Sınırlı tanınan devlet: KKTC

Yayın Tarihi: 29/09/22 07:00
okuma süresi: 5 dak.

CTP Yerel Yönetimler Sekreteri Muhittin Tolga Özsağlam, dün bende konuktu. Ama ben kendisini LAÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olarak konuk aldım. Türkiye-KKTC ilişkilerinden tutunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda yaptığı KKTC’yi tanıyın çağrısına kadar her şeyi konuştuk. Konuşmamızın içerisinde ilginç bir tanım kullandı. Meğerse uluslararası ilişkilerde bu tanım sık kullanılıyormuş; “Sınırlı tanınan devlet”… KKTC bazı ülkeler gibi sınırlı tanınan devlet statüsüne giriyor dedi. Hani biz KKTC tanınmıyor diyoruz ama KKTC’nin tanınan kurumları var. Örneğin Cumhurbaşkanlığı makamı dünyaca toplum lideri olmasından ötürü kabul görüyor, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Lefkoşa Türk Belediyesi tanınıyor.

Özsağlam ilginç bir hatırlatmada da bulundu. Tanınmıyoruz ama ekonomik olarak ihracatımız ve ithalatımız var, araç bayiliklerimiz var.

Özsağlam haksız sayılmaz tanınmasak da birçok alanda dünyaya açılabiliyoruz. İhracatımızı Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden ve Türkiye üzerinden yapabiliyoruz.

KKTC’NİN HİÇ Mİ ŞANSI YOK

Çoğu zaman devletin bahtsızlığından ben de yakınırım. Tanınmamanın getirdiği ciddi sıkıntılar var. Hangi alanı yazsak ki, birçok alanda devlet çaresiz kalıyor. Örneğin KKTC bir eğitim ve turizm adasıdır. Eğitim konusunda Türkiye ağırlıklı olmak üzere üçüncü dünya ülkelerinden öğrenci alabiliyoruz ama gelin görün ki bir Malta olmadık. Malta ile KKTC’nin kaderleri olmasa bile yapıları benzerlik gösteriyor. Malta tam bir eğitim ve öğrenci adası. Küçük yüz ölçümüne rağmen ciddi turist akınına uğruyor. Cruise gemilerinin mutlaka uğrak noktası. Malta’dan farkımız tanınmıyor olmamız ya da Özsağlam’ın tabiriyle sınırlı tanınan bir ülke olmamız. Turizm Bakanlığı, KKTC’nin tanıtımı için uğraşıyor ama gelin görün ki bir cruise gemisi Girne’de konaklamıyor. Bu da demek oluyor ki turist güzergahının üzerinde değiliz. Charter seferler haricinde çıkıp KKTC’ye tatil için kendiliğinden gelen turist sayısı kim bilir ne kadar azdır. KKTC otellerini turizm arama motorlarına bir türlü koyamadık. Örneğin booking.com hiçbir şekilde kabul etmiyor. Çünkü otellerin çoğu Rum tapusunun üzerinde oturuyor. Hal böyle olunca da turizm arama motorları başvuruları kabul etmiyor ve dünyada kimse Kıbrıs’ın kuzeyine tatile gelmek istese de gelemiyor.

Tur operatörlerin kendi imkanlarıyla yaptıkları charter uçak seferleri olmasa Avrupa’dan hiç turist gelemeyecek.

SU GELDİ AMA ÜRETİM POLİTİKASI YOK

Tarım bakanlığıyla ilgili haberleri ancak çiftçiler eylem yapacağında okursunuz ya da arpa paraları ya da süt paraları ödendiğinde okursunuz. Onun dışında ne yazık ki Türkiye’den gelen suyun ne tür tarımsal ürünler yetiştirmek ve bunları pazarlamak için uygulanacağı bir proje yoktur. Halbuki doğru vizyonlu tarımcılıkla hem kendi iç piyasamıza hem de yurt dışına ürün pazarlayabiliriz. Az sayıda üretilen ürünler Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Rum pazarına satılıyor ve kendi iç pazarımızda aşırı pahalılık oluyor. Üreticinin devlete güveni olmadığı için ürün çeşitliliği üretmediği gibi ürettiği ürünleri de az miktarlarda üretiyor. Bu insanlar daha önce bol üretimin acısını yaşadılar. Ellerinde kalan ürünleri yok pahasına sattılar ya da çöpe döktüler.

Tarım Bakanlığının ihracata dayalı bir tarım politikası olmalı ve gerekirse Tarım Bakanlığı üreticiyi teşvik etmeli ve desteklemeli.

Sonuç olarak belki ağlanacak halde değiliz ama halimize sevinecek durumumuz da yok. Sınırlı tanınıyoruz. Yeteri kadar üretmediğimiz gibi turizm adası olmak yerine suç adası oluyoruz. Turizmde ve üretimde daha proaktif politikaların uygulanması gerekiyor.

Üniversitelerimize ülkeye kapak atıp suça karışmak için gelen üçüncü dünya ülkesi öğrencileri yerine dil öğrenmeye gelen öğrencilerin gelmesi gerekiyor. Yazının başında da Malta örneğini verdim.

Sınırlı tanınsa da KKTC, daha çok bilindik olma ve daha fazla dünya ile ortak olabilme noktasında yapacak çok iş vardır. Biz külliye yapılsın mı yapılmasın mı kavgası verirken çok başka şeyler kaybediyoruz.

********************

Günün Sözü

“Bir toplumu tahrip etmenin en etkili yolu, o toplumun parasını tahrip etmektir.”

Lenin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Dogan Ang 29/09/22 12:33
Cruise gemileri gelse da demirleyebileceği limanimiz yok gokhanim.en derin suağosa limanimda o bile yeterli derinlikte değil.gemi gelse garaya oturur.🤣

Diğer Gökhan ALTINER yazıları