UBP'li Bakan: "UBP-DP mümkün"

Yayın Tarihi: 16/02/16 08:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Başbakan Kalyoncu'nun su konusuyla ilgili olarak yapmış olduğu açıklamalar ve CTP'nin su konusundaki gelgitleri, Ulusal Birlik Partisi'nin dün bir kez daha hükümetin devamını gözden geçirmek için toplanmaya mecbur etti.

UBP kanadındaki bir bakan ile yapmış olduğum telefon görüşmesinde son durumu sordum. Zira bu konu böyle giderse UBP'nin hükümetten çekileceği şeklinde kamuoyuna yansıdı. UBP'li bakana hükümetten çekiliyor musunuz ya da bununla ilgili bir süre verdiniz mi diye sordum. Bakan " biz neden hükümetten çekilelim ki hükümetten çekilecekse CTP çekilecek. Toplantı sonucunda kendilerine bir kez daha hükümette olduklarını ve bunun bilinciyle hareket etmeleri gerektiğini anlatan bir yazı hazırladık. Düşünsene su konusunda hükümet kendi içinde mutabık kalıyor, bakanlar aldıkları yetki çerçevesinde gidip görüşüyor ve dönüşlerinde tüm kamuoyuna bu konuda gerekli anlaşmaların yapıldığını, sorunun ortadan kalktığını anlatıyorlar. Tam herkes derin bir nefes aldı diyecekken Sn Talat bu anlaşmayı yapmaktan vazgeçiyor. Olacak iş mi bunlar. Nerede kaldı bizim hükümet ciddiyetimiz ya da devlet ciddiyetimiz" dedi ve ekledi "erken seçim beklemiyorum. Meclis aritmetiği seçime gitmeden yeni bir koalisyon kurmaya müsaittir. Madem ki CTP hükümette olmayı istemiyor, biz de başka bir hükümet kurarız" dedi.

UBP-DP hükümeti mümkün mü diye sorunca da "neden olmasın" cevabını verdi.

Hakikaten CTP'nin neden böyle davrandığına akıl erdirmek son derece zor. Bu ikinci kez tekrarlanıyor çünkü. Düşünsenize ikincidir ki hükümet, Ankara Hükümeti ile uzlaşıyor ama sonrasında vazgeçiyor ve daha da önemlisi Başbakan Kalyoncu her defasında tamamdır diyor ama sonrasında bu işi bozuyor.

Bu durumun devamı dün de yazdım artık mümkün değil

FIRSATLAR TEHDİTE ÇEVRİLDİ

Daha önce de yazdım ama usanmadan yazmakta fayda var. Zira biz yazmazsak şu an memlekette yaşanan maddi ve manevi sorunlar ve yakında baş gösterecek Ankara krizinin sorumlularını halk bilemeyecek. Ülke de ciddi anlamda su sıkıntısı var. Birçok bölgeye su verilemiyor. Talat; Ankara'nın özelleştirme isteğine hayır cevabı verdiği için su bolluğuna kavuşacak olan KKTC'ye bu su akamıyor. Hükümetin ciddi anlamda mali zorluğu var. Maliye Bakanı Birikim Özgür Ankara'ya yakın bir siyasetçi, maliye bakanı koltuğunda oturması memleketin hayrına bir durum ancak yakında üzerindeki baskılar arttığında oralarda daha ne kadar uzun oturacak bilemem.

Devlet üreticisini ödeyemiyor, üreticinin karşılıksız çeklerinin piyasada dolaştığını bilmeyen var mı? KKTC'yi ikinci bir kuraklık dalgası vuracağa benziyor, bu seneyi de kötü geçirecek olan üreticinin tümü bir de bu yönden darbe yediğinde ve üretemediğinde yaşanacak kötü senaryoyu düşünebiliyor musunuz? Ne yapacak bu insanlar? Meclisin önüne yığılan çevik kuvvet üreticinin meclisi basmasını engelleyebilecek mi sanıyorsunuz?

REFORMLAR GERÇEKLEŞMEDİĞİ İÇİN MALİ DESTEK YOK

Bir başka sıkıntısı daha var hükümetin. Ankara ile imzaladığı mali protokolü çalıştırmadığı için reform fonundaki kimisine göre 154 bana göre 190 milyon kullanılamıyor. Ankara su sıkıntısı aşılması halinde hükümetin üreticiyi ödemek için ihtiyacı olan 50 milyonu vermeye hazır ancak bu da gerçekleşmiyor. Yakın zamanda çıkacak ekonomik kriz dediğim ve bazı Türkiye gazetelerin de de vuku bulan haberlere de baktığımızda işin mali boyutunun büyüyeceğini görmemek saflık olur.

Bir Kıbrıslı Türk olarak Türkiye'den bir Osmanlı kuruşu yardım alınmasına bende karşıyım ama bir gerçek var ki biz şu an ayakları üzerinde duramayan ve durma konusunda da hiçbir çaba sarf etmeyen bir siyasi iradeye sahibiz. Bize yapılan iyilikler üzerinden de ucuz solculuk yapacak duruma geldiysek, bunun faturasını CTP değil halk ödeyecektir.

Peki bu toplumun layıkı bu mudur?

Kelime anlamıyla fırsatları adeta tehdide çevirmiş durumda şu an ki hükümet ve bunu yapmaya devam ediyor.

Ernest Hemingway Nobel ödüllü kitabında sorar "Çanlar kimin çalıyor?" ve iç sayfasında da yanıtlar "Senin için çalıyor".

Anlayana !

*****************

KIRK YILLIK BİTMEYEN SEVGİ

Sevgililer günü vesilesiyle aslında çok da sık gittiğim ve hepinize gitmeyi tavsiye edeceğim Direktörlüğünü başarılı işadamı Günay Çerkez'in yürüttüğü Korineum tesislerindeydim. Kıbrıs'ta ölmeden cennete gitmek isterseniz doğru adres burası.

Her ne kadar bu ülke de her geçen gün birçok şey zora giriyor olsa da, hükümetler işadamlarının yok olması için, batması için elin den geleni yapıyor olsa da Günay Çerkez kararlı ve inatçı işadamlarından feyz almalıyız hepimiz. Yalnızca Çerkez için söylemiyorum tabii ki bunu birçok başarı öyküsüne sahip insan için söylüyorum. Ekonomik durum, yapılması gerekenler ve daha birçok şeyi de konuştuk Günay beyle ama bunları daha sonra kaleme alacağım.

Göç etmek yerine , vazgeçmek yerine Günay Çerkez nasıl pençelerini bu toprağa geçirmiş ve ülkesine sahip çıkmışsa, gitmek yerine O kalıp başarmayı denemiş ve yoktan var etmişse biz de aynısını yapabiliriz.

Gelin görün ki sevgililer gününü geçirmek için gittiğim bu otelde bir başka güzel şey de öğrendim. Günay beyin kıymetli eşleri Hacer hanım ile evliliklerinin tam 40'ncı yıl dönümüymüş meğerse. Neme lazım Günay beyden hayli de genç duruyordu Hacer hanım. Uzun uzun sohbet ettik ve tebrik de ettik tabii ki kendilerini. Son derece espritüel bir karaktere sahip bu tatlı çift. Kendilerine bir ömür boyu mutluluklar diliyorum .

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim.

İlhan Berk


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları