Prof. Dr. Şerife Gündüz: Dereler haritalardan silinerek bu bölgelere inşaatlar yapıldı
Prof. Dr. Şerife Gündüz, derenin doğal akışını bozan plansız inşaatların taşkınları artırdığını, küresel iklim krizinin riskleri yükselttiğini belirtti. Devlet yetkilileri ve vatandaşların önlem almasının önemine vurgu yapan Gündüz, derelerin haritalardan silinerek bu bölgelerde inşaat izni verildiğini ifade etti. Gündüz, "her şeyin aşırısını yaşıyoruz, daha da kötüsünü yaşayacağız" dedi.
Uluslararası Final Üniversitesi (UFÜ) Çevre Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerife Gündüz, Kıbrıs Postası TV’de Canan Onurer’in sunduğu “Sabahın Haberleri” programına konuk oldu.
Prof. Dr. Şerife Gündüz, sel ve taşkınların nedenlerini ele alarak, derenin doğal akışını bozan plansız inşaat uygulamalarına dikkat çekti. Kamu Derelerinin Korunması Yasası’nın önemini hatırlatan Gündüz, yasa boşlukları ve uygulamadaki eksikliklere değindi, devlet ve vatandaşların sorumluluklarını vurguladı. Ayrıca küresel iklim krizine bağlı artan yağış riskine karşı önlem alınması gerektiğini belirtti, dere etrafına yapılan binaların durumu, baraj inşası ve yağmur suyunun depolanması gibi çözüm önerilerini paylaştı. Kurumsal hafıza, veri toplama ve teknolojik imkanların kullanımıyla bu sorunların kalıcı olarak çözülmesi gerektiğini de ifade etti.
"İNSANLARI DERENİN İÇİNE EV YAPMAYA İTEN NEDİR?"
Ülkede yağan şiddetli yağmurun ardından yaşanan taşkınlar hakkında konuşan Gündüz, "Çok kötü 3 gün geçirdik" dedi. Toplum olarak "her şeyi isteyen" bir yapıya büründüğümüzü ifade eden Şerife Gündüz, "insanları derenin içinde ev yapmaya iten nedir" sorusunu sordu. Kamu Derelerinin Korunması Yasası'na vurgu yapan Gündüz, "derenin içerisinde yapısını bozacak, dışında duvarlarının akışını, altyapısını bozacak her şey yasaktır" dedi. Yaşanan sel problemlerinin en büyük sorunlarından birinin inşaat sektörü olduğunu öne süren Gündüz, yapılan evlerin, derenin doğal akışını bozduğunu ifade eden Gündüz, derelerin bu sebeple taştığından bahsetti.
"DERELER HARİTALARDAN SİLİNEREK BÖLGELERDE İNŞAAT İZNİ VERİLDİ"
Yasanın içeriğini biliyor olmasına rağmen programdan önce yasada bir açık olması ihtimaline karşın yasayı incelediğini belirten Gündüz, şehir planlamacı arkadaşlarıyla da konuştuğunu ifade ederek, böyle bir açık olmadığını vurguladı. Dere yataklarının inşaatlarla doldurulmasının yasal bir süreç gibi işlediğini vurgulayan Gündüz, bunun kurallara aykırı olduğunu hatırlatarak "bunlara yasal izin verildi mi" sorusunu yöneltti. Kamu derelerinin devletin malı olduğu ve belirli mesafenin içerisinde inşaat yapılmasının kesinlikle yasak olduğunu bir kez daha hatırlatan Gündüz, bu derelerin öncelikle haritalara işlendiğini, ardından derelerin bu haritalardan silinerek bölgelerde inşaat izni verildiğini iddia etti.
"KOLAYA ÇOK ALIŞTIK, SORUMLULUKLARIMIZI HEP BAŞKASINA ATIYORUZ"
"Bundan sonra yağışlar normalin dışında olacak çünkü küresel bir kriz var " diyen Şerife Gündüz, devlet yetkililerinin ve tüm vatandaşların da bu durumun farkında olması gerektiğini belirtti. Sel ve taşkın olan bölgelerin hepsinin dere içerisinde, kenarında ya da dereyi doldurarak yapılan binaların etrafı olduğunu ifade eden Gündüz, bunun engellenmesinin başta devlet olmak üzere hepimizin sorumluluğu olduğunu belirtti. Gündüz, benzer süreçlerin artık her sene tartışılır olduğundan da bahsederek "toplum olarak kolaya çok alıştık ve işimize geldiği gibi davranıyoruz, bunun için de sorumluluklarımızı hep başkasına atıyoruz" dedi. Otoritelerin de yasal sorumlulukları birbirinin üzerine attığını ifade eden Gündüz, yasa karmaşasının özellikle de çevre konusunda çokça rastlandığını vurgulayarak, geçmişteki AB yasalarına uyum çalışmalarında da en büyük sorunun bu karmaşa olduğunu kaydetti.
"ALDIĞINIZ EVİ BİR SONRAKİ SENE KAYBEDEBİLİRSİNİZ"
Vatandaşların artık ev alırken koçana baktığı gibi taşkın ve sel riskine de bakması gerektiğini vurgulayan Gündüz, "aldığınız evi, bir sonraki sene kaybedebilirsiniz, bunun hem maddi hem manevi boyutu vatandaş için de belediyeler için de çok yüksek" dedi. Gündüz, "bunu biz 1 hafta sonra unuturuz; üzüldüğümüz ve konuştuğumuzla kalırız, bunu bir adım öteye taşımak gerek" diyerek, günlerdir konuşan uzmanların önerilerinin dikkate alınarak harekete geçme çağrısı yaptı.
"BU SÖYLEMLERDEN SONRA 'YOK OLMAZSA' HER ŞEY ARŞİVLİDİR"
Çevre planlamasında nüfus ve binaların sayıları ile konumları gibi verilerin öneminden de bahseden Gündüz, bu tip verilerin toplanmasının çok masraflı olmayacağını düşündüğünü aktardı. "Eğer arşivler bu söylemlerden sonra 'yok olmazsa' içeride her şey arşivlidir; devlet olmanın gereği budur" diyen Gündüz, kurumsal hafıza vurgusu yaptı. Gelişen teknolojiler sayesinde, uydular aracılığı ile geçmişte ve günümüzde binaların konumlarına ulaşılabildiğini ifade eden Gündüz, ayrıca İngiliz kaynaklarında da Kıbrıs'ın dereleri ve barajları ile ilgili bilgilerin olduğunu kaydetti. Gündüz, tüm bu kaynakların bulunarak çalışılması gerektiğini vurgulayarak, sonuçların masada kalmaktansa uygulamaya geçmesi gerekeceğini vurguladı. Halihazırda dere etrafında konumlanan ev ve işletmelerin durumuna dair de konuşan Gündüz, uzmanların önerdiği barajların maddi kaynak yaratılarak taşkını engelleyecek biçimde inşasının bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti.
"HER ŞEYİN AŞIRISINI YAŞIYORUZ, DAHA DA KÖTÜSÜNÜ YAŞAYACAĞIZ"
Yağmur suyunun depolanmasının çok zor olmadığını ancak kararlılık istediğini vurgulayan Gündüz, yağmur hasadının kişisel olarak küçük bütçelerle yapılabileceğini vurguladı. Gündüz, bu konuda bireysel çabaların yeterli olmayacağını ifade ederek, devlet olarak yağmur suyunun denize kaçmasını engellemek gerektiğini anlattı. İleride yaşanacak kuraklık ve su krizini vurgulayan Gündüz, "her şeyin aşırısını yaşıyoruz, daha da kötüsünü yaşayacağız" diyerek bir kez daha önlem çağrısında bulundu.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.