CTP, Gazimağusa'da da fena karıştı!

Ada genelinde belediyelerde büyük bir hareketlilik yaşanıyor...

İcraat ya da reform konusunda filan değil!

Hemen tüm belediyeler yeni yıla girerken kadrolama kararı üretmeye başladılar...

Birçoğunda sessiz sedasız oluyor bu işler!

Ama Gazimağusa Belediyesi’nde durum çok farklı...

Belediye Başkanı Süleyman Uluçay da konuyu önceki gün belediye meclis toplantısında gündeme getirdi sonuç kendisi için büyük sürpriz oldu!

CTP’li üyelerin tümü de bu karara itiraz ederek toplantıyı terk ederek tepkilerini ortaya koydular...

Kadrolama kararı geçti ama CTP’nin değil UBP, DP ve YDP’li üyelerin onayıyla!

Belli ki CTP’li üyeler kadrolanmanın belediyeye ne kadar külfet getireceğini biliyor ama diğer partili üyeler bunun farkında bile değil...

...

Süleyman Uluçay’ın beklenmedik bu karar karşısında tepkisini çok ağır ortaya koyacağı konuşuluyor...

Burada empati yapmak gerek!

Zira aldığınız karar kendi partinizin meclis üyeleri tarafından kabul görmez hatta toplantı terk edilip protesto edilirken karar diğer rakip partilerin üyeleri tarafından destek görüyor...

Şu sıralar Gazimağusa kulislerinde Uluçay’ın partisinden istifa ederek bağımsız belediye başkanı olarak kalacağı bile konuşulmaya başlandı!

Süleyman Uluçay’ın partisinden istifa etmesi sürpriz sayılmaz ama belli ki kendisi bu karar alınmadan önce birtakım yanlışlıklar yapmış ve kendi partilisinden destek almamıştır...

CTP’li üyeleri protestolarından ötürü tebrik ederiz, çünkü popülizmi değil belediyenin geleceğini ön planda tutmuşlardır!

Geçmiş yıllarda LTB’de yaşanan kadrolanma olayının neler getirip neler götürdüğü gerçeğini de görerek...

Şimdi gözler hem Belediye Başkanı hem de Süleyman Uluçay’ın üzerinde olacaktır!

CTP bu konuda disiplin mekanizmasını devreye koyarsa Uluçay’ın istifasına kesin gözle bakılabilir...

...

Bu ülkede artık popülizm, partizanlık ve vitrine oynama dönemi çoktan bitmiştir...

Şimdiye kadar iktidar tüm partiler bu yolu seçtikleri için geldiğimiz nokta ortadadır!

Bu maya tutmamıştır, aksine ülkeye ve kurumlara zarar vermekten başka bir işe yaramamıştır...

Öncelik ülke adına değil de parti adına olduğu sürece de topluma bir yarar sağlamayacaktır!

Hatta siyasiler aldıkları yanlış kararlar, birtakım çıkar amaçları zaten yerlerde sürünen devlete olan güvensizliği daha da yoğunlaştıracak ve bunun en büyük etkileri de gençlerimiz üzerinde olumsuz olarak yaşanacaktır...

...

“Tekerleği patlamış araba...”

“Dün akşamki Dereboyu Osmanpaşa Caddesi Hallowen rezilliklerini bir sosyolog keşke incelese. Keşke bunlara her istediklerini yapma özgürlüğünü veren kurumlardaki yetkilileri de incelese!

Bu bölgeyi hangi akılla eğlence bölgesi seçtiniz burada aileler yaşıyor yaşlılar, hastalar, bebekler ve çocuklar... O kendini bilmez hadsiz çoğunluğun eğlence adı altında yapmadıkları rezillik kalmadı dün akşam.

Nerden geldiği belirsiz kimliksiz kültürsüz gençliğin içip içip yarattığı taşkınlığa rezilliğe gürültüye artık birilerinin dur demesi gerekmez mi?

Bu insanlar kimler ben size söyleyeyim.

Küçüklükleri sokak kültürüyle yoğrulmuş sevgisiz ilgisiz eğitimsiz şiddete maruz kalmış çocukların yetişkin halleri yüzlercesi sokağa döküldü dün akşam...

Adamın biri Limasol Bankası<'nın olduğu yere kaldırımın üzerine Hallowenle ilgili birçok şey koydu orayı kendi kafasına göre naylonla kesti ve tonla satış yaptı. Belediyeden izin almadığı belli hiçbir yerde denetleme yok tekerleği patlamış arabanın yokuş aşağı gitmesine benziyor her şey.

Polis derseniz meclisin önünde buradan bir şey demeyeceğim alınmasınlar diye onlar için de söyleyecek çok şey var neyse!

Çok uzun sürmez yakında bu ada yarısının söz sahibi işte bunlar olacak...”

(Ayşen DEMİRAĞ)