Tatar ile ilgili birkaç not

Yayın Tarihi: 31/03/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra’daki ziyareti ile ilgili ilk önce mali minvalde bizden bazı eleştiriler geldi.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklama iğrençten öteydi. Yine aynı saldırgan üslup ve Tatar’ı eleştirenlerin tümü ya Rumcu, ya hain ya da dış güçler tarafından beslenen seviciler. Saldırı.

Halbuki, ‘Halkımız müsterih olsun, bu halkın her bir kuruşu çok dikkatle harcanmakta ve Rum yönetiminin yoğun çalışmaları dünya çağında devam ederken, sessiz ve pasif kalmak olmaz.’ Tadında bir açıklama ile bu eleştiriler pekala yanıtlanabilirdi.

Dolayısıyla geçenlerde yazdığım, ilk yarı bitti, ikinci yarı için aksayan oyuncuları değiştirmek şart manasındaki yazı, önemini korudu hatta arttırdı.

Diğer taraftan, medya diplomasisine inananlardanım. Eğer Tatar, İngiltere’de birçok gazeteci ile buluşmuş, bazılarının ise sütununa ya da haberine konu olmuşsa, harcanan her kuruş helaldir. Tatar’ın siyasetine katılıp katılmamaktan bağımsız olarak bunu söylüyorum.

Her Cumhurbaşkanı İngiliz medyasında yer almak için birçok yolu kullanmış, hatta bir Cumhurbaşkanımız bir İngiliz halkla ilişkiler uzmanına yüklüce bir para ödemiş ve Britanya medyası ile ilişkiler kurulmasını sağlamıştı.

Bana göre üç Türkiye ziyareti yapılacağına bir Londra ziyareti yapılmalı. 5 Türkiye yerine bir Washington, 4 Türkiye yerine de bir Brüksel.

Gelelim Kings College önündeki protesto eylemine.

Londra’da yaşadığım dönemde çok protesto eylemi gördüm. Hiçbiri saldırgan değildi. Polisin belirlediği yer içerisinde sloganlar atılır, bayraklar yaftalar açılır ve sessiz bir şekilde dağılırdı. Polis eylem özgürlüğünü sınırlandırmaz, ancak gelecek olanın, ya da geçecek olanın önünün kesilmesine aracına saldırılmasına izin vermezdi.

Burada İngiliz polisinin bir zaafı var. Ya da organizatörlerin.

Gerçi Rumların bu tür protesto eylemleri gelenekleri içerisinde var sanırım. Ağırbaşlılıkta, misafirperverlikte ve fikrine katılmadığımızı bile dinleyebilme demokrasisinde bizden fersah fersah gerideler.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw görevde olduğu sırada Kıbrıs’a gelmiş, bu sefer Güney Kıbrıs’ta bir protesto gösterisine maruz kalmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam Türk tarafına geçmek için yolda olduğu sıradaydı.

İngiliz konvoyu hiç durmadı, hatta yavaşlamadı bile ve bir protestocuya çarpıldı. Hafif şekilde yaralanmasına neden olmuştu. Rum Gazeteciler bizim Cumhurbaşkanlığındaki basın toplantısında, yaralanan protestocuyu ve aracın çarptığını gördüklerine neden durmadıklarını Straw’a sorduklarında.

‘Geçmiş olsun. Ancak durup kendi güvenliğimi tehlikeye atacak değildim’ demişti.

Neticede, beğeniriz beğenmeyiz, Tatar Kıbrıs Türk Toplum Lideridir.

Anastasiades, Hristodulidis bunu kabul ediyorsa, Kings College’de okuyan yüzleri sivilceli, provokatör Rum gençleri de kabul etmek zorundadır.

Hristodulidis görüşüyorsa, Rum gençleri de tahammül edecek.

Bu noktada, ‘Tatar hiçbir şekilde Rumlarla temas etmesin’ diyenler de bir zahmet susuversin artık.

Tabii bu arada başlayan ‘geçmiş olsun’ korosunu gülümseyerek izliyorum.

Bu konuyu başka bir yazıya bırakırım.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları