Lefke Gazi Lisesi veli isyanı ve öneriler...

Geçtiğimiz hafta içinde meydana gelen depremin kamuoyunda korku yarattığı doğrudur...

Çünkü son yılların en etkili depremi özelliğini taşıyordu!

Depremin bazı biralarda hasara yol açması işin daha da korkucu boyutuydu...

Eğitime kapalı olan Lefke Gazi Lisesi’nde yeni hasarlar meydana gelince bölgede ciddi panik yaşandı ve haliyle de velilerin büyük tepkisine neden oldu...

Bu konuda Anıtlar Yüksek Kurulu’da bir takım suçlamalar yapılmaya başlandı!

En önemlisi de bu işe siyaset karıştırıldığı yönünde suçlamalar gelmeye başladı...

Duyarlı bir velimiz de hem de önerilerini dile getiren bir yazı kaleme alarak kamuoyuna duyurmamızı istedi:

...

“Bilginizde olduğu üzere, 6 Şubat 2023 deprem felaketinden sonra okullarımız da dahil olmak üzere, KKTC’deki kamu binalarının depreme karşı dayanıklılık testleri yapılmış ve bu bağlamda Lefke Gazi Lisesi’nin 1960 ve 1965’de yapılmış iki binasının durumunun hem yaş hem de beton kalitesi ve kullanılan donatı malzemesi bakımından son derece zayıf olduğu, doğrudan ölümcül tehlike arz ettiği, birkaç saniye sürecek 5-5,5 seviyesinde bir depremde anında yıkılabilecekleri, kullanımlarının mümkün olmadığı tespit edilmiş, her iki bina da derhal boşaltılmış ve geçici çözüm olarak prefabrik sınıflar acilen inşa edilmiştir.

Okulumuzda eğitim-öğretim faaliyetleri 2024 yılından beri prefabrik sınıflarda devam ettirilmektedir. Binaların genel durumuyla ilgili tespitler ve sonrasındaki süreç şu şekildedir; - Beton seviyesi çağdaş kriterlerin 8 kat altında, C4 çıkmıştır (çağdaş kriterlere göre C25-30 olması gerekir). Bu değer betonun atığı bile sayılmıyor.

Lefke Belediyesi’nde konuyla ilgili olarak yapılan geniş katılımlı toplantıda Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Birliği Başkanı Sn. Seran Aysal tarafından bu değeri taşıyan bir binanın tavşan kümesi bile olamayacağı, restorasyonunun da hiç kolay olmayacağı, yeni yapılacak bir binadan çok daha büyük masraf çıkaracağı ifade edilmiştir. Aynı toplantıda binaların karot örneklerini alarak, beton kalitesini tespit eden LAÜ İnşaat Mühendisliği Başkanı Şevket Bostancıoğlu da bu durumdaki binaların restorasyonunun yüzde 85-89 oranında bir tadilat ve restorasyon gerektirdiğini, bunun da pratikte mümkün olmadığını, bu çaptaki bir restorasyonda bina mevcut dokusunun korunmasının imkan ve ihtimali olmadığını, tadilat sırasında bile en ufak bir müdahalede yıkılabileceğini, yıkılıp aslına uygun olacak şekilde baştan yapılmasının en doğru tercih olacağını dile getirmiştir. Aynı görüş konuya vakıf olan tüm inşaat mühendisleri tarafından da paylaşılmıştır.

Başbakanlık Deprem Komitesi de mevcut raporlar ışığında binaların yıkılıp, yeniden yapılması kararını almıştır. - LGL binalarının durumunun can güvenliğine tehdit oluşturmasının ortaya çıkmasından hemen sonra, Lefke bölgesinde yaşayan birkaç kişi siyasi şov, rant ve popülizm hırsıyla bir araya gelmiş, siyasi hırslarını kamufle etmek amacıyla bu binalarla duygusal bağlarının olduğunu ileri sürerek, siyasi görüşü kendilerine yakın olan Mimarlar Odası Başkanı Onur Olguner’i araya sokmuş, Onur Olguner 3 Eylül 2024 tarihinde Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı’na hayatında bir kez bile görmediği LGL binasının listelenmesi talebinde bulunmuş, Anıtlar Yüksek Kurulu da konuyla ilgili hiçbir araştırma yapmadan, ertesi gün, 4 Eylül 2024 tarihinde LGL binasının listelenmesi kararını “adrese teslim ısmarlama karar” yöntemiyle, üstelik de gerekçesiz olarak almıştır.

Tam bir siyasi çete işi olan ve 24 saat bile sürmeyen bu organize uygulama ve ısmarlama talep ve karar neticesinde LGL kampüsünde öğrenim gören 410 öğrencimizin ve 67 öğretmenimizin hem can güvenliği ölümcül bir tehlike altına sokulmuş, hem de sağlıklık, güvenlikli bir ortamda eğitim-öğretim görme hakları doğrudan gasbedilmiştir. AYK üyeleri ise varlığından haberleri bile olmadan, yasayla kendilerine tevdi edilmiş görev ve yetkileri doğrudan suistimal ederek ve kötü amaçlı kullanarak, siyasi rant ve popülizm uğruna listeledikleri binaları tam 7 ay sonra görmeye gelmişler, yolu bile ancak bizim tarifimizle bulabilmişlerdir!!!

LAÜ’nün hazırladığı raporla yetinmeyip, LGL Okul-Aile Birliği olarak Yakın Doğu Üniversitesi’nden binaların donatı durumu hakkında tam kapsamlı bir teknik rapor talep ettik ve talebimiz doğrultusunda binaların donatı sistemi en gelişmiş cihazla eksiksiz bir şekilde tarandı, neticesinde ise kapsamlı bir rapor ortaya çıkarıldı. Binaların durumunun, özellikle de 1960 civarında ilk yapılan binanın sadece beton değil, donatı ve inşaat-mühendislik durumunun da vahim ötesi olduğu, her şekilde gelişigüzel yapıldığı da bir kez daha ortaya çıktı.

AYK kararıyla can güvenliği bakımından doğrudan ölümcül risk teşkil eden ve bırakın orta şiddette bir depremi, kendiliğinden bile yıkılabilecek durumda olduğu anlaşılan binalar şu an halen çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin başında, prefabrik sınıflarının üzerinde ölümcül bir tehlike olarak dikilmektedirler. Nitekim, Mimarlar Odası sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda da binaların yıkılma tehlikesini dile getirmiştir. Bu bağlamda, LGL Okul-Aile Birliği olarak birinci talebimiz; - AYK kararı nihaidir denilerek, birkaç haddini bilmez, sorumsuz şahısın siyasi rant hırsıyla popülizm uğruna yarattıkları bu ölümcül kötülüğe devletin seyirci kalma gibi bir lüksü yoktur, herhangi bir bahanesi de olamaz. Çocuklarımız okula adım attıkları andan itibaren devletin koruması altındadır. Ancak Lefke Gazi Lisesi’nde öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel raporlarla can güvenliği tehlikesi yarattığı ispatlanmış binaların tehdidi altında, binalarla iç içe yaşamaktadır.

Devlet derhal bu kötülüğü ve tehdidi ortadan kaldırmalıdır ve çocuklarıyla öğretmenlerine sahip çıkmalıdır, can güvenliği tehlikesi yaratan binalar derhal ortadan kaldırılmalıdır, çocuklarımız ve öğretmenlerimizin en çağdaş normlarda eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürebilecekleri yeni binalar yapılmalıdır. - Başta AYK üyeleri olmak üzere, bu kötülüğe ön ayak olarak görevini ve yetkisini kötüye kullananları da derhal görevden alınmalı, haklarında çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin can güvenliğini, tüm uyarılarımıza rağmen, bile bile ve kasten tehlikeye attıkları ve çağdaş eğitim hakkını partizanca, siyasi rant uğruna engelledikleri ve görevlerini de apaçık şekilde kötüye kullandıkları için de derhal soruşturma başlatılmalıdır.

Veliler olarak çocuklarımızın tek yasal sahibi ve temsilcisi bizleriz ve çocuklarımızın can güvenliği ve çağdaş eğitim hakkıyla ilgili olarak hiçbir şahsı veya stö’yü yetkilendirmiş veya izinlendirmiş değiliz, bu bağlamda devletin de siyasi rant ve şov peşinde koşarak çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin can güvenliğini doğrudan ve kasten tehlikeye atan birkaç haddini bilmezi dikkate almak gibi bir lüksü olmadığını da bu vesileyle bir kez daha hatırlamak isteriz.

İkinci talebimiz; - LGL Koleji ile diğer düz ortaokul-lise birimleri ortam olarak acilen birbirinden ayrılmalı, LGL koleji için ayrı bir kampüs oluşturulmalıdır. Ayrıca, LGL Kolejinin kontenjan sayısı da 25’den en az 50’ye çıkarılmalı, yüksek öğrenim tercihine göre eğitim dönemi geldiğinde öğrencilere tercihlerine göre yurtdışı veya Türk üniversitelerinde eğitim imkanı sağlayacak altyapı oluşturulmalıdır. Bu uygulama, LGL Koleji’ni de daha cazip hale getirecektir.

LGL kampüsünde eski binalar ortadan kaldırılarak ve ihtiyaç duyulan alan açılarak, gerekli düzenleme yapılabileceği gibi, sıkışıklığın giderilmesi için Gemikonağı’nda alternatif araziler de mevcuttur.

İkinci alternatif, LAÜ girişinde, Erdal Abit İlkokulu olarak bilinen bina ve arazisidir. Ancak bu arazi üniversiteye yakınlığı ve çevresindeki kontrolsüz büyümeyle alakalı yapılaşmalar nedeniyle bazı sıkıntılar barındırmaktadır.

Üçüncü alternatif, Gemikonağı’nda eskiden kereste fabrikası olarak kullanılan, şu an LAÜ’nün kullanımına verilmiş ama yıllardan beridir boş olan ve Adil Özgey istasyonunun batı tarafından bitişiğindeki geniş arazidir. Öğrencilerimizin tek yasal hak savunucusu ve sahipleri olan veliler olarak Lefke Gazi Lisesi ile ilgili mevcut durumu bilgilerinize arz eder, Lefke ilçesinde gerek öğrencilerimiz, gerek aileleri ve gerekse öğretmenlerimiz arasında çok büyük bir tedirginlik yaratan bu durumun ivedilikle ortadan kaldırılması için gereğinin yapılmasını talep ederiz...”