Başka bir sen
Giray Altınok’un Başka Bir Sen filmi, yıllar sonra bana "Oyuncak Araba" isimli yazdığım duygusal aşk romanımın kalp atışlarını hatırlattı. Nilüfer’in Son Arzum şarkısının melodisiyle buluşan bu film, aşkın, kaybın ve yeniden başlamanın evrensel temasını izleyicisine sunuyor. Bir adam ve bir kadının her gün farklı bedenlerde uyanıp yeniden aşık olma hikayesi, aynı zamanda hayatın anlamını sorgulayan, romantizmi ve dramı içinde barındıran bir anlatı sunuyor.
Giray Altınok'un yazdığı senaryo, insanın sevgiye ve değişime olan derin bağlılığını mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Senaryonun her anı, gerçek ve düşsel olan arasındaki o ince çizgide dans ediyor. Bunun üzerine Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliği de filme ayrı bir tat katmış. Her karede sinematografik bir derinlik ve güzellik barındıran çekimler, filmin ruhuna gerçekten dokunuyor.
Bu film, zamanın içinde kaybolan bir aşkı ve bu aşkla birlikte varlık bulan insan ruhunu anlatırken, senaryo ve yönetmenin bu uyumlu birleşimi sayesinde derin bir anlam kazanıyor. Aşk, kayıp ve yeniden doğuş temalarını izleyiciye harika bir şekilde hissettiriyor. Giray Altınok’un bu başarısı, Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliğiyle taçlanmış ve sinemanın kalbine dokunan bir yapım ortaya çıkmış.
Bu tür projeleri izlemek, beni bir yazar olarak da mutlu ediyor. Hem duygusal hem de estetik açıdan zengin olan Başka Bir Sen, günümüz Türk sinemasının en değerli yapımlarından biri olarak hafızalarda yer edecek gibi görünüyor. Gerçekten de, Giray Altınok’un kalemi ve Ömer Faruk Sorak’ın objektifiyle hayat bulan bu hikaye, sinemanın en saf haliyle sevgi ve hayat üzerine düşündürüyor.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.