Bu adama güvenin!

Yayın Tarihi: 17/12/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
  • Bakan Özgür'ün protokol dışında kimden para gelse almam demesini aslında siz tersten okumalısınız. Protokolü uygularsak para gelecek ve işleri yoluna koyacağız, ancak protokolü uygulamazsak bize kimse para vermeyecek demeye getiriyor ve hem Başbakan Kalyoncu'ya hem de CTP Genel Başkanı Talat'a mesaj gönderiyor. Günün sonunda Birikim bir bakan, maliye bakanı olması önemini ve yükünü artırsa da CTP de Talat ne derse o oluyor. Bir diğer deyişle imzalanacak protokolü uygulamayacaksa Talat uygulamayacak.
  • Birikim Özgür gibi Ankara Hükümeti ile arası iyi "ki bu önemli bir avantajdır", vizyonu geniş olan bir bakanın önü açıldığı takdirde kendi kendine yetebilen bir KKTC de yaratılır, kendi ayaklarının üzerinde duran bir ülke de yaratılır. Yeter ki Özgür'ün önü açılsın. Unutmayın ki Özgür, Özker Özgür gibi bir yurtseverin genleriyle birlikte kütüphanesinin tozunu yutmuş bir adamdır.

Maliye Bakanı Birikim Özgür'ün açıklamasına takıldı aklım. Bakan Özgür öyle bir açıklama yaptı ki açıklamasının detaylarına baktığınızda adeta hem Başbakan Kalyoncu'ya hem de Talat'a göndermekler yaptı. Sayın bakan öte yandan da dostumuz arkadaşımız yolda sokakta Birikim diyoruz ama köşemizde resmi olalım sayın bakana karşı. Genç ve gelecek vadeden bir siyasetçi. Bilgi ve potansiyeli yüksek. Ayni hükümetin Birikim Özgür'ü sonuna kadar kullanmasını bilmesi lazım.

Gelelim Maliye Bakanı Özgür'ün açıklamasına. Diyor ki bakan protokol dışında kimden para gelirse gelsin kabul etmem ve ekliyor "Bugüne kadar TC ile imzalanan ve önümüzdeki günlerde de imzalanacak olan protokolleri önemsizleştirmenin sonucunda bütçe açığının 1,5 milyar TL olacağını anımsatan Özgür, "dünya bankasına IMF'ye nasıl bakıyorsak TC ile ilişkilere de bu şekilde bakmamız gerek".

Bu cümlenin Türkçesi şu "benden önceki bakan ve hükümetler Türkiye Hükümeti ile yapılan protokolleri uygulamadılar, uygulamadıkları içindi hem bütçe açıkları oluştu hem de Türkiye hep ver kapısı olarak görüldü". Ben hem bu cümlenin hem de açıklamasının genelini bu cümleyle özetlerim.

PROTOKOL UYGULANSA EKSTRA PARAYA GEREK KALMAZ

Orta da önemli bir gerçek var. Hükümetler, Ankara ile yapılan protokolleri anlaşıyor, imzalıyor ancak uygulamıyor. Uygulamadıkları içinde bütçe açıkları oluşuyor. Bununla kalsa iyi, reformlar uygulanmadığı içinde reform fonundaki 190 milyon kullanılamıyor, projelendirilen ve parası ayrılan projeler hayata geçmiyor, bunların parası geri gönderiliyor.

Anlayacağınız Bakan Özgür'ün protokol dışında kimden para gelse almam demesini aslında siz tersten okumalısınız. Protokolü uygularsak para gelecek ve işleri yoluna koyacağız, ancak protokolü uygulamazsak bize kimse para vermeyecek demeye getiriyor ve hem Başbakan Kalyoncu'ya hem de CTP Genel Başkanı Talat'a mesaj gönderiyor. Günün sonunda Birikim bir bakan, maliye bakanı olması önemini ve yükünü artırsa da CTP de Talat ne derse o oluyor.

Bir diğer deyişle imzalanacak protokolü uygulamayacaksa Talat uygulamayacak. Bakanlar genel başkanın talimatını yaparlar çünkü onları oraya atayanlar genel başkandır.

Bakan Özgür'ün Ankara'ya yakınlıktan ziyade çok çok yakın olduğunu bu ülkede bilmeyenimiz yoktur. Bazıları bunu eleştirse de ben gayet normal buluyorum. Bakan Özgür'ün açıklaması adeta Ankara'nın CTP'ye mesajı gibi oldu.

Diyenler çıkacaktır " sende amma salladın", bir gazeteci olarak ilişkileri ve bağlantıları biliyorsanız yapılan açıklamaları da okuyabilmeniz lazım.

Maliye bakanı reformlar uygulanmalı diyor; kardeşim uygulayacak olan da uygulamayacak olan da CTP hükümetinin kendisi, bunu bakanın söylemesinin bir manası var mı? Demek ki uygulanması konusunda sıkıntılar var ve bakan veryansın ediyor. Öte yandan bugüne kadar "imzalanacak olan protokolleri önemsizleştirmenin sonucunda bütçe açığının 1,5 milyar TL olacağını anımsatan Özgür" ifadesine bir daha baktığımızda uzunca zamandır CTP'nin hükümette olduğunu da göz önünde bulundurursak bu konuda kendi partisinin yönetimine ve tabanına da mesaj gönderiyor.

İrsen Küçük hükümetine laf etmesin kimse; İrsen bey protokolü harfiyen uygulamıştır, buna şüphe yok. Sonrasında oluşan CTP hükümetleri bunu uygulamaktan kaçınmıştır. Tutun Siber Hükümetinden Yorgancıoğlu hükümetine kadar ve bugün Kalyoncu hükümetine baktığımızda bu konuda hep bir kriz olduğunu gözlemlemişizdir.

KENDİ KENDİNE YETEBİLME

Birikim Özgür Maliye bakanı olduğu günlerde kendi kendine yetebilme, kendi ayaklarının üzerinde durabilme gibi hedefler açıklamıştı. Bunu bir zamanlar Ferdi Sabit Soyer de başbakan olduğunda açıklamıştı ama o dönem Ferdi bey adeta bir Mehmet Ali Talat müdahalesiyle başarısızlığa itilmiş ve erken seçime gitmek zorunda kalmıştı. Şimdi aynı aktörler yine sahnenedir. Aslında bir zamanlar Talat'ın zor işlerin üstesinden gelecek bir devlet adamı olduğuna inanırdım. Ne yazık ki şimdilerde bunu hissedemiyorum ve bundan son derece rahatsızım.

Sonuç olarak Birikim Özgür gibi Ankara Hükümeti ile arası iyi "ki bu önemli bir avantajdır", vizyonu geniş olan bir bakanın önü açıldığı takdirde kendi kendine yetebilen bir KKTC de yaratılır, kendi ayaklarının üzerinde duran bir ülke de yaratılır. Yeter ki Özgür'ün önü açılsın. Unutmayın ki Özgür, Özker Özgür gibi bir yurtseverin genleriyle birlikte kütüphanesinin tozunu yutmuş bir adamdır.

Mali politikalarda Birikim Özgür'e gerekli desteği herkesin vermesi gerektiği kanaatindeyim.

****************

TÖRE'YE AYIP ETTİLER

UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre muhafazakar politikalarıyla tanınır. Bence de gereğinden uç bir politik ideolojisi vardır ancak buna herkesin saygı duyması gerekir. Neticede Töre'yi seçen bir kitle var bu ülke de ve beyler ister inanın ister inanmayın Töre yarın sabah bir parti kursa ülke de hatrı sayılır bir oy alır. Geçtiğimiz gün Mecliste CTP Milletvekilleri Doğuş Derya ile Biray Hamzaoğulları'nın Töre'ye karşın yapmış olduğu protesto son derece ayıp kaçtı. Ben her iki vekile de yakıştırmadım. CTP konuşma özgürlüğünü savunan en güçlü parti değil mi? Herkes ağırlığını korumalı, özellikle milletvekilleri.

***************

KIŞIN ORTASINDA ELEKTRİK EYLEMİ OLMAZ

El-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer iyi bir sendikacıdır. Son günlerdeki açıklamalarında bilhassa ocak ayında eylem ve elektrik kesintisine gideceklerini algılıyoruz. Geçmiş dönemde mevkidaşı Tuluy Kalyoncu da aynı yolu denemiştir ve hem kamuoyundan ghem de basından ağır tepkiler almıştı. Hükümete kızıp kış ortasında çoluğu çocuğu, yaşlıyı zora sokacak hatalara düşmeyin Çağlayan bey.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir.

Şemsi Tebrizi


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları