Ne kadar yüksek baraj o kadar kaliteli siyaset…
“Son yıllarda kamuoyunun ortak görüşü şöyle;
KKTC şimdiye kadar hiç bu kadar kötü yönetilmemişti…
Burada gerekçe olarak da kötü siyaset ve kötü siyasetçiler gösteriliyor!
Böyle bir yorumda bulunulurken elbette salgınla birlikte başlayan ciddi ekonomik sıkıntılar buna bir de dövizdeki rekor artış eklenince ortaya çıkan tabloyu da katmak gerek ama bu kez de vatandaşlar şu yorumda bulunuyorlar;
Şartlar ne kadar ağır olursa olsun ülkeyi yönetenler bu süreçte ne yaptılar, nasıl katkı koydular?
İşte buna katılmamak elde değildir…
Bizim yöneticilerimiz yapılan eleştiriler karşısında hep şu cevabı verdiler;
Yaşanan sıkıntılar sadece bizim değil Türkiye de dahil tüm dünyanın sorunudur…
Hadi Türkiye’yi bir yana koyalım ama dünyanın birçok ülkesi yaşanan krizi çoktan atlatmış normale dönmüştür!
Tabi ki ülkelerini yönetenler sayesinde…
Peki biz bu süreçte ne yaptık?
Koskocaman bir hiç!
Hele de bu süreçte Türkiye yanımızda olmasaydı, ne olacağımızı tahmin etmek bile korkutucudur…
En önemlisi de ülkemizde yapılan en büyük yanlış, pandeminin getirdiği ekonomik sıkıntıların topluma eşit olarak yansımamasıdır!
Belli bir kesim elini taşın altına koymayıp sırtını devlete dayarken, çoğunluk taşın altında ezilmiş ve bunun da yansımaları özellikle özel sektörde fazlasıyla görülmüştür…
…
KKTC siyasetinde yaşanan komediyi ibretle izliyoruz…
Siyasetin sefilliğini görüyoruz!
Son yıllarda siyasette kalitenin dip yaptığı bir süreçten geçiyoruz…
Neredeyse ülke halkını düşünen tek bir Allahın kulu yok!
Tek dertleri siyasi rant elde etmek…
Nisap sorunu tam bir kepazelik!
Tek bir milletvekili bile nisabın sağlanamamasını saçma sapan sebepler göstererek darbeleyebiliyor…
Çünkü artık son yıllarda hükümetler genelde koalisyon hükümeti olarak kuruluyor!
Bir-iki milletvekili olan partiler, şımarık vekiller sayesinde ülkeyi kilitleyebiliyor…
Nisap sağlamak filan umurlarında bile değil!
Onlar için toplumsal menfaatlerin de hiç önemi yok…
Bireysel menfaatleri için ülke insanına yapamayacakları kötülük yok!
Maksat bir şekilde mecliste kalsınlar…
O da yetmiyor, bakan olsunlar!
Su tür sakat zihniyetle ülkenin başına geçseler ne yazacak, ne yapacaklar aslında tek bir projeleri bile yok…
…
Seçim barajı bizde yüzde 5 olduğu müddetçe artık siyasetten beklentimiz yoktur…
Kimse bize çok partili hükümetler demokrasi için önemlidir filan demesin!
Çünkü bunu 4’lü ve 3’lü hükümetler döneminde hep birlikte gördük ve yaşadık…
Geldiğimiz nokta ortadadır!
Çoklu hükümetlerde pazarlıklar daha hükümet kurulmadan önce başlar…
Önce bakanlık, sonra kurumların dağıtılmasında kimsenin ülke yararını düşündüğü filan yoktur!
Hangi önemli bakanlık ve kurumları alacaklar, buralardan siyasi rant elde edecekler, toplumun geneline değil partinin kazanması için mücadele ederler…
Düşünsenize bir kere, iki vekilli bir parti birisi bakan diğeri kurumlardan sorumlu olarak anlaştılar ancak menfaatlerde ters düşünce, koptular yeni parti macerasına girdiler!
Yine üç vekilli başka bir parti iki bakanlık alıyor, birisi işimi özledim diye bakanlıktan istifa ediyor sonra yine geri dönüş yaparak insanların gözünün içine bakarak siyasetin rezilliğini gözler önüne seriyor…
…
Sonuç ne olursa olsun barajın bu kadar düşük tutulması ülke siyaseti ile siyasetçisinin kalitesini hep aşağılara düşürmüştür…
Bu hastalığın reçetesi ise barajın mümkün olduğu kadar yüksek tutulması ve hükümetlerin tek ya da en fazla iki partiden oluşmasıdır!
İktidara gelen eğer icraat yapamazsa gider yerine yenisi gelir…
Ülke de birkaç makam sevdalısı, şımarık ve kendini Hint kumaşı zannedenlerden kurtulur!
Bu kadar basit…”

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.