Bu kadar suç bu ülkede çok…
Köşe yazımı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda şöyle bir haber sitelerini tararım; bunu her gün yaparım. Kaçak yakalanmadığı gün yok, uyuşturucu zanlısı yakalanmadığı gün yok, hırsızlık, şiddet ve taciz olmayan gün neredeyse hiç yok. Bakınız şaka değil; her Allah’ın günü bu suçlar bu ülkede işleniyor. Daha geçtiğimiz hafta iki gazeteci arkadaşımız tehdit edildiler, olay polise gitti. Bu kadar kolay olmamalı. Adeta çetelerin fink attığı bir ülke haline dönmek üzereyiz. Polise elbette ki çok iş düşüyor. Deniz ve havalimanlarını çok sıkı tutmak lazım. Hem de çok sıkı.
Nereye varacak bu işin sonu, inanın ki ben de bilmiyorum.
Aylar evvel Girne’nin lüks bir restoranında oturuyorum. Restoranın sahibi geldi ve “Oo Gökhan’cığım hoş geldin” dedi ve hemen konuştu: “Her gelen gazeteciye söylüyorum sana da söyleyim” dedi ve heyecanla “Kalkınma Bankası’ndan kredi istedim; 250 bin sterlinini de bana da verirsen bana bu krediyi çıkarırım dedi; ben de vermeyi reddettim ve bu kredi bana açılmadı” dedi. Erkut Şahali’yle yapmış olduğum bir programda iş insanımızın adını vermeden hikayeyi ona da anlattım. “Haberim var” dedi Şahali. Peki ne oldu? Koca bir hiç. Tutuklanan var mı? Yok. Soruşturma açıldı mı? Yok.
Yani demem o ki ada suç cenneti oldu. Gerçektir, ya lan dır soruşturma yürütülmediği için bir şey de diyemiyorsunuz.
Bu kadar suç, bu kadar rüşvet iddiası için bu memleket bugüne kadar içinden gerçekten çok geçti. Sahte diplomalar konuşurken bir bakıyorsunuz sahte üniversite çıkıyor ortaya. Akıl alır gibi değil. Onlarca hatta yüzlerce kişinin Güzelyurt’taki Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden usulsüz diploma elde ettiği iddialarını duyuyoruz. Gerçek mi değil mi bilmiyoruz ama bu iddialar var. Kim araştıracak? YÖDAK. Yanı neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
KONTROLLER SIKILAŞTI AMA DEMEK Kİ YETERSİZ
Ne yazık ki bu doğru. KKTC sorma gir hanı oldu. İçişleri Bakanlığı her ne kadar tedbir almış olursa olsun her gün kaçaklar yakalanıyor. Çoğu kaçak da trafik kontrolü sırasında tespit ediliyor. Öğrenci adı altında ülkeye geliyorlar sonra kaçağa düşüyorlar.
Bir kontrol mekanizması yok. Ercan Havalimanı’ndan da geri çevrilenler olduğunun duyuyoruz ancak uygulamalar denetimler sıkılaştırılalı kaç ay oldu. Anlayın siz ne kadar kaçak var ülkede. Gelen girmiş, gelen girmiş ve kaçağa düşmüş. Üniversitelerin hiç sorumluluğu yok. Aldıkları paraya bakıyor üniversiteler. Bir sene iki sene harcını yatırıyor, sonrası rafa kalıyor; öğrenci kisvesi altında gelenler.
HER GÜN UYUŞTURUCU VAKASI VAR
Bir diğer konu da uyuşturucu. Her gün birileri uyuşturucu kullanımından ya da satışından tutuklanıyor, ama her gün. Polis harıl harıl çalışıyor. Bravo polisimize ama gelin görün ki sınır kapıları belli olan bir ülkeye bu kadar uyuşturucu nasıl sokuluyor. Deniz limanları, havalimanı kadar sıkı kontrol ediliyor mu? Daha geçen gün adamın biri silah ve bıçakla Ercan Havalimanı’ndan çıkış yaparken yakalandı. Ülkeye deniz limanından girmiş, sonradan öğrendik. Demek ki deniz sınır kapılarında güvenlik zafiyeti var.
Sonuç olarak dostlar, Kuzey Kıbrıs denizi, güneşi, kumu, yat turizm alanında pazarlanmaya çalışılıyor ama ada turizm cenneti değil, ada tabir yerindeyse suç cenneti olmuş. Suç işleyen kişiler de suç işleme cesareti var. Polis bir yandan kısıtlı sayısına rağmen suç işleyenleri bazen bir, bazen on, yakalıyor ama nereye kadar böyle gidecek? Yazık oluyor bu güzelim ülkeye.
Günün Sözü
"Annesinden dayak yediği halde, yine 'anne' diye ağlayan bir çocuk turaktır."
Cemal Süreya

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.