İnsan Hakları Vakfı: Polis Örgütü bir haftada 4 ifade özgürlüğü ihlali gerçekleştirdi!

Bir haftada dört ifade özgürlüğü ihlali yaşandığını savunan KTİHV, Polis Örgütü’nü insan haklarına uygun davranmaya çağırdı

Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı (KTİHV), 3–10 Mayıs 2025 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs’ta ifade özgürlüğüne yönelik dört ayrı müdahale yaşandığını belirterek, Polis Örgütü’nü bu konuda insan haklarına uygun davranmaya davet etti. Vakıf, söz konusu tarihlerde her 48 saatte bir ifade özgürlüğü ihlali yaşandığını kaydederek, bu durumun sistematik bir sorun haline geldiğine dikkat çekti.

KTİHV tarafından yapılan açıklamada, ifade özgürlüğünün demokratik toplumun temel yapı taşlarından biri olduğu vurgulanarak, “Toplumsal ilerleme ve bireyin gelişimi için vazgeçilmez olan ifade özgürlüğü, gerek KKTC Anayasası'nda gerekse içtihatlarda ayrıntılı biçimde korunmaktadır. Ancak son bir haftada yaşanan gelişmeler, bu hakkın pratikte ciddi şekilde ihlal edildiğini göstermektedir” denildi.

Vakıf, ilk ihlalin 3 Mayıs 2025 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı’nın KKTC ziyareti sırasında “İrade Bizde” pankartı taşıyan beş kişinin tutuklanmasıyla yaşandığını belirtti. KTİHV, bu müdahalenin açık bir ifade özgürlüğü ihlali olduğunu ve 2011 yılında benzer bir olayda yargı tarafından tazminat kararı verildiğini hatırlattı.

Aynı hafta içinde gazeteciler Ayşemden Akın ve Emine Yüksel’in yaptıkları haberler nedeniyle ölüm tehdidi aldıkları, ancak polis tarafından korunma taleplerinin yeterince karşılanmadığı da ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirildi.

Bir başka olayda ise Halkın Partisi’nin milletvekillerini eleştiren içeriklerin yer aldığı reklam panolarını kiraya veren kişiye, milletvekillerinin özel hayatına müdahale gerekçesiyle polis tarafından ifade çağrısı yapıldığı aktarıldı. KTİHV, milletvekillerinin kamu adına kararlar aldığına dikkat çekerek, bu tür eleştirilerin özel hayata müdahale kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurguladı.

Son olarak, 1 Mayıs kutlamalarında Kürtçe “Yaşasın 1 Mayıs” pankartı taşıdıkları gerekçesiyle dört kişinin gözaltına alınmasının da ciddi bir ifade özgürlüğü tehdidi oluşturduğu belirtildi.

KTİHV, demokratik bir toplumda ifade özgürlüğünün baskı ve sansüre maruz kalamayacağını vurgulayarak, “Siyasi figürler, devlet kurumları ve kamuya açık kişiler eleştiriye açık olmalıdır. Rahatsız edici, iğrendirici hatta şoke edici ifadelerin bile korunması, hem insan hakları hem de demokratik değerler açısından hayati önem taşır” ifadelerini kullandı.

Vakıf, tüm bu gerekçelerle Polis Örgütü’nü ifade özgürlüğüne saygı göstermeye çağırdı.