Avukat Cemre İpçiler: Disiplin Tüzüğünün Anayasa Mahkemesi'ne taşınması halinde iptal edilmesi olasıdır

Baro Konseyi Üyesi Avukat Cemre İpçiler, Disiplin Tüzüğü’nde yapılan son değişikliklerin anayasa ve laiklik ilkesini ihlal ettiğini savundu. İpçiler, tüzüğün Anayasa Mahkemesi’ne taşınması hâlinde iptal edilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Baro Konseyi Üyesi Avukat Cemre İpçiler, Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Canan Onurer’in hazırlayıp sunduğu Sabahın Haberleri programına konuk olarak katıldı. Katıldığı programda Disiplin Tüzüğü sürecini değerlendiren İpçiler, tüzüğün laiklik ilkesini aşan düzenlemeler içerdiğini ve Anayasa Mahkemesi’ne taşınması hâlinde iptal edilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu düşündüğünü söyledi.
İpçiler, ilk olarak tüzüğün 1998 yılında hazırlandığını ve 2020’de pandemiyle ilgili geçici bir madde, 2021’de ise siber zorbalıkla ilgili, çağa ayak uydurma amacıyla tadilat yapıldığını belirterek, tüzüğün aslında yapıldığı günden itibaren büyük ölçüde dokunulmadan kaldığını ifade etti.
Günümüze gelindiğinde ise ilk önemli değişikliğin geçen ay yapıldığını söyleyen İpekçiler, bu değişikliğin gelen tepkiler üzerine yalnızca iki gün sonra geri çekildiğini ve son haliyle geçtiğimiz günlerde yeniden tadil edildiğini söyledi.
İpçiler, yürürlükte olan tüzük değişikliğinde, kılık kıyafet konusunun ilk kez tüzük kapsamına girerek daha önce okul idarelerinin yönetmeliğinde olan yetkinin tüzüğe aktarıldığını belirtti. Tüzükte başörtüsüne doğrudan bir referans olmasa da, dün sabah okul idarelerine ve sendikalara iletilen genelgede “inancın gerektirdiği” kıyafetlerin okul üniforması ile uyumlu olması gerektiğinin bildirildiğini aktararak, genelgenin başörtüsünü kastettiğini ifade etti.
"YÜRÜRLÜKTEKİ DİSİPLİN TÜZÜĞÜ, ANAYASAYA AYKIRIDIR"
İpçiler, yürürlüğe giren Disiplin Tüzüğü değişikliğiyle beraber bakanlığın okul idaresine kurallar koyduğunu ancak KKTC Anayasası’nda yasama yetkisinin Meclis’te olduğunu hatırlattı. Bakanlar Kurulu’nun tüzük ile sadece kendi alanında düzenleme yapma yetkisi olduğunu vurgulayan İpçiler, yürütmenin tüzük yapma yetkisi üzerinden yasama yetkisinin devredilemeyeceği ilkesinin çiğnendiğini ve bu nedenle yapılan değişikliğin anayasaya aykırı olduğunu söyledi.
Kılık kıyafetle ilgili detaylı düzenlemenin neden tüzük içinde değil de genelgeyle yapıldığına dair gelen bir soruya ise İpçiler, bunun muhtemelen kamuoyunun gözünden kaçırılmak amacıyla bakanlık tarafından tercih edildiğini ifade etti.
"BU DENLİ SPESİFİK BİR İNANÇ ODAKLI DÜZENLEME, LAİKLİK ÇİZGİSİNİ AŞMAKTADIR"
İpçiler, tüzükte “tüm inanç özgürlükleri” ifadesi yer alsa da başörtüsüne doğrudan bir atıf yapılmadığını; ancak “üniformayı kapatmayacak”, “yakayı kapatmayacak” gibi betimlemelerle başörtüsünün tarifinin oldukça açık olduğunu vurguladı. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar detaylı bir başörtüsü enstrümanına rastlamadığını belirten İpçiler, devletin bu denli spesifik bir inanç odaklı bir düzenleme yapmasının laiklik çizgisini aştığını ifade etti.
Aynı şekilde, devletin “lise kademesinde öğrencilerin inançlarına dayalı kıyafet kullanımıyla ilgili usul ve esaslar genelgesi” gibi bir belge yayımlamasının da dünyada örneğine rastlanmadığını belirten İpçiler, din ile siyaset çizgisinin aşıldığını bir kez daha vurguladı.
"TÜZÜĞÜN, ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞINMASI HALİNDE İPTAL EDİLMESİNİN KUVVETLE MUHTEMEL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
İpçiler, anayasayı ihlal ettiğini düşündüğünü belirttiği Disiplin Tüzüğü'nün ayrıca lise ve ortaokullarda uygulanacak disiplini öğrencilere dayatırken, Hala Sultan İlahiyat Koleji öğrencilerinin kılık kıyafetine ilişkin düzenlemelerin okul idaresine bırakıldığını ve bu durumun tek bir okulu ayrı bir hukuki uygulamaya tabi tutarak farklı bir hukuki soru işareti yarattığını dile getirdi.
Son olarak İpçiler, Disiplin Tüzüğü’nün yetkisinin bakanlığa bağlandığını, bunun “sakat” bir hukuki enstrüman olduğunu ve öğrencilerin disiplin davranışlarını düzenleme yetkisi veren bir yasa maddesine dayanarak okul idarelerinin alacağı kararların düzenlenmesinin yasada belirlenen çerçevenin dışına çıktığını, dolayısıyla yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesini ihlal ettiğini söyledi. Bu nedenle tüzüğün Anayasa Mahkemesi’ne taşınması hâlinde iptal edilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu düşündüğünü belirtti.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.