Golden Tulip'e teşekkürler...

Yayın Tarihi: 11/06/11 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dün benim için kötü gündü aslında.

Çok sevdiğim iki insan Mine Gürses'in annesini, Hüseyin Ekmekçi'nin de babasını kaybettiğini ardı ardına öğrendim.

Yaşça benden küçük olanlara hep nasihat ederim;

Allah bu evreni öyle bir kurmuş ki sadece bize anne ve babamızı doğanın kanunu olarak 'tek' yaratmış.

Bir insanın hayatı boyunca, birden fazla eşi olabilir.

Yine isterse onlarca çocuğu, kardeşleri, dostları ve komşuları da olabilir.

İnsan oğlunun hayatta var olduğu sürece tek sahip olacağı iki şey vardır, birisi annesi diğeri de babası…

Onun için çok kızmışımdır, gazetelere verilen babalıktan ret ya da evlatlıktan ret ilanlarına!

Sevgili Mine Gürses, özellikle son yıllarda bir ana değil de bir yavru gibi baktı anneciğine…

Bir an olsun yanından ayrılmadı, evinden ayırmadı…

Yurt dışına gideceği zamanlarda öncelik hep annesi oldu, önlemini günler öncesinden aldı.

Allah gani gani rahmet eylesin…

Sevgili Ekmekçi de bildiğim kadar iyi bir baba düşkünüydü…

Hemen her Cumartesi babasını eşi ve çocuğuyla ziyaret eder, evlatlık görevini yerini getirirdi…

Ona da defalarca bu konularda nasihat ettiğimi, onun da 'merak etme abi asla onları ihmal etmem' dediğini hatırlarım.

Allah rahmet eylesin, yattı yer nur dolsun.

Dün kötü haberler ardı ardına gelirken beni kurtaran mesaj Özgür Bozgurt'dan geldi.

Golden Tulip'den işten durdurulan ve hakları verilmeyen Özgür teşekkür mesajında şöyle diyordu


"Levent bey,

Size minnettarım. Yazılarınız işe yaradı. Bugün (dün) beni çağırıp tüm haklarımı verdiler. Çok çok teşekkür ederim, Allah razı olsun sizden. Saygılar…"
(Özgür BOZGURT)

Bilir misiniz bir gazetecinin en mutlu olduğu an, yazdıklarının değer görüp olumlu ya da olumsuz tepki aldığı andır.

Hele de yazdıklarınızla mağdur olan kişilerin mağduriyeti giderilir ve çorbada tuzunuz olduğunu anlayınca, hiçbir maddi değerle ölçülmeyen manevi bir haz duyarsınız.

İşte o zaman yaptığınız mesleğin değerini daha iyi anlar ve aldığınız sonuçlar size kamçı etkisi yapar, daha çok sosyal sorunların üzerine gidersiniz.

İşten durdukları Özgür BOZGURT'un haklarını vermediği için Golden Tulip'i eleştiren iki yazı ve bir iki mesaj atmıştık.

Şimdi de mağduriyeti giderdikleri için teşekkürü bir borç biliyoruz.

Özellikle hassasiyet gösteren şirket sahibi Vedat Erbaş'a ayrı bir teşekkür gönderiyoruz.

Ve bundan böyle daha çok şirketi ile çalışanlarının hakları ile ilgilenmesini salık veriyoruz.

Sevgili okuyucu;

Biliyoruz ki son günlerde eskisine göre çok daha agrasif ve sinirliyiz.

Yazdıklarımızla bir takım kişi ve kuruluşları eleştirirken biraz ağır ithamlarda da bulunduğumuzun çok iyi farkındayız.

Ama inanın ki, bu agresiflikte ne bir kasıt, ne bir garez ne de bir intikam duygusu vardır.

Bu hisler tamamen ülkemizde yaşanan olumsuzlukların önce vatandaşa, oradan da bize yansımasından başka bir şey değildir.

Bu yüzden yazdıklarımız için bize kimse kırılmasın, gücenmesin!

Elbette ki biz de güzel şeyler yazmak, halkın yararına olan şeyleri kamuoyuna yansıtmak isteriz. Hem de gönülden!

Lütfen kimse kusura bakmasın…

Ve artık herkes dünyanın sadece iki günlük olduğunu unutmasın…

Rahmetli babam sağlığında derdi ki, bir insan yaşamı boyunca daraldığında hastane ve mezarlık ziyareti yapsın…

Ve dünyada olmayanlar ile yaşam mücadelesi verenleri görsün ki, hayatın anlamını daha iyi kavrasın…

Emel Kişi: Vergi Dairesi'ne kayıtlıyız

"Sn. Özadam,

…Kızım Suzan Kişi geçtiğimiz Yıl Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Fakültesinden onur derecesi ile mezun olduktan sonra Avusturya'da Çocukların müzik eğitimine yönelik '' Carl Orff'' kursu almıştır. Ülkede bulunan işsizlik sorunu karşısında kızım devlete yük olma yerine risk alarak kendi bir değer yaratma yolunu seçmiş ve Little Music Box adı altında bir işletme kurmuştur. İşletmeyi kurarken ilk yaptığı işlem Gelir ve Vergi Dairesine kayıt yaptırmak olmuş ve 222774 numaralı Vergi Sicil No tahtında faaliyetlerini yürütmektedir. Kızımın ders verdiği alanın girişi Cafe Dükkan içerisinde olmakla birlikte eğitim verilen alan tamamen cafeden izole edilmiş ayrı kapalı bir alandır.

Öğrencilerin aileleri huzur içerisinde ve hiç bir şüpheye yer vermeksizin çocuklarını öğretmenlerine teslim etmekte ve ders sonunda ayni şekilde çocuklar velilerine teslim edilmektedir…"

Emel KİŞİ
Cafe Dükkan İşletmecisi

Zam

Kalabalık bir İETT otobüsünde genç güzel Ermeni kadının biri arkasındakı adama: "Noolorus vre, habire arkamdan yüklenooorsun" Der...

Genç adam gayet sakin ... "Otobüs fren yapınca, yani şey, Pardon ... "der.

Az sonra kadın yine uyarmak zorunda kalır: "Vre yüklenip duroorsun ... Genç adam yine sakin, "Madam, fren, fren .. fren yapınca .." Derken Kadın sözünü keser: "İyi de; o pantolunundaki sertlik noolooor?"...

Bizimki yine yüzsüz yüzsüz, Madama; maaşımı yeni aldım, onlar para tomarı. " Diye yanıt verir.

Madam sonunda patlar: Vre, bu nasıl maaştır? Taksim'den beri, her frende zam gelorrrrrr.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları