İki devlet, 1 KIB-TEK

Yayın Tarihi: 21/07/22 08:08
okuma süresi: 5 dak.

İki devletli” Kıbrıs’ın Güney’inden 20 yıl bedava elektrik aldıktan sonra bilindiği gibi 1995’te Türkiye Teknecik santralini kurdu ve KKTC de “kendi elektriğini kendisi” üretmeye başladı.

Santralin faaliyete başlaması, sadece enerji ve ekonomiye yönelik sonuçları ile değil, siyasete dönük neticeleri ile de dikkati çekti.

Bu siyasi sonuçlar, Güney Kıbrıs ile ilişkilerde değil tabi ki…

KKTC iç siyasetinde oldu.

**

Zaten 1974’ten itibaren Kıbrıs sorunu ya da Türkiye ile ilişkilerin bize, içeriye yansıması siyasi olmaktan ziyade ekonomiktir.

Ancak teorik ekonomik model tartışmaları değil kastettiğim...

Bizatihi pratik ekonomik konular!

Rüşvet…

Yolsuzluk…

Komisyon…

Özü, 74 sonrası ortaya çıkan rantın ve buna ek olarak Türkiye’den gelen rantın “dağıtımı”…

Kıbrıslılık sosu ya da vatanseverlik diyerek 74 sonrası kurulan kurumlar üzerinden dönen rant…

KTHY’yi bu zihniyet batırdı.

DAÜ’yü de…

Pek efsane Sanayi Holding, bu zihniyet nedeniyle; yeni koşullara ayak uyduramadığı için ömrünü tamamladı.

**

KIB-TEK’e dönersek;

1995 yılında Teknecik’i yapan Türkiye, Teknecik’i işletmek için Türkiye’den özel bir firmayı önerdi…

Dönemin DP-CTP hükûmeti pek istekli olmasa da bu öneriyi kabul etti.

Ancak devreye derin CTP girdi ve 20 yıllık genel başkan Özker Özgür’ü devirerek Mehmet Ali Talat’ı Genel Başkanlığa ve Başbakan Yardımcılığı’na taşıdı.

Talat’ın ifadesiyle Özgür’den duyulan rahatsızlığın bir nedeni de Teknecik’in işletmesi konusunda aldığı tutumdu!

Talat’a göre enerji stratejik bir üründü.

Stratejik ürün demek ise ‘rant’ın KKTC solundaki karşılığı demekti.

Zaten Kıbrıs uzun süredir geçimini, stratejik konumundan sağlamıyor muydu?

Aynı Talat tam 20 yıl sonra Türkiye’den su gelince aynı “stratejik ürün” kozunu oynadı ama Türkiye bu sefer bu numarayı yutmadı!

1995’te özel sektörün santral işletmesine karşı çıkan, 8 yıl sonra 2003’te çark ederek AKSA’ya bir santral kurdurdu.

2008 yılında da CTP döneminde AKSA ile sözleşmeyi 2024’e kadar uzattı.

Yeni temsilciler içeriğini de mahiyetini de hedefini de bilmez; o dönemde AK Parti ve AKSA CTP’yi destekliyordu.

**

Şimdiye kadar hep CTP’nin ismini zikrettik ama bu UBP’nin günahsız olduğu anlamına gelmez.

Aslında KIB-TEK, UBP CTP koalisyonun bir ürünüdür!

KIB-TEK her tehlikeye girdiğinde UBP’li KIBTEK’lilerin desteğiyle CTP’li bir sendika başkanı seçildi EL-SEN’e mesela…

Mevcut başkan Kubilay Özkıraç da UBP’lilerin desteğiyle seçilmiştir…

EL-SEN’e destek veren sadece UBP’liler de değildir.

Ersin Tatar’a “seni ben seçtirdim…” diyen medfun Halil Falyalı da EL-SEN’e destek vermiştir.

Hem de Türkiye’ye gidişi muhtemelen yasaklı olan gazeteciler aracılığıyla…

**

Son dönemde yaşadığımız KIB-TEK’in merkezde olduğu enerji krizinin, KKTC’de bir güvenlik problemine dönüştüğünü bundan bir önceki yazımızda ifade edip, özetlemiştik.

Elektrik kesintileri…

Santraldeki sorunlar... 

Yetkililereden yapılan açıklamalar...

Ya da Sayıştay tarafından belgelenen yolsuzlukların tümü, bizleri gerçeği görmekten alıkoymasın.

Tüm bunlar iki devletli modelin hem kendisi hem de mevcut “uygulayıcıları” açısından fevkalade uyumludur.

NE KADAR ÇOK KRİZ, O KADAR ÇOK “RANT VE YOLSUZLUK” DENKLEMİNİ DOĞRULAMAKTADIR.

İşte görüyor ve yaşıyoruz, 20 Temmuz arifesinde bile dönüşümlü elektrik enerjisi aldık...

Ortada Kıbrıs Türk halkının bir kurumunu ayakta tutmak ya da enerji güvenliğini sağlamak, diye mesele yok.

Çünkü iki devletlilik fikrini ortaya atanlar; yani Türkiye -geçmişten farklı olarak- bu konularda ve nicelerinde “uyarıcı ve toparlayıcı” değil!

Tüm taraflar, bizatihi bu rant ve yolsuzluk düzeninin bir parçası olmuştur.

O yüzden; bu düzenin devamını sağlamak için –askerlerin bile savaş vakti çöle kurmakta tereddüt edeceği- mobil santral gibi çağdışı bir çözümün reklamını dahi bizatihi Türkiye Cumhuriyeti kurumları aracılığıyla yapıyorlar…

Üstelik AKSA’ya 560 milyon kusurluk ödemeyi de ulusal ve uluslararası hukuka ilişkin kendi uygulamalarını yok sayarak yapabiliyorlar.

Efendiler!

“iki devlet 1 KIB-TEK düzeninden başka da bir şey beklemiyoruz zaten...


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.