Yeşilırmak: “Birleştirme Yasası dörtlü hükümetin bir ürünüdür…”

• Yeşilırmak, “Mecliste 19 saat tartıştık ama herhangi bir madde üzerinden tartışmadık. Tufan hoca ben hukukçuyum diyor uyarsaydı. En azından yasa içerisinde sıkıntı noktalarında bizleri uyarabilirdi.”

Anayasa Mahkemesi’nin belediye seçim tarihini iptal etmesinin yankıları devam ediyor. Ancak gelin görün ki tam bir kaos ortamı doğdu. Belediye başkanları yetkisiz kılındı, muhtarlar yetkisiz kılındı ve en önemlisi de eylül ayı sonunda çalışanların ödenememe durumu var, hizmetlerin durma durumu var. Bu durumun aşılabilmesi için hükümetin muhalefet ile bir uzlaşıya gitme zorunluluğu var. Öte yandan uzlaşı olmaması durumunda hükümetin bir seçim tarihi belirleyip seçimleri yapmaya gidecek olması da konuşuluyor.

UBP Milletvekili Emrah Yeşilırmak ile güzel bir program yaptık. Yeşilırmak, komitelerde çalıştı ve konuyu en iyi bilen az sayıdaki vekilden biri. Çünkü işin bir de bu boyutu var; çoğu vekil ki buna CTP’li vekillerden bazıları da dahil UBP’li vekillerin hemen hemen hepsi dahil yasayla ilgili hakim bilgiye sahip değiller.

Bu nedenle Emrah Yeşilırmak bu konuyu konuşmak için biçilmiş kaftan olduğu için kendisini konuk aldık. Konuştuk da uzun uzadıya. Yeşilırmak benim duymadığım ilginç bir şey açıkladı. Yeşilırmak’a göre, belediyeleri birleştirme yasasının asıl mimarının CTP hükümeti olduğunu, dörtlü koalisyon döneminde bu yasanın hazırlandığını, kendisinin de bunu kürsüden açıkladığını anlattı.

Söyleşinin detaylarını paylaşıyorum sizlerle...

Yeşilırmak, tutum noktasında tutarsızlık olduğunu düşündüğünü dile getirerek, dünyanın olağanüstü zamanlardan geçtiğini dile getirdi. Kamuda reformların konuşulması gerektiğine dikkatleri çeken Yeşilırmak, Güney Kıbrıs Anayasası'nda 5 yılda bir seçimlerin yapılması gerektiğini ancak seçimlerini ertelediklerini söyledi. Yeşilırmak, onlarında bunu reform için yaptığına vurgu yaptı.

“Siz bir taraftan Ad-Hoc Komite kuracaksınız, bir taraftan da gelip Anaysa Mahkemesi'ne başvuracaksınız...” diyen Yeşilırmak, bunun adının samimiyetsizlik olduğunu söyledi.

Şu an gerekenin uzlaşı olduğunun altını çizen Yeşilırmak, yerel yönetimlerin bir devletin temeli olduğunu ifade etti. Yeşilırmak, temelin sağlamlığının çok önemli olduğuna vurgu yaparken, yerel yönetimlerin modern ve çağdaş olabilmesi için uzlaşı içinde reforme edilmesi gerektiğini söyledi.

Yeşilırmak, muhalefetin tutumuna baktığında samimiyet göremediğini dile getirerek, bu reforma ihtiyaç olduğunu ve hayata geçmezse ülkenin bir santim bile ileri gitmeyeceğini söyledi.

Mecliste ise 19 saat tartıştıklarını dile getiren Yeşilırmak, “Ama herhangi bir madde üzerinden tartışmadık” dedi.

“Tufan Hoca ben hukukçuyum diyor uyarsaydı...” diyen Yeşilırmak, en azından yasa içerisinde sıkıntı noktalarında kendilerini uyarabileceğini söyledi.

Bakanlıklardaki yasa yapan hukukçuların, özellikle yasa yapma tekniği açısından çok daha iyi yetiştirilmesi gerektiğine değinen Yeşilırmak, böylece yasanın daha sıkıntısız olacağını ve sıkıntı az olduğu için de bir o kadar hızlı ilerleyerek sonuç alacağını kaydetti.

Toplumu ilgilendiren reformlar olduğunda uzlaşıda olması gerektiğine vurgu yapan Yeşilırmak, yapıcı tutum sergilenmesi gerektiğini ifade etti. Yeşilırmak, “En azından yasaların işleyişi bağlamında birebir bize yardımcıları olmalılardı” dedi.

Şu anda muhalefetle bir uzlaşı arayışında olduklarından bahseden Yeşilırmak, ortaya çıkan bu kararda toplumun faydasına bir şey olmadığını söyledi. Yeşilırmak, “Biz bu reformu yaparken siz Anayasa Mahkemesi’ne götürerek bir şey kazanmazsınız” diye konuştu.

Reform yapılırken muhalefetin endişelerinin olabileceğinden bahseden Yeşilırmak, bunu samimiyetle ifade etmeleri gerektiğini kaydederek tarihi iptal ettirmenin sadece kaos olduğunu söyledi.

51/95 sayılı yasanın bugün konuşuluyor olmasının çok önemli olduğuna değinen Yeşilırmak, eğer iptal olursa ve seçimlere 28 belediye ile gidilirse iktidarın enerjisini kaybedeceğini vurguladı. Yeşilırmak, bunun sonucunda yine vatandaşın zarar göreceğine dikkatleri çekti.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

“Kural bu: En çok seven, hep en önce terk edilir. Unutma; vedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir.”

Can Yücel