CTP'liler kurultay sevmiyor

Yayın Tarihi: 07/10/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin dünkü kurultayına katıldım. Meslektaşlarımla birlikte canlı yayın yaptık ve CTP'yi aynı zamanda dünkü kurultayı değerlendirdik. Açık söylemek gerekirse biz bize bir kurultay oldu. Yani bir diğer deyişle kalabalık bir kurultay değildi dünkü kurultay. Genellikle kurultaylara pek gitmem, kurultayları da sevmem eğer ülke için yakın gelecekte bir önem arz etmiyorsa ama CTP kurultayı her ne kadar tek adaylı bir kurultay olsa dahi önemli bir kurultaydı. Çünkü CTP Kıbrıs Türk halkının yakın geçmişinde önemli hizmetleri olmuş bir partidir, umarım yakın geleceğine de önemli katkıları olur.

En son katıldığım parti kurultayı UBP'nindi. Her ne kadar 12 bin üyeden bahsedilse de 8 bin civarında bir katılım olmuştu.

O kalabalıktan mı aklımda kaldı nedir CTP'nin de coşkulu bir kurultayı olacağını düşündüm ama öyle olmadı.

Canlı yayını devralmak için kurultaya vardığımda birçok araba gördüm, meğerse o araba kalabalığı hemen yanı başındaki spor maçını izlemeye gelmiş insanlarmış salona girdiğimde konuşmalar devam ediyordu ve karşımda bir avuç CTP'liyi görünce şok oldum, şaşırdım. Açıkçası daha çok kalabalık bir hava bekliyordum, ne bileyim şölen havasında geçeceğini düşünüyordum ama yanılmışım.

Ulaş Barış'la canlı yayına başladığımızda bu konunun üzerinde hayli durduk. 7500 üyesi olduğunu söyledi Ulaş; hâlbuki ben 2200 civarında biliyordum. Hangisi olursa olsun salon kalabalık değildi ve CTP'liler sanki de kurultayı protesto etmişlerdi.

Zaten kurultay nisap yetersizliği yüzünden 1 saat gecikmeli olarak başladı. Bunun Türkçesi şudur; kurultaylar genellikle yeterli nisabı tutarsa başlar, eğer nisap tutmazsa bir saat ertelenir ve gelen üyelerle başlanır.

Yayınımız 17:00 gibi sona erdiğinde oy kullananların sayısı henüz 256 idi.

Kurultay gece 21:30'da son bulacaktı bildiğim kadarıyla ama CTP'lilerin açık bir şekilde bu kurultayı protesto ettiği belliydi.

Gün içerisinde öğle yemeği için yayına ara verdiğimizde CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman gelip masamıza oturdu ve sohbet ettik. Sayının az olduğunu kendisine ifade ettiğimde genellikle sayı böyle olur diye yanıtladı; "1100-1200"…

Aynı cevabı Genel Sekreter Erdoğan Sorakın da verdi. Peki gerçekten öyle miydi?

CTP'liler kurultayı sevmiyor

Hemen küçük çapta bir araştırma yaptım yazımı yazarken; internet elimin altındaydı ve yakın geçmişe hızla ulaştım.

Tarihsel olarak geçmiş yıllara bir bakalım.

26'ıncı Genel Kurul… 13 Kasım 2016'da 26. Genel Kurul'da Tufan Erhürman yine tek adaydı ve katılım %50 civarında olmuştu. 967 kişi oy kullanmaya gelmemiş, Erhürman 970 oyla Genel Başkan seçilmişti.

75 kişilik parti meclisine ise 108 kişi aday olmuştu. Dünkü kurultayda 126 kişi aday oldu.

25'inci Olağanüstü Genel Kurul... 14 Haziran 2015'te gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul'da Mehmet Ali Talat seçimi 835 kişinin katılımıyla kazanmıştı.

Haberlere baktığımda CTP'de delege sistemi vardı o yıllarda. 2015 yılındaki seçime 835 delege katılmıştı ve CTP'nin delege sayısı 1118 civarındaydı.

İşte bu sayının yaklaşık % 70'i katılmıştı.

24'üncü Genel Kurul… Özkan Yorgancıoğlu'nun Başbakan olarak katıldığı bir genel kuruldu ve 1117 delegenin 1001'i bu genel kurula katılmıştı. Zorlu bir yarıştı ve Yorgancıoğlu 555 oyla genel başkan seçilebilmişti.

Yazının başına dönecek olursak. Yazımı kaleme alırken CTP'li dostları aradım ve üye sayısını netleştirmeye çalıştım. Öğrendiğime göre 2800 civarında bir üyesi var CTP'nin yani 7000 üyesi falan yok.

Seçim sonucunun 800 civarında katılımla tamamlanacağı yönünde bir bilgi aldım. Yani bir diğer deyişle 26'ıncı Genel Kurul'dan itibaren delege sistemini terk eden CTP üyeye geçiş yapmıştı ama yazılan üyeler bir türlü ne 26'ıncı Genel Kurulda ne de 27'inci Genel Kurulda oy kullanmaya gitmemişti anlaşılan.

CTP'nin kendi taban delegesi olan 1117 kişinin %67'si katıldı dünkü genel kurula da. CTP'nin has kendi üyeleri.

Zaten bu üye işi her ne kadar güzel görünse ve partilerin gücünü yüksek gösterse de kurultaylarda katılım öyle olmuyor.

UBP'nin de kâğıt üzerinde 12 bin üyesi var ama genel kurullarına 7-8 bin civarında bir katılım olmuştu.

Şimdi eski CTP'nin delege yapısıyla olaya bakarsak %70 civarında katılım kötü değil ama yeni CTP'nin üye sayısıyla bakar ve 2800 üyenin 800 değil 1000 katılımıyla bile bakacak olsak Tufan Erhürman %35 katılımla seçildi diyebiliriz. Bu da hoş bir durum değil elbette ki.

CTP'de ciddi rahatsızlıklar var

Gelelim CTP'deki rahatsızlıklara. CTP içinde ciddi rahatsızlıklar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu rahatsızlıklar eski bakanlardan Ahmet Derya uygun kelimeleri kullanarak dile getirdi. Şimdi parti içinde rahatsızlıkların başını çeken Ahmet Derya'dır dersem yanlış olur. Çok başka odaklar rahatsızlık duyuyor ve bu konuda sert tepkiler veriyor. Derya da bunlardan bir tanesi ama Derya bu tepkisini olgun bir şekilde yerine getiriyor. Derya dünkü konuşmasında da özellikle CTP'nin mayasından ve özünden uzaklaştığını vurguladı ve Erhürman'a sitemini dile getirdi.

Soyer toparlayıcı oldu

Öte yandan CTP eski başkanlarından Ferdi Sabit Soyer, Divan Başkanlığını yürüttü ve CTP'nin demokrasi mücadelesinde ne denli zorlu yollardan geçtiğini anlattı, espriler yaptı ve yoğun alkış aldı. Deyim yerindeyse Divan Başkanı olarak kurultayı domine etti ve heyecanı yüksek tuttu.

Erhürman'ı zor bir süreç bekliyor

Sonuca gelecek olursak ki bu paragrafı ilerleyen süreçte çok daha geniş bir şekilde yazacağız. Genel Başkan Erhürman'ı oldukça ciddi bir muhalefet bekliyor. Parti içinde Erhürman'a karşı yürütülen operasyonları hep duyardım ama dünkü genel kurulda buna bizzat şahit oldum. Adeta %60'a – 40 bir denge olduğu çok net belli ve bu muhalefet Erhürman'ı pek rahat bırakmayacak. Hatta hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılması muhtemel görünen Erhürman'a karşı çalışacaklarını da düşünüyorum bunu daha önce de yazmıştım.

Her şeye rağmen şu an için en ideal başkanın Erhürman olacağı kanaatindeyim. Erhürman başarılı olamayacak bir siyasetçi değil, CTP'yi daha iyi noktalara da taşıyabilecek bir potansiyeli var. Ben Erhürman'ın başarılı olabileceğini düşünüyorum, Cumhurbaşkanlığına aday olursa kazanacağını da düşünüyorum ama kendi partisinin desteğiyle değil.

*************

Günün Sözü

Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem, boğazımda düğümleniyorsa IokmaIar, buIuttan nem kapıyorsam, inan hep güzeI gözIerinin hasretindendir.

Atilla İlhan


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları