Hamit, Schengen sürecini değerlendirdi: "Eşit egemenlik" söylemi masada olmayınca boşa düşer

Ekonomist Mertkan Hamit, Güney Kıbrıs’ın Schengen’e dahil olma sürecinde yaşanabilecek değişimlerin teknik değil siyasi bir mesele olduğunu vurguladı. Schengen ve Yeşil Hat Tüzüğü’nde olası düzenlemeler için Kıbrıslı Türklerin masada olması gerektiğini söyleyen Hamit, aksi takdirde “eşit egemenlik” söyleminin içi boş kalacağını ve siyasi özne konumunun zedeleneceğini ifade etti.

Ekonomist Mertkan Hamit, Canan Onurer’in Kıbrıs Postası TV’de hazırlayıp sunduğu Sabahın Haberleri programına konuk oldu.
SCHENGEN NEDİR VE NEDEN GÜNEY KIBRIS'IN GÜNDEMİNE GİRDİ?
Programda Avrupa Birliği entegrasyon süreci çerçevesinde Schengen konusunu değerlendiren Hamit, Schengen’in, normal koşullarda Avrupa Birliği'nin ortak pazar uygulaması gibi, coğrafi sınırların da birleşmesini ve kişilerin hareket özgürlüğünü devlet sınırlarına bakılmaksızın mümkün kılan önemli bir adım olduğunu söyledi.
Hamit, bugüne kadar Kıbrıs’ın Schengen sisteminin bir parçası olmadığını hatırlatarak, mülteci kriziyle birlikte AB’nin dış sınırlarını korumakla görevli Frontex’in güçlendiğini ve bu çerçevede Kıbrıs’ın da dış sınır güvenliğini ilerletme fırsatı bulduğunu ifade etti. Bu gelişmenin, Kıbrıs’ın Schengen’e dahil olma yönünde temel bir motivasyon sağladığını belirtti.
"DOLAŞIMDA YAŞANABİLECEK OLASI DEĞİŞİKLİKLER TEKNİK DEĞİL, SİYASİ İRADE MESELESİDİR"
Kıbrıs içi dolaşımda yaşanabilecek olası değişiklikleri de değerlendiren Hamit, AB içinde benzer durumlara dair örneklerin mevcut olduğunu ve bu durumların yapısal bir değişikliğe yol açmadığını söyledi.
Hamit, meselenin teknik değil, siyasi irade meselesi olduğunu vurgulayarak, bu iradenin geçmişte Kıbrıslı Türk toplumunun lehine oluşturulan Yeşil Hat Tüzüğü ve Mali Yardım Tüzüğü gibi uygulamalarla somutlaştığını dile getirdi.
"HÂLİHAZIRDA GEÇİŞ KAPILARINDA AYRIMCILIKLAR VARKEN, SCHENGEN SONRASINDA SORUN YAŞANMAMASI İÇİN SAĞLIKLI BİR MÜZAKERE MASASINA İHTİYAÇ VAR"
Hamit, geçiş kapılarında hâlihazırda bazı ayrımcılıkların mevcut olduğunu ve BM İnsan Hakları raporlarında geçişlerde tüm kesimlere eşit muamele yapılmadığının tespit edildiğini belirtti. Schengen sonrasında yaşanabilecek olası sorunların önüne geçmek için sağlıklı bir müzakere masasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ayrıca Hamit, adanın kuzeyinde girişlerde etkin denetim ve izleme mekanizmalarının geliştirilebileceğini belirterek, geçmişte Akıncı–Anastasiadis döneminde olduğu gibi, AB Ad-hoc Komitesi aracılığıyla Frontex ile iş birliklerinin yürütülebileceğini ifade etti.
"HÜKÜMET VE CUMHURBAŞKANININ SON DÖNEMDE YAPTIKLARI, KIBRISLI TÜRKLERİN SİYASİ ÖZNE KONUMUNU ZEDELEYEN ANLAMSIZ BİR DURUŞTUR"
Son olarak hükümetin son dönemde yaptığı açıklamaları da değerlendiren Hamit, Schengen ve Yeşil Hat Tüzüğü’nde yaşanabilecek olası değişiklikler karşısında Kıbrıslı Türklerin masada olması gerektiğini söyledi.
Hamit, kişi ve malların serbest dolaşımının toplumun refahında kritik bir rol oynadığını vurgulayarak, aksi durumda “eşit egemenlik” söyleminin içi boş bir iddiaya dönüşeceğini dile getirdi. Müzakerelerden kaçmanın, Kıbrıslı Türklerin siyasi özne konumunu zedeleyen ve anlamsız bir duruş olduğunu ifade etti.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.