Kıbrıs Azerbaycan Dostluk Cemiyeti Başkanı: İran’dan sonra sıra Türkiye’de söylemi çürük

Azerbaycan’ın “İsrail dostluğu ve stratejik müttefik” yaklaşımı, KKTC’de faaliyet gösteren “Kıbrıs Azerbaycan Dostluk Cemiyeti Başkanının” da lisanına yansıdı.

Kıbrıs Azerbaycan Dostluk Cemiyeti Başkanı Orhan Hasanoğlu, İran rejiminin halktan ve bölgeden giderek koptuğunu savundu: “İran her gün kaybediyor, halk artık bu rejimi istemiyor” dedi.
Kıbrıs Azerbaycan Dostluk Cemiyeti Başkanı Orhan Hasanoğlu, TV2020’de yaptığı açıklamalarda, İran’da artan iç huzursuzluklara ve dış müdahale ihtimallerine ilişkin konuştu.
İran rejiminin hem içeride hem de dışarıda meşruiyetini yitirdiğini söyleyen Hasanoğlu, ülkedeki etnik grupların da bağımsızlık talebini açıkça dile getirmeye başladığını belirtti.
“İran’dan sonra sıra Türkiye’de…” söylemini de “çürük” olarak niteleyen Orhan Hasanoğlu, bu söylemlerin motivasyon bozmak maksatlı olduğunu, imkansız olduğunu iddia etti.
"Eğer böyle bir şey olursa ki imkansız bu, 3. dünya savaşının başlaması demek olur" dedi.
“İRAN REJİMİNDEN HERKES BIKTI”
Hasanoğlu, İran’da yalnızca siyasi değil, toplumsal olarak da ciddi bir çözülme yaşandığını savundu:
“İran’da yaşayan herkes İran İslam rejiminden bıkmış durumda. İsrail’in nükleer söylemi de aslında rejimi yıkmaya yöneliktir. İran, 50 yıldır kendisini dünyadan izole etti. Diplomatik ilişkilerde ne durumda olduğu ortada.”
“İRAN’DAKİ AZERİLER VE KÜRTLER ARTIK SES VERİYOR”
Hasanoğlu, İran’daki etnik grupların bağımsızlık taleplerini daha güçlü ifade etmeye başladığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“İran’daki Kürtler de bağımsızlık arayışı içinde. Öte yandan, 30 milyonu aşkın Azeri, önemli kısmı yurtdışında yaşıyor ve onlar da İran içindeki soydaşları adına şimdilerde sosyal medyada (Güney Azerbaycan adına) bağımsızlık çağrısı yapıyor.”
“İSLAM DİYOR AMA KARABAĞ’DA MÜSLÜMAN ÖLDÜRDÜ”
İran rejiminin mezhebi söylemlerle meşruiyet aradığını, ancak eylemlerinin bu söylemlerle çeliştiğini belirten Hasanoğlu, “İran ‘Şii-Caferiler arkamızda’ diyor ama bu söylemin bir karşılığı yok. Birinci Karabağ Savaşı’nda Müslüman kardeşlerini öldürdü mü, öldürdü! Rejim kendi halkını da bölgeyi de kaybediyor” dedi.
Hasanoğlu ayrıca, İsrail-İran çatışması çerçevesinde yaşanan can kayıplarına da değinerek, “İsrail’de ölen, İran’da ölen, dünyanın herhangi bir çatışma bölgesinde hayatını kaybeden insanlar için biz, dini inançlarına değil, ortak insan acısına bakarız. Biz bu acıyı her yerde hissediyoruz,” ifadelerini kullandı.
“İRAN REJİMİ İSTİFA ETMELİ”
İran rejimine doğrudan mesaj veren Hasanoğlu, “Bu rejim artık kendisini bırakmalıdır. İran her geçen gün kaybediyor. Halkın talepleri bastırılarak susturulamaz,” diyerek rejimin değişmesi gerektiğini savundu.
İSRAİL-İRAN: KÜLTÜREL İŞ BİRLİĞİNDEN STRATEJİK ORTAKLIĞA
Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin bugün en çok öne çıkan yönleri enerji ve güvenlik alanlarındaki iş birliği.
Azerbaycan, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında en büyük Yahudi azınlığa sahip ülkelerden.
Dünya Yahudi Kongresi'ne göre Azerbaycan'da 7 binden fazla Yahudi bulunuyor. Farklı kaynaklara göre bu sayı 30 bine kadar çıkıyor.
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ferid Şefiyev, Azerbaycan'daki Yahudi diasporasının 1000 yıllık geçmişi olduğunu ve ilişkilerin gelişmesindeki itici güçlerden birinin bu diaspora olduğunu söylüyor.
Kadir Has Üniversitesi'nden Doçent Doktor Salih Bıçakcı, bu temeller çerçevesinde iki ülke arasında "karşılıklı, uzun süreli ve güven üzerine dayalı bir ilişki" geliştiğini anlatıyor.
Petrol tedariğinin büyük kısmı Türkiye'yi de kapsayan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden sağlanıyor ve Akdeniz'deki gemiler ile İsrail'e taşınıyor.
İsrail ve Azerbaycan arasındaki enerji iş birliği sadece bununla sınırlı değil.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR, Ocak'ta İsrail'in en büyük ikinci doğal gaz kaynağı olan Tamar Gaz Sahası'nın hisselerinin yüzde 10'unu satın aldı.
İkili ilişkilerin en önemli unsurlarından diğeri ise savunma sanayi.
Gadimova-Akbulut, Azerbaycan'ın 2016-2021 yılları arasında savunma ithalatının neredeyse yüzde 70'inin İsrail'den geldiğini vurguluyor.
Araştırmacı, İsrail tarafından sağlanan gelişmiş teçhizatın özellikle 2020'deki Dağlık Karabağ Savaşı'nda kilit rol oynadığına dikkat çekiyor.
Doç. Dr. Salih Bıçakcı, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Enerji ilişkileri, gaz ilişkileri, petrol ilişkileri, askeri ekipman ilişkileri çok önemli. Birçok problemden dolayı Azerbaycan'ın o ekipmanları almak için İsrail yerine koyacağı kimse yok."
Bıçakcı, son yıllarda savunma alanında ilerleme kaydeden Türkiye'nin Azerbaycan için savunma ithalatı konusunda bir alternatif haline geldiğini ve Bakü'nün bu konudaki açığını "yavaş yavaş doldurmaya başladığını" vurguluyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 2024 yılı ihracat raporuna göre Azerbaycan, yüzde 5'lik payıyla Türkiye'nin savunma sanayindeki en büyük dördüncü ihracat ortağı.
Ferid Şefiyev, Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin yalnızca "petrol-silah takasına" indirgenemeyeceğini söylüyor ve ekliyor:
"Bunun ötesinde özellikle Azerbaycan'ın İran'a yakınlığını göz önünde tutulduğunda daha büyük tarihi ve jeopolitik çıkarlar var."
İRAN FAKTÖRÜ
İsrail'i bölgedeki bir numaralı rakibi kabul eden İran, Azerbaycan ile kara sınırı paylaşıyor. Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın rakibi Ermenistan'ı destekliyor.
Yaklaşık 90 milyon nüfusa sahip İran'da en büyük azınlık grup etnik Azeriler.
Bu grubun, nüfusun üçte birini oluşturduğu tahmin ediliyor. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da bu azınlığa mensup.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.