Cumhurbaşkanlığından, kabineye, kulislerden al haberi
Kıbrıs konusu ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile hareketlenecek bir döneme giriyoruz.
Oldukça temkinli bir ortam var, sessiz bir dönem yaşanıyor.
Bu sessizlik bilinçli bir tavır mı, değil mi, bilemiyorum, ama "temkinli" kelimesinin altını önemle çiziyorum.
Mart ayı itibarı ile süreç hızlanarak, Nisan ve sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimi ile daha da ivme kazanacak.
Altını çizdiğim gibi Kıbrıs konusu ve KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi, gündemin en önemli konusu ve tartışması olacak.
Mart ayında Kıbrıs konusu ile ilgili yapılacak olan çoklu toplantı, Cumhurbaşkanlığı seçimini de etkileyecektir, en azından propaganda anlamında.
Ciddi bir "zemin yok" veya "görüşmeler devam edecek" sonucu hem genel olarak Kıbrıs'ı, hem de seçim sürecinde oluşturulacak stratejileri belirleyecek.
“Zemin yok, Rum tarafı çözüm istemiyor” ile “müzakereler başlıyor, yeni bir sürece giriliyor” propagandasının yükseleceği bir dönem yaşayacağımız kuvvetle muhtemel.
Suçlamalar, karşılıklı atışmalar, eski söylemleri hatırlatmalar, yani bildik kısır, sığ ve gergin günler.
Konuyu basitleştirmek istemem ama umarım Kıbrıs konusu ile ilgili olarak süren bu girişimler, Cumhurbaşkanlığı seçimine malzeme olmaz.
Cumhurbaşkanlığı makamının en önemli konusu, görevi ve vaatleri, toplum liderliği ve Kıbrıs konusu merkezli.
Cumhurbaşkanlığı, icra gibi bir görevi olmayan bir makam.
Cumhurbaşkanlığı için iki aday, resmi olmasa da netleşmiş gibi.
En azından benim gözlem ve edindiğim bilgiler, bu adaylıkları netleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeniden UBP'nin adayı olacak, tabi ki bu beklenen bir gelişme, ancak net bir tablo yoktu, bugün itibarı ile netleştiğini söyleyebilirim.
Artık sadece açıklanması kaldı.
Aynı taban ve siyasete yakın partilerin tavrı nasıl olacak, Cumhurbaşkanı Tatar'ın görev süresince izlediği politika, seçim sonucunu nasıl etkileyecek, aynı siyasetin temsilcileri olan başka isimlerde aday olursa ki olması muhtemeldir, tüm bunlar elbette önemli.
Ve tabi ki Türkiye, Kıbrıs konusu bağlamıyla, nasıl adımlar atacak.
Belki bunları söylemek, bugün için çok erken, fakat unutulmasın ki, hızlanan bir sürecin başındayız.
Şimdiden uyarma ihtiyacı hissediyorum, toplumsal olarak çok yıpratıcı, ayrıştırıcı ve yıkıcı bir sürecin yaşanmaması, temennimdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, bütçe görüşmelerinin tamamlanıp onaylanması ile ülke bu kez erken seçim havasına girecek.
Benim beklentim Ocak 2026, fakat siyasi kulisler, 2026 Şubat hatta Mart'a sarkabilecek bir erken seçim tarihini konuşuyor.
Hükümet, bazı adımları hızlandırıp, bazıların da ise geri adım atacak.
Örneğin, hayat pahalılığının maaşlara yansıtılması konusunda yaşanan konsolide meselesi, artık gündem de yok, o konu kapandı.
Asgari ücret meselesinde ise bilindiği gibi bir yargı süreci var, hükümet, yargı sürecinin tamamlanması ile ortaya çıkacak sonucu bekliyor.
Çok konuşulan bir başka konu, kabine değişimi, mart ayında bir kabine değişimi olacağı, uzun zamandır, farklı yerlerde konuşuluyor, yorumlar yapılıyor.
Kabinede değişim olmayacağı, önemli kaynaklardan edindiğim bir bilgi.
Siyasette ne zaman ne olacağı hiç belli olmaz, 24 saat bile çok uzun, öyle bir alan.
Köprünün altında daha çok sular akacak, bu da bir gerçek.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.