Markete ve benzine çalışıyoruz...

Yayın Tarihi: 31/10/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Ülke yangın yerine döndü mü isyan haktır der şair. Hükümetin hayatın pahalı olmasıyla ilgili soracağınız her soruya hazır cevapları var. Dünya pahalı bu nedenle bizim de pahalı olmamız son derece normal. Kimse demiyor Türk Lirası pula dönüştü bundan kaynaklı alım gücümüz düştü.

Ekonomik girdiler yükseldi diyorlar. Bakın sıralanan mazeretler aynen şöyledir; ekonomik girdiler yükseldi, döviz yükseldi, petrol fiyatları yükseldi. Bu nedenlerden dolayı pahalıyız. Peki hükümetin böyle durumlardaki görev ve sorumluluğu nedir?

Hızla yükselen birçok emtiayı dengelemek. Hep yazıyorum yazacağım; Fiyat İstikrar Fonu. Bu fonda para toplarsanız bu zamları sübvanse edebilirsiniz. Bu fonda kimine göre para var kimine göre para yok.

Örneğin akaryakıt zammı ile elektrik zammını sübvanseye edebilirsiniz. Hükümet son zammı bir hafta sübvanse etti sonrasında serbest bıraktı; okkalı bir zam yedik ülke olarak. Hatırlayın...

Akaryakıt zammına ilaveten dövizdeki artış marketlerdeki tüm ürünlerin pahalı olmasına neden olacak. Ekonomi Bakanlığı tarafından piyasalar sıkı denetlenmesi gerekiyor. Marketlerin fırsatçılık yapmasının engellenmesi gerekiyor. Ne yazık ki tüm marketler yapmasa da birçok market sahibi stokçuluktan ciddi kar elde ediyor. Tüccarlar deseniz aman tanrım. Pahalılıkta asıl yılanın başı tüccarlar; onlarda stokçuluk mantığıyla çalışıyorlar ve tüm bu yapı pahalılık söz konusu oldu mu ciddi karlar elde ediyorlar.

En basit örneği verecek olursak, bir paket pirinç rekabet yoksa 70 liradan satılabiliyor ama raflara dört-beş çeşit başka marka pirinç girdiği anda bir bakıyorsunuz bir düşmede beş lira düşebiliyor pirincin fiyatı. Siz tüccarın karını varın bu basit örnekten anlayın. Demek ki isteseler gıda fiyatlarında ciddi indirime gidebilirler. Verdiğim bu örnek tüm gıda çeşitleri için geçerli.

Kıbrıs Türkü adeta çaresizliği oynuyor. Üniversite mezunu onlarca yüzlerce genç Rum tarafındaki otellerde garsonluk yapmak zorunda kalıyor. İki eşit egemen devlet olmadığımız buradan anlaşılabilir. Üniversite mezunu gençler, sırf maaşı daha iyi diye Rum tarafındaki birçok sektörde çalışmak durumunda kalıyor. 1500 euro maaş alacak getirip Türk tarafında bozuğunda iyi bir para geçecek eline. Gençlerde haklı, çünkü başka çareleri kalmadı geçinmek için.

İnsanlar artık market alışverişi ve benzin için çalışıyorlar.

Devletin sağlam bir döviz girdisi var. Bu nedenle devlet hep artıda. Hükümetin piyasaları denetlemekle piyasaları ucuzlatması pek kolay görünmüyor. Serbest piyasaya müdahale edilmesi gerekiyor. Serbest piyasaya müdahale edilmediği için hükümetin yayımladığı sebze ve meyve fiyatlarının kimseye bir faydası yok. Hükümet elma 25 liradır dese dahi toptancı ve perakendeci arasındaki denge farklı kuruluyor ve daha pahalıya satılıyor. Bir başka deyişle hükümetin her hafta yayımladığı sebze ve meyve fiyatlarının bir anlamı olmuyor böyle olunca.

Yani hükümet toptancıya ya da marketçiye şu ürünleri şu kadardan satacaksın dememesinden dolayı herkes istediği fiyatı uyguluyor.

Bunun bir örneği hemen yanı başımızda Rum tarafında var. Rum yönetimi ürünlerle ilgili bir fiyat ve bir averaj karlılık yayınlıyor. Bunun üzerine çıkmasına izin vermiyor. Bu nedenle yayınlanan rakamlar tüketiciyi koruyor. Benzer bir uygulamanın KKTC için de olması gerekiyor. Devlet temel tüketim maddelerinde karlılık oranını belirleyebilir. Böylelikle yapılan artışların ucu bucağı olmak yerine belli bir karlılıkla satış sağlanabilir.

Hükümetin elinde böyle bir karar üretme enstrümanı var önemli olan hükümetin böyle bir karar alıp uygulaması. Şu an ki mantıkla piyasaların ucuzlatılması mümkün değil.

*****************

Günün Sözü

"Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkunuz! Zira siz onları Allah'ın bir emaneti olarak aldınız."

Hz Muhammed SAV


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları