlediğini ve gelinen son aşamayı bir daha özetledi. Oldukça doğru kelimeleri seçerek Rum tarafının sürece nasıl zarar verdiğini ve Türk tarafının artık daha fazla bir bilinmezi yaşamak istemediğini doğru kelimelerle ortaya koydu. Akıncı'nın bu kadar duruşu net bir tavır izledikten sonra hala Akıncı düşmanları sırf Akıncı gitsin ve çözüm düşmanı bir cumhurbaşkanı yerine gelsin diye daha ne kadar abuk subuk şeyler uyduracaklar onu da bugün yarın göreceğiz.

Konuşmanın genelinden şunu anlıyoruz ki; Rum tarafı ya Kıbrıs adasını her anlamda eşit ölçülerde Kıbrıslı Türklerle paylaşacak ya da süreç çıkmaza girmesinin ötesinde başka riskler ve sorunlar doğuracak.

Akıncı'nın yapılması ve yapılmaması gerekenleri bir daha dikkatli şekilde telaffuz etmesi ve Rum Lider Nikos Anastasiades'e çağrı yapması yerinde oldu ama öyle anlıyorum ki Akıncı'nın sözlerinin tamamı Rum tarafının, fazlasını değil Kıbrıslı Türklere hakkı olanı vermesi gerektiğinin ve bunun aksinesinde çözümün mümkün olamayacağının bir kez daha altını çizmesi yerinde bir tespit oldu.

Akıncı'nın Kıbrıs'ta üniter devletin olmasının mümkün olmayacağını ve iki ayrı devletin de Rumlar tarafından kabul edilmeyeceğini söylemesi hani şu gevşek federasyon söylemlerine iyice açıklık getirdi.

Akıncı, Federasyon dışında bir çözümün mümkün olamayacağını bir kez daha ortaya koydu.

Akıncı'nın ısrarla eşitlik talep etmesi ve Kıbrıslı Türklerin haklarına halel getirebilecek bir çözümü kabul etmeyeceğini ifade etmesini umarım bazı kalın kafalılar artık anlar ve Akıncı'yı ne olursa olsun çözüm olsun yaklaşımında olmadığını anlarlar.

Kıbrıs sorununda çok önemli bir yol ayrımına gelindi, en azından hem ben böyle görüyorum hem de kamuoyundaki genel algı bu yönde. Kıbrıs'ta çözüme o kadar ihtiyaç olduğu bir dönemde ne yazık ki Rum Lider Nikos Anastasiades'in hiçbir surette Kıbrıslı Türkleri hem ülkenin hem de yönetimin eşit ortağı görmemesi ve asla görmeyeceğini de açıkça beyan etmesi, Kıbrıs Türk tarafını net bir yol ayırımına getirmiş durumda.

Bundan sonrası ne olur bilemem demeyeceğim çünkü artık bundan sonrasında Kıbrıs'ı son derece gergin günlerin beklediğini ama özellikle Kıbrıslı Rumların hayli korku içeceğini çekinmeden dile getirebiliriz.

Açıkça bir savaş çıkmayacağını bilsek dahi sıcak çatışma ortamına hızla yaklaşılacağına hep birlikte şahit olacağız.

Ya birileri Rum Lider Anastasiades'e ciddi bir güvence verdi ki çözüm konusunu yokuşa sürüyor ya da whiskyi şu sıralar fazla tüketiyor. Çünkü çözüm zemininden uzaklaşmak en çok da Kıbrıs Rum halkının huzurunu kaçıracaktır ve bunun tek sorumlusu elbette ki Anastasiades'in kendisi olacaktır.

Cumhurbaşkanı göreve geldiği günden bugüne çok dirayetli bir süreç götürdü. Gerek güven yaratıcı önlemler için gerekse Kıbrıs sorunun çözüm süreci için engel çıkartanlar her zaman oldu tabii. Akıncı yılmadı, doğruları söylemeye ve savunmaya devam etti. Bu doğruları halkıyla paylaşmaya da devam etti. Süreçlerin pozitif manada bir numaralı aktörü oldu.

Keşke Anastasiades de Akıncı'ya ayak uydurabilse, onun kadar kararlı, dirayetli ve istikrarlı olabilseydi, elektrik ve telefon konuları karşılıklı olmak üzere çoktan çözümlenirdi. Henüz uygulamaya konulmamış, hiçbir güven yaratıcı önlem açıkta kalmazdı ve çözüme çok önceden örneğin Crans Montana da ulaşmış olurduk.

Hidrokarbon konusu çok baş ağrıtacak

Her ne kadar son bir haftadır ses çıkmıyor olsa dahi Rum tarafının Navtex ilan ederek hidrokarbon arayışları ve Anastasiades'in tek yanlı davranıyor olması çok yakında ciddi sıkıntılara gebe olduğumuzu gösteriyor bize. Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiades'e, her zaman yönetimi ve zenginlikleri paylaşmaya ihtiyaç olduğunu ve düşünce yapısını artık değiştirmesi yönünde tavsiyelerde bulundu ama bu öneriler Nikos tarafından hep negatif şekilde karşılık buldu. Umarım Anastasiades yakında patlak verecek tehlikeleri dikkate alır ve aklını başına toplar.

Savaş çığırtkanlığı olsun diye yazmıyorum bunları; Rum tarafı liderleri yüzünden son derece sıkıntılı günler yaşayacak, bunları hep birlikte deneyimleyeceğiz.

Gönül isterdi ki Anastasiades, Hem Akıncının hem Türkiye'nin hem de kendi muhalefetinin yaptığı eleştirilere kulak assın. Ben yaptım oldu mantığından uzaklaşsın ve adamız işbirliği alanı ortamı haline dönüşebilsin ki bu durum da bizi yaşayabilir huzur içinde bir çözüme götürebilsin.

Eğer geçmişte olduğu gibi ben yaptım oldu mantığıyla ısrar edecekse zenginlikleri ve yönetimi paylaşmaktan uzak bir görüntü çizecekse bunun kimseye yararı olmayacak. Ama bu tarihsel sorumluluğu, olumsuz olmasını durumunda, doğabilecek tehlikeleri de düşünerek şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki bunun tarihsel sorumluluğu ne Akıncı'nın boynunda nede Kıbrıs Türk tarafında olacaktır.

Doğru olan Anastasiades'inbu bilinçle durumunu Akıncı'nın ve Türkiye'nin söylemleri çerçevesinde gözden geçirmesidir.

Kapıların açılması Akıncı'nın başarısı

Dün önemli ve tarihi bir gündü. Derinya ve AplıçKapıları karşılıklı geçişlere açıldı. Bildiğiniz gibi Anastasiades ve Akıncı hangi kapıların açılacağı yönünde konuşurken, Akıncı Derinya ve Aplıç kapılarını önerdi ve ısrar etti, çünkü her iki toplumdan da istek vardı bu kapıların açılması için. Verdiği bu siyasal kararın arkasında durdu. Eski hükümet, çalışmaların yavaşlatılması için her şeyi yaptı ama Akıncı çalışmaların durmaması için siyasi kararı verdiği günden bugüne sürekli sürdürdü.

Dün TV'de dinlediğim sözcü Barış Burcu'nun açıklamalarına göre Cumhurbaşkanı sadece kendi olarak değil, tümCumhurbaşkanlığı ekibini kapıların açılma sürecine katkı koymak bakımından teyakkuz durumuna geçirdi ve bu kapılar Cumhurbaşkanının bu istikrarlı, tutarlı ve takipçi özelliğinden dolayı açılabildi.

Sözün özüne gelecek olursak; karşımızda Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin lehine hiçbir şeyi kabul etmeyen bir Rum liderliği var. Eğer Rum tarafı Türklere eşitlik vermeyi kabul etmeyecekse, bu tutumunu devam ettirecekse gelinen nokta kadife ayrılıktan başka bir şey değil.

************************

Günün Sözü

Hayat yaşandığı kadardır. Ötesi ya hatıralarda bir iz ya da hayallerde bir umuttur.

Pablo Neruda


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları