Seçim dengeleri oynamaya başladı...

Yayın Tarihi: 16/09/25 07:30
okuma süresi: 5 dak.

Seçim programları son sürat devam ediyor. Malum gündem bu. Seçim yazmazsanız seçim konuşmazsanız pek ilgi göremeyebiliyorsunuz. Ben bundan şahsen çok rahatsızım. Elbette ki seçim yazısı da kaleme alacağız ama bu ülkenin asıl sorunu ekonomi. Malum Ekonomi Bakanı Olgun Amcaoğlu’nu konuk alamıyoruz. Bilmiyorum artık öyle inanıyorum ki bana konuk gelmek istemiyor. Bir defasında davet ettim ne konuşacağız dedi. Haksız da sayılmaz; Bakanın bakanlığının altında daire bile kalmadı. Bakanlığın bir tek adı var. geçtiğimiz gün KIBTEK Enerji bakanlığına bağlanmalı diye bir açıklama da yaptı. Haklı mı evet bence haklı. Amcaoğlu Maliyeden gelen bir bilgi birikimi ve becerisi var. son kertede bakanlığı da gidiyordu ama olmadı.

Ama bakanın daha çok programa çıkması ve vizyonunu anlatması gerekiyor. Neyse geçelim bunu. Evet bir seçim var önümüzde, vatandaşın gündemi bu. Acaba kim kazanır. UBP’liler ciddi ciddi sahaya indiler, önlerinde bir Aydan fazla zaman var. bu gidişat Tatar’ın lehine dönebilir. Dönerse şaşmayın. Size daha önce de UBP’li seçmenin sağ gösterip sol vurduğuna çok tanık olduğumu yazdım. Erhürman’a vereceğim der ama gider Tatar’a oy verir. İyi mücadele eden kazanacak bu kadar basit ama Tatar cephesi hızlandı onu söylemem lazım. bunu da bir kenara not edin konuşuruz.

Hatırlıyorum da eskiden verilen kavgalar daha çok ideoloji üzerindenmiş gibiydi geliyor bana. Ancak gelin görün ki şimdilerde tüm kavgalar artık ekonomik ve bireysel menfaatlere dayanıyor. Türkiye, dolar ve euro ile yaşamını şekillendirirken, bizler bu ülkede sterlin ve euro ile yaşamaya çalışıyoruz. Ev alacaksan sterlinle alıyorsun; çünkü tüm inşaat malzemeleri İngiltere’den geliyor ya ondan. Hade arabaları anlıyorum; Avrupa’dan gelenler euro, Japonya, Kore gibi ülkelerden gelenler ise dolarla getiriliyor. Peki ya şu evleri ne yapacağız?

Gelin görün ki Türkiye ile bozulan samimiyet Başbakan Ünal Üstel döneminde yeniden toparlandı. Bundan dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Üstel’e çok ciddi güven duyuyor. Sahada oldukları da söyleniyor. Henüz bir hareketlilik görmedik öyle anlıyorum yakın zamanda bu hareketlilik başlayacak, en azından ben öyle duyuyorum.

Kıbrıs meselesinde istenilen randıman sağlanamıyor. Rum yönetimi uzlaşmaz bir tavır içinde. Yani Tufan hoca da seçilse karşısında samimi çözüm isteyen bir Rum yönetimi bulamayacak. Dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bizim neslin son denemesiydi açıklamasını daha dün gibi hatırlıyorum. Son derece önemli bir sözdü. Crans Montana çok önemli bir zirveydi. Rumlar kaçtı ve Ankara’nın devlet olarak Rumlara bakış açısı değişti. Hoşunuza gitse de gitmese de bu değişmeyecek. O nedenle en solcu birisi de seçilse ben bir açılım beklemiyorum.

Ne karamsar tablo değil mi? Karamsar usta karamsar, bu anlattıklarımdan ibaret KKTC. Bu kadar net. Gençlerin neredeyse hepsi kaçmak istiyor bu ülkeden, birçoğu nereye gideceğini bilmeden.

Öte yandan aile kurumu dediğimiz yapı çöktü. Aldatmalar aldı başını gitti. Boşanan çiftler, ortada kalan çocuklar ve tüm bunlara yetişemeyen bir Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yetişemez de bütçesi yok ki.

Şimdi ben yazının başlığını bahtı kara diye atsam “Ey yahu sen da amma negatifsin ha” diyenler çıkacak illaki.

Bizim memleketin derdi bitmez, Allah bitirmesin. Bu duayı da her defasında kim yapıyorsa duası Allah katında her halde çok makbul ki iyi tutuyor. Demokrat Parti eski Lefkoşa Milletvekili Dr. Mustafa Arabacıoğlu’nu günlerden bir gün konuk aldığımı hatırlıyorum. Çeşitli sektörlerde mesailerin ödenmemesi bizim memlekette her zaman devam eden bir sorundur. O zamanlarda varmış ki Arabacıoğlu bir hesap kitap yaptı ve önüme serdi. Ek mesai ödeneceği yere istihdam yapılsa hem işsizliği azaltmış oluyorsunuz hem de çoğu zaman adaletsizce dağıtılan ve her alanın hak ederek aldığına şüphe ile bakılan ek mesai meselesini ortadan kaldırmış olacaksınız. Bunu anlatmıştı Arabacıoğlu bana.

Usta, ya devlet olacağız ve bunun gerekliliklerini yerine getireceğiz ya da oynamayacağız bu oyunu.

Anlıyor musunuz ne kadar aciz durumlara düşüyoruz. Hem mali açıdan hem de ülke deki sınır güvenliğini ekonomik anlamdaki güvenilirliğini sağlama açısından. Hem de Kıbrıs konusunda geldiğimiz noktadan.

Kim neden bizi ciddiye alsın ki?

**************

Günün Sözü

“Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin, o nehir asla durmaz.”

Grange


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları