Mertkan Hamit: Kıbrıslı Türkler mağdur olmaktan çıkıp 'mafya devleti' olarak anılan bir yapıya sürüklendi

Ekonomist Mertkan Hamit, Kıbrıslı Türklerin uluslararası platformlarda mağdur halk imajını yitirip mafya devleti olarak algılanmaya başladığını belirtti. Hamit, hükümet söylemlerinin bu durumu derinleştirdiğini, mülkiyet krizinin yatırımcı güvenini sarstığını ve pasif diplomasinin eşit egemenlik iddiasını zayıflattığını vurguladı.

Ekonomist Mertkan Hamit, Kıbrıs Postası TV’de Ulaş Barış’ın hazırlayıp sunduğu Gündem programına konuk oldu.
İlk olarak programda son dönem siyasi söylemleri ve Kıbrıs sorunu bağlamında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Hamit, hükümet ve Cumhurbaşkanlığı'nın Güney Kıbrıs'a yönelik açıklamalarını "vizyonsuz ve geleceksiz" olarak nitelendirdi.
Hamit, bu tür söylemlerin adada Türkiye’ye ilhak gibi bir çizgiye vardığını ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası platformlardaki görünürlüğünü giderek kaybetmesine yol açtığını ifade etti.
Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı dönemine ilişkin sonuçları da sıralayan Hamit, şu değerlendirmelerde bulundu:
-
"Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorununun çözümünden vazgeçen taraf konumuna düşürüldü.
-
Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına rağmen, adada Ruslara yönelik ambargolardan muafiyet sağlanarak uluslararası hukuk ihlalleri gerçekleşti"
"KIBRISLI TÜRKLER MAĞDUR BİLR HALK OLMAKTAN ÇIKIP, MAFYA DEVLETİ OLARAK ANILAN BİR YAPIYA SÜRÜKLENDİ"
Tüm bu sonuçların, “tanınmamışlığın avantajları” adı altında yürütülen politikanın doğal sonucu olduğunu savunan Hamit, bu yaklaşımın günümüzdeki birçok diplomatik ve sosyal gerginliğin temel sebebi haline geldiğini kaydetti. Hamit, "Kıbrıslı Türkler mağdur bir halk olmaktan çıkıp, dış dünyada mafya devleti olarak anılan bir yapıya sürüklendi" ifadelerini kullandı.
Mülkiyetle ilgili yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Hamit, son tutuklamaların yatırımcılarda ciddi bir güvensizlik yarattığını belirtti. Hamit, bdurumun, yatırımcıların geri çekilmesine ve konut arzının düşmesine yol açtığını, bunun da konut fiyatlarında ciddi bir düşüşe neden olduğunu söyledi.
"MÜLKİYETLE İLE İLGİLİ TÜM İŞLEMLER AİHM KRİTERLERİNE UYGUN ŞEKİLDE UYGULANMALI"
Kıbrıs sorununun çözüm modeli ne olursa olsun, mülkiyetle ilgili tüm işlemlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kriterlerine uygun şekilde kayıt altına alınması gerektiğini vurgulayan Hamit, bu kurallara uymayanlara ciddi yaptırımlar uygulanmadığı sürece uluslararası alanda samimi bir duruş sergilenemeyeceğini dile getirdi.
"SCHENGEN İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERDE MASADA OLMAZSAK, 'EŞİT EGEMENLİK' SÖYLEMİ İÇİ BOŞ BİR SLOGANDAN ÖTEYE GİDEMEZ"
Schengen meselesine de değinen Hamit, ilgili makamların Avrupa Birliği ile ivedilikle iletişime geçmesi gerektiğini söyledi. Hamit, olası düzenlemelerde Kıbrıslı Türklerin masada yer almasının hayati olduğunu vurguladı.
Kişi ve malların serbest dolaşımının toplumun refahında kilit rol oynadığını belirten Hamit, aksi takdirde “eşit egemenlik” söyleminin içi boş bir slogandan öteye gidemeyeceğini ifade etti.
"KENDİ KENDİNİZA KAPANIP DÜNYANIN SİZİ ANLAMASINI BEKLEYEMEZSİNİZ"
Programın sonunda Cumhurbaşkanlığı ve Özel Temsilcilik makamlarından bu konularla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığına dikkat çeken Hamit, "Kendi kendinize kapanıp dünyanın sizi anlamasını bekleyemezsiniz" diyerek, pasif ve tepkisel diplomasi anlayışını eleştirdi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.