Yangında bile yardım istemediler…
Yıllar önce Yeşilırmak'ta ya da Gemikonağı'nda bir düğüne gitmek zorunda olduğum için çıktım gittim. Düğün gecesi de o bölgede bir yangın var ki sormayın bir türlü kontrol altına alınamıyor. Yollarda polisler, itfaiye araçlarının biri gidip diğeri geliyor. Düğünün yapıldığı açık salonun önüne aracımı park ettiğimde iki şey dikkatimi çekti. Birincisi karşıya baktığımda dev gibi yükselen alevler, ikincisi ise düğünde hınca hınç oynayan insanlar. Çok sağlam bir ironiydi bu tanık olduğum. Dönümlerce arazi yanarken ve yangın çok yakından gözlemlenebilirken düğündeki insanlarda zerre panik ya da kaygı yok hunharca oynuyorlardı.
Niye anlattım bunu sizlere, aynen yaşadığımız durum buna benzer durumda ondan.
Havalar son günlerde aşırı ısındı. Hepimiz çok rahatsız olduk, oluyoruz. Kıbrıs yangınlardan her zaman payını almıştır hem de en acımasız şekilde. Orman açısından en zengin bölgelerden biriydi ülkenin batı yakası. Akdeniz, Kalkanlı-Tepebaşı. Ormanlık alanların en yoğun olduğu yerlerdir buraları. Hele hele kış aylarında oralara gidenler bilir. Hemen hemen her yeri usta bir ressamın elinden çıkmış gibidir.
Genelde bu tür yangınların çıkma sebebinin altında terörist faaliyetler çıkar. Yani bu yangınlar kendiliğinden çıkmaz çoğunlukla, birileri genellikle bilinçli olarak çıkarır yangınları. Altında mutlaka bir gerekçe vardır. Basit sebeplerden de çıkmaz mı yangın. Tabii çıkar.
Gelelim Rum tarafındaki yangına. Türk tarafı dostane bir el uzattı, yardım edelim dedi ama Rum yönetimi kabul etmedi. Hatta bize hava desteği değil, azım karayız zaten bir kontrol ediyoruz dedi ve Başbakan Ünal Üstel biz hava yardımı da yapabiliriz dedi. Rumlar komşu ülkelerden yardım istedi ve aldı ama Kuzey’in yardımını kabul etmedi. Ne kadar üzücü bir durum. Ne kadar acıdır ki ne Kıbrıs konusunda ne de insani konularda Rumlarla bir yakınlaşma kurmak çok zor. CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman gitti ve yanan bölgeleri ziyaret etti, yardım edebileceklerini söyledi ama Rumlar Tufan hocanın da yardım teklifine kibarca teşekkür etti.
Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı seçimleri var, kim kazanır bilemeyiz ama öyle anlıyoruz ki kim kazanırsa kazansın görüşme masasında hiçbir sonuç alınamayacak. Düşünsenize bir kapı bile açamıyor liderler. Metehan sınır kapısı olabildiğine sıkıştı kaldı. Belli işte Metehan’ın genişletilmesi ve başka bölgelere de yeni kapıların açılması gerekiyor ama gelin görün ki bu konuda hiçbir gelişme yok, olur mu bilemeyiz ama ne yalan söyleyeyim ben pek de umutlu değilim.
Mesele federasyonu ya da iki devletli çözümü konuşmak ya da görüşmek ya da müzakere etmek değil bir kapı bile açılamıyor. Anlıyor musunuz ne aşamadayız. Yani bu durum Tatar seçimi kaybeder de Tufan hoca kazanırsa değişmeyecek çünkü Rum mentalitesi buna henüz hazır değil. Dertleri nedir neden böyle yapıyorlar bilmiyorum ama her ne kadar Türk tarafının pozisyonu bir çözüm getirmeyecek olsa dahi Rum tarafının da yerinden kalkıp oynamaya niyeti yok.
Neyse geçtiğimiz Cuma günü de Esentepe bölgesinde bir yangın çıktı ama büyümeden söndürüldü. Sonra elektrik tellerinden bu yangının çıktığı açıklandı. Biz de hazırlıklı olmalıyız. Rum tarafındaki yangına benzer bir yangın da bizde çıkabilir. Hep söylemişimdir böyle yangınlar genellikle birileri tarafından yani insan eliyle çıkarılan yangınlardır. Yani bir tür terör faaliyetidir. Yoksa hiçbir aklı başında insan gidip ormanı yakmaz. Tabii ki elektrik tellerinden de yangınlar çıkabilir ama olası büyük bir yangına bizlerin de hazırlıklı olması gerekiyor.
GÜNÜN SÖZÜ
“Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler.”
Winston Churchill

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.